Demokratik olgunluk
Demokrasi sadece bir dizi kural değil, bir zihniyet, bir hayat tarzı aynı zamanda. Türk halkı bazı kesimlerin aksine bu olgunluğa eriştiğini, özgürlükleri olgunluk içinde kullanabileceğini ispatladı.
Başbakan Erdoğan imam hatipler konusunda ailelerin gerekli desteği vermediğinin altını çizerek bu konuyu rafa kaldırdıklarını açıkladı. Başbakan, "Meslek liseleri olayında, çocuklarını özellikle meslek liselerinde okutanlar, onların durumuna sahip çıkmamışlardır. Bunun karşısına dikilenlere de toplum gereken cevabı vermemiştir. Şunu da hatırlatmak isterim, biz bunun ikincisini de yaparız, yapardık. Ama bunun bedelini ödemeye siz hazır mısınız? Biz hükümet olarak bu bedeli ödemeye hazır değiliz. Niye? Çünkü daha önce ödenen bedeller var" yorumunu yaptı. Aslında imam hatipliler ve aileleri bu konuda çaba göstermedi değil. Ancak AKP Grubu bu çabayı tüm topluma yaymadığı, kapalı bir cemaat anlayışı içinde çalıştığı için bu sıkıntıyı hissetti. İmam hatiplerin karşısında olan kesim ise tepkisini daha örgütlü ortaya koydu, ayrıca devletin güçlü kesimlerinin de desteğini aldı. Veya bir başka deyişle, devletin etkin kesimleri bu cenahta yer aldı. Bu nedenle, imam-hatip konusunda ısrar bugün için Türkiye'ye gereksiz bir gerilim yaşatacaktır. Başbakan'ın altını çizdiği gibi, ülkenin demokratik açılımını tehlikeye düşürebilecektir. Ülke bugün iki sene öncesine göre daha hukuki, daha demokratik bir atmosferde yaşıyor. Daha da atılması gereken adımlar var. Ancak, bir ülkede bütün demokratik reformların bir anda gerçekleştirilmesi mümkün değil. Demokrasi sadece bir dizi kural değil, bir zihniyet, bir hayat tarzı aynı zamanda. Türk halkı bazı kesimlerin aksine bu olgunluğa eriştiğini, özgürlükleri olgunluk içinde kullanabileceğini ispatladı. Türban ve imam hatipleri ise demokrasi, insan hakları temelinde tartışma olgunluğuna toplumun geniş kesimi henüz ulaşamadı. Türban ve imam hatipleri demokratik topluma bir tehdit olarak değerlendirdi. Kimi kesimler ise türbanı, Batı karşısında bizi küçük düşüren bir giysi olarak değerlendirdi. Dünyadaki gelişmeler, çevre ülkelerin durumu İslam'ın simgelerini kimi kesimler için rahatsızlık verici hale getirdi. Türkiye, bu noktaya türban takan kadınların, çocuklarına din eğitimi verdirmek isteyen anne-babaların açısından bakamadı. Bu bakışı elbette bir gün yakalayacaktır. Bu sadece ülke içi gelişmelere bağlı bir bakış olamayacak maalesef. Komşu ülkelerdeki değişim, demokratik sürecin hızlanması, İslam'ın bir yönetim biçimi iddiasından çıkarılıp bir inanç biçimi olarak görülmesi, bu sürece katkıda bulunacaktır. Bugün için bizlere düşen demokratikleşme sürecine sahip çıkmak, bu sürecin kazaya uğramasına izin vermemektir. Bu arada, imam hatipler konusu gündemde olmayacağı için bu konuda aşırı hassas kesimlerin de türban takan hanımlara tavırlarını bir kez daha gözden geçirmesi gerekir herhalde. Türkiye değişimin sancılarını yaşıyor. İmam hatipliler kendilerini aldatılmış, ihanete uğramış hissetmesinler. Bu tavır iktidarı köşeye sıkıştırır, ülkeyi şu anda kaldıramayacağı bir gerilim ortamına iter. Bugün sağlıklı olan karar Avrupa Birliği ivmesiyle atılan adımları sağlamlaştırmak, hak ve özgürlüklerin alanını genişletmek, devlet karşısında bireyi güçlü duruma getirmektir. Bunu başardığımız gün, tartışacak, kavga edecek bir konu da kalmaz zaten.
|