| |
|
|
Hiçbir olay üç kişinin arasında saklı kalamaz ki
Hikaye bu ya, Nobel kazanmış, dünyanın tanıdığı bir okyanus bilimcisi (Herhalde bir oşinograf) bir araştırma gemisi ile, aylar sürecek açık deniz gezisine başlamış. Gemiler geçmeyen ummanda, derinliklerin gizemlerini bulup, bilim dünyasına sunmakmış amacı. Aradan birkaç ay geçince cinselliğini hatırlamış. Araştırma gemisinin kaptanını, kamarasına çağırmış. Sonra ne istediğini söylemiş: - Kaptan, bana bir kadın bulmalısın. Aylar süren yalnızlık bütün yaratıcılığımı ve düşünce yeteneklerimi köreltmeye başladı. Mutlaka bir kadın arkadaş bulmalısın bana. Bu önemli bilgini dikkat ve saygı ile dinleyen kaptan, boynunu çaresizlik içinde büküp, cevap vermiş. - Sizi çok iyi anlıyorum sayın bilgin. Fakat eski bir denizci inancı uyarınca, uğursuzluk olur diyerek, uzun yolculuklarda tekneye kadın almıyoruz. Ama mesele sadece cinsel açlığınızın giderilmesi ise, gemideki Çinli ahçıyı sizin hizmetinize sunabilirim. Kaptanın bu sözlerini duyan bilgin öfkelenip bağırmış, - Sen beni ne sanıyorsun? Ben Nobel sahibi bir kişiyim. Çık git kamaramdan. Bir daha böyle Çinli ahçı gibi saçmalıkları ve saygısızca teklifleri duymak istemiyorum. Aradan birkaç ay daha geçmiş okyanusun ortasında. Ünlü bilginin cinsel açlığı, dayanılmaz hale gelmiş. Bilgin yine çağırmış kaptanı kamarasına ve konuşmuş, - Kaptan sen bana birkaç ay önce bir Çinli ahçıdan söz etmiştin.Düşündüm. Bu teklifini kabul etmeye karar verdim Ancak benim Çinli ahçı ile ilişkimi sadece üç kişi bilecek. Sen, ben ve Çinli ahçı. Başka hiçbir canlının bu olaydan haberi olmaması gerekiyor. Kaptan ünlü bilginin sözlerini saygı ile fakat gülümseyerek dinlemiş. Sonra cevap vermiş: - Sayın bilgin. Bu mümkün değil. Eğer siz Çinli ahçı ile ilişkiye girecekseniz, bunu üç değil, beş kişi bilmek durumunda olacak. En az beş kişi bilecek bu ilişkinizi.. Bilgin öfkeli ve şaşkın, sormuş. - Neden beş kişi? Sen, ben ve Çinli ahçı dışında kim bilecek bunu? Kaptan açıklamış, - Siz, ben ve Çinli ahçı dışında, Çinli ahçının kollarından tutan iki tayfa da bilecek ilişkinizi efendim Bu hikaye nereden geldi aklıma. Çakıcı'nın Avusturya'da yakalanmasından sonra, onunla devlet arasındaki ilişkileri açıklayan çok gizli bilgiler, hemen her gazetede tefrika edilmeye başladı. Anlaşıldı ki, Çakıcı da "Kamusal Alan"ın bir öğesiymiş, üstelik fonksiyoneriymiş. Bunu da hemen herkes biliyormuş. Başka bilinmeyenlerin açıklanmasının da muhtemel olduğu yolunda yorumlar var üstelik. Örneğin Yeni Şafak'ta Taha Kıvanç-Fehmi Koru, bir başka duruma değinerek şöyle yazıyordu dün: - Siyasi manevralar öyle kendiliğinden olmaz; istenilen sonucu almak için bazı unsurlara ihtiyaç vardır. Bu unsurlar içerisinde en değerlisi ise insandır. Mesut Yılmaz ve kadrosu Yüce Divan'a sevk edilecekler, değil mi? Eldeki verilerle mahkumiyet sağlamak güç; ama kısa süre önce yurtdışına kaçtığı için gündemdeki Alaattin Çakıcı'nın yakalandığını ve bülbül gibi şakımaya başladığını düşünün.. Diyorum ki: Ne kadar güçlü ve önemli kişi olursanız olun, Çinli ahçılarla ilişki kurmaya kalkmayın. O sussa bile, kollarından tutan tayfalar durumu herkese anlatır birgün.
|