|
|
|
|
|
|
Evrensel bir dil kullanıyor
Kişisel gelişim uzmanı Arife İnci Ceyhan, liderlik üzerine farklı ve özgün bir çalışma yapıyor. Liderlik kriterlerini İslami kültür kodlarına göre değerlendiren Ceyhan, Başbakan Erdoğan'ın hitaplarında evrensel bir dil kullandığını söylüyor.
*** Bush sanki Allah'ın CEO'su gibi
Kişisel gelişim uzmanı Arife İnci Ceyhan, geliştirdiği liderlik eğitim programını Kuran-ı Kerim'i kaynak alarak hazırladığını söylüyor. Ceyhan'ın tespitine göre günümüzün siyasi liderleri aynı zamanda dini bir liderin karizmasına sahip olmak istiyor
Milyonların içinden sivrilip gelmiş bir lider olmak... Kitlelerin, ülkelerin hatta dünyanın kaderine yön vermek... Böylesine önemli bir misyon yüklenmek ne gibi özellikler gerektirir? Nasıl davranmalı, nasıl hareket etmeli? Liderlik evrensel bir kavram mı yoksa toplumlara göre farklı nitelikler mi gerektirir? Liderlik üzerine pek çok çalışma yapılıyor ve kimi zaman ortaya farklı lider tanımları da çıkıyor. Türkiye'de de liderlik ve kişisel gelişim üzerine birçok yayın bulunuyor. Ancak Kişisel Gelişim Uzmanı Arife İnci Ceyhan, bu yayınların yabancı yayınların çevirisi olmaktan öteye gidemediği görüşünde. Oysa bizim İslami kültüre dayalı bir toplum olduğumuzu ve Hıristiyan toplumunda uygulanan o kültürle donatılmış liderlik anlayışlarının Türkiye'ye uygun olmadığını düşünüyor: "Bence her kitaptan öğrenilecek şeyler de vardır ama İslami kültür kodlarına göre yaşayan bir ülke insanı için bazen afaki bulunabiliyor. Bu ve başka nedenlere de dayanarak, Türkiye'de kişisel gelişim, ekip çalışması ve liderlik anlayışı ne olabilir? Ben Türk insanının şifresini çözmek istedim ve araştırmaya başladım. Yedi senelik bir araştırma sonucunda da bir program ortaya çıktı." Arife İnci Ceyhan'ın bugüne kadar Başbakanlık, Merkez Bankası, Gençlerbirliği Spor Kulübü, Sıhhiye Orduevi Yönetimi ve Personeli, ANAP Çankaya İlçe Başkanlığı gibi pek çok kurum ve kuruluşta verdiği liderlik seminerlerinde uyguladığı bu programın belki de en farklı yönü, bilgi kaynağının Kuran-ı Kerim olması: "Kuran'ın verilerini temel alarak bu programı çıkardım. Çünkü yeterli bilgi orada var ama doğru bakmasını bilene. Bu kutsal kitabın yaşanılır bir şey olduğunu düşünmedik. Ama bütün bilgi onun içerisinde. İyi bir lider olmanın, adalet duygusunun, hoşgörünün, disiplinli olmanın, çalışmanın önemi herşey... Sonuçta ortaya bir liderlik sistematiği çıkardım." Liderliğin Türkiye'de 1960'lı yıllardan bu yana araştırılan ve geliştirilmeye çalışılan yeni bir olgu olduğunu söyleyen Ceyhan, "Dünya liderini arıyor. Lider kurtarıcı değildir. Yaratıcılığını toplum yararına dönüştürebilen; bir hareketi başlatan, yayan, toplumun kendisini inanarak izlediği, zamansızlıkla sınırlı olarak kişisel gelişimini ve bütünlüğünü tamamlamaya çalışan, değişebilen ve değiştirebilen kişidir, lider... Yani bir lider hizmet için vardır" diyor. Siyasi liderlerin aynı zamanda bir ruhban lider çekiciliğine sahip olmak istediklerini düşünen İnci Ceyhan buna en uygun örnek olarak da ABD Başkanı George Bush'u gösteriyor: "Bush sanırım görevlendirildiğini düşünüyor. Allah'ın CEO'su yani. Ancak, iyi bir lider olmanın vazgeçilmez koşulu barıştan yana olmaktır. Bush'un yanılgısı da burada zaten. Ama Bush, Hitler gibi olumsuzun gücünü göstermesi bakımından kayda değerdir. Bush dünya lideri olmak istedi. Tayyip Erdoğan da hitaplarında evrensel bir lisan kullanıyor. Dünya lideri olmak için çok önemli hasletler ve bütünlük gerekiyor. En azından hangi kutsal görevlerle orada bulunduklarını açıklamaları gerekiyor. Öyle ya bu, aynı zamanda toplumun yeni hedefi olacaktır." Yaptığı yedi yıllık araştırma sonucunda Türk insanının ekip çalışmasına yatkın olmadığını görmüş İnci Ceyhan: "İlginçtir halbuki İslami kültür hoşgörüyü, dayanışmayı, yardımlaşmayı ve bir sürü iyi özelliği bünyesinde taşır. Belki kentleşme sürecinin etkisiyle bir bireyselleşme çıkmış ortaya. Aslında bireyimiz tam bir birey de değil. Benlik net gelişmemiş. Özgüven eksikliği var. Çünkü hep kısır döngü hikayeleriyle büyüdük biz. Yani kötü bir olay diğer bir kötü olayı tetikler ve bir kısır döngü yaratır. Ben bunu verimli döngüye dönüştürmek istiyorum." Günümüzde değişime ayak uydurabilmek için kişisel gelişim programlarının çok önemli bir fonksiyonu olduğunu söyleyen İnci Ceyhan, bunu şöyle açıklıyor: "Bilgi tedricen alınan bir şeydir. Yani bizim bilinç düzeyimiz yükseldikçe algıladığımız bilgi miktarı çoğalır. Kişisel gelişim ekip çalışması ve liderlik seminerleri de buna yönelik bir çalışmadır. Bilgiyi alabilme kapasitesini genişletmek diyebiliriz buna. Bu yüzden kişisel gelişim çalışmalarının çok artması ve yaygınlaştırılmasından yanayım. Hatta cezaevlerine sokulmalı, okullarda milli eğitim düzeyinde ilköğretim okulu düzeyinde sokulması taraftarıyım. Çünkü bireyin bilgiyle olan ilişkisinin yeniden organize edilmesi gerekiyor." Şu sıralar ikinci kitabını yazan Ceyhan'ın 2002 yılında yazdığı bir kitabı daha var. Kişisel gelişim konusunda yaptığı çalışmaları topladığı bu romanın adı ise "Bir Bebeğim Oldu Öldü". Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dil Bilimi mezunu olan Arife İnci Ceyhan, kişisel gelişime merak saldıktan sonra kendi hayatında da pek çok olumlu değişimler yaşamış. Onun ilginç yanlarından biri de hem güçlü bir İslam inancına hem de son derece modern bir görünüme sahip olması. "Bu bir çelişki değil mi?" diye sorduğumuzda şöyle yanıt veriyor: "Hayır bu bir çelişki değil. Çünkü Kuran 1500 yıl önce geldi. Eğer 1500 yılda biz nefsimizi kontrol edemediysek, bunu hala örtülerle yapabiliyorsak Kuran bence başarılı olamamıştır diye düşünüyorum. Yani amaç orada nefsi kontrol etmeyi öğrenmek. Bu örtüyle çıkılabilecek bir şey değildir. Erkeğimizin bu yolda adım atması gerekiyordu sanırım. Bunun için kadının kapanması gerekmiyor. Bugünün koşulları içerisinde bence son derece seksist bir yaklaşım. Kuran'la da hiç bağdaşmıyor. Dolayısıyla bana itici geliyor ve başörtüsünün bir demokrasi retoriği olarak kullanılmasından hiç hoşlanmıyorum."
"Kriz dönemini iyi atlatamadı" Recep Tayyip Erdoğan, kuşkusuz liderlik özellikleri taşıyor, taşımasa o noktaya gelmezdi. "Değiştim" diyor. Bu değişimin parametrelerini bilmeye ihtiyacımız var ve ne kadar samimi olduğunu bilemiyorum. Irak Savaşı liderlik kapasitesini ölçecek önemli bir kriz dönemiydi. Önemli bir fırsatı kaçırdı. İyi lider barışsever bir liderdir. İslami kültürün en önemli özelliği barışsever bir lider yaratmaktır. Meydan okuyan bir tavır beklerdim.
"Ne yazık ki yenik bir lider" Fatih Terim ne yazık ki yenik bir lider. Milan'dan ayrılmasını ben çok aşık olduğunuz bir kadından ayrılmak zorunda kalırsınız ya tıpkı bu duruma benzettim. Yarım kalan bir iş... Dolayısıyla kendisini en yenik hissettiği zamanda Galatasaray'a döndü. Verimsiz. Sistemden bahsetti. Eğer samimi idiyse "sistem" dediği şey en azından kağıt üzerinde hazır olmalıydı. Ama her şey bitmiş değil. Bu eski güçlü günlerine dönemeyeceği anlamına gelmez.
Neslihan
Tunç
|
|
|
|
|
|
|
|
|