Irak'ta oldu-bitti
Amerika Başkanı Bush'un İstanbul'daki Türkiye'yi öven konuşmaları, Irak'ta meydana getirdiği yıkımı ve yönetimi bir günde oldu bittiye getirip devretmesi gerçeğini örtmemeli…
Amerika Başkanı Bush, İstanbul'da bizlerin gönlünü feth edecek samimi tavırlar sergiledi, Türkiye'yi öven müthiş konuşmalar yaptı. Geldi, konuştu, gitti. "Beyaz Saray telefonları meşgul çıkar", "Amerika ile bağlarımız kopar" diye günlerce kıyamet koparanların ne kadar hatalı olduğu NATO zirvesinde bir kez daha gözler önüne serildi. Doğru tavrın karşılığının mutlaka alınacağı açıkça görüldü. Bush'un İstanbul'daki tavır ve konuşmaları Irak'ta meydana getirdiği yıkımı ve yönetimi bir günde oldu bittiye getirip devretmesi gerçeğini örtmemeli. Blair'le zafer kazanmış gibi el tokalaşması Irak'taki hezimeti gizleyemez çünkü. Kitle imha silahları konusunda yalan söyleyen, Irak'ta çiçeklerle karşılanmayı bekleyen Bush yönetimi, bu ülkeyi uluslararası terörizmin tarlası haline getirdi. Irak bugün insanların can güvenliği olmadığı, her gün bombalarla onlarca kişinin can verdiği, El Kaide'den El Ansar'a kadar 20'den fazla terör örgütünün cirit attığı bir ülke. 135 bin Amerikan askeri ve ordusu olmayan bir Irak yönetimi, her an parçalanma ihtimali taşıyan bir ülkeyi birarada tutmaya çalışacak. Burnumuzun dibinde dev bir saatli bombayla yaşamaya alışmamız gerekiyor. Çünkü Bush yönetimi, demokrasi mesajlarıyla girdiği Irak'tan bir an önce kaçmaya hazırlanıyor. ABD, Irak'ta o kadar başarısız oldu ki, devir teslim törenini bile gizlice, kapalı kapılar ardında yapmak zorunda kaldı. Yönetimi devraldığı söylenen Iraklılar'ın yapabileceği fazla bir şey de yok aslında. Elinde ne polisi, ne askeri var. İşgalin yok ettiği bir devlet organizasyonu ile her gün daha da tırmanan terör ve kaosla başa çıkmaya çalışacaklar. Yanı başımızda birbirlerine kuşkuyla bakan Şii Arap, Kürt ve Sunni Araplar'dan oluşan, her an patlamaya hazır bir bomba bulunacak. Kerkük'ten, Irak'ın yönetim biçimine kadar her konuda çatışmaya girmeye hazır bu gruplar burnumuzun dibinde hep bir cehennem yaratma tehdidiyle var olacak. O nedenle Bush'un sözlerini sakince dinleyelim, Avrupa Birliği için verdiği desteği memnuniyetle karşılayalım ama bizi nasıl bir coğrafya ile başbaşa bıraktığını da hiç akıldan çıkarmayalım.
|