| |
Engelleniyorum!
Artık büyüyorum galiba. Ufal da cebime gir diyebilirsiniz, zira yaş otuz beş küsur... Ancak son birkaç aydır içimdeki başka bir Mansur'un zihnime hükmettiğini ciddi taleplerde bulunduğunu ifade etmek istiyorum. Artık direncim zayıfladı... Şelale Kadak, Mehmet Barlas ve Ergun Babahan'ın bu adam ne zaman büyüyecek bakışları karşısında ezilip büzülmek son dönemlerin "in" davranışı oldu benim için. Peki nereden girdim bu halet-i ruhiyeye? Uzun uzun üşündüm ve her şeyin içimdeki Mansur'un "artık ceket giymelisin" baskısıyla başladığına kanaat getirdim. Evet inanılmaz bir arzuyla ceket giymek istiyorum. Tişörte dayalı dış giyim imparatorluğum kuşatma altında! En son lise yıllarında giymiştim ceket. Dayımın ceketiydi. Giymeye başladığımda kolları on santim uzunken, mezun olduğumda on santim kısalmıştı. Astar payını açmama rağmen tesiri olmamıştı pek. Yani ceket nasıl alınır, nerede muhafaza edilir pek malumatım yok. Tişört kolay. Yığarsın kanepenin üzerine, gerektiğinde yığının arasından çekip giyersin. Cekete askı gerek, dolap gerek. Ciddi bir altyapı gereksinimi söz konusu yani. Ama yapacak bir şey yok. Madem büyümeye karar verdik, gözü karartıp topa girmeliyim değil mi? Girişimi başlattım ve moda editörü olan bir dostumdan yardım istedim. "Git Boss'tan al..." Yani yapabildiğinin en iyisi buysa ben de moda editörü olayım diyesim geldi. Git Boss'tan almış... Birincisi beni Boss'tan içeri damsız sokmazlar. İkincisi, diyelim soktular ve ceketi sardırmayı başardım; babam duyarsa oyar. Üçüncüsü Boss'tan alacağım ceketin bedeliyle, orta Amerika'da bir ülkenin tişört ihtiyacını karşılar hayır duası alırım. Tahtakale'de yetmiş milyona takım elbise satıyorlar!.. Bir de bir anda o kadar büyümenin manası yok. Yavaş yavaş, sindire sindire... Şöyle hafif İngiliz sokak modasıyla başlasak. Hani tişört üstüne ceket, alta lastik ayakkabı façası falan kurtarmaz mı? Kösele ayakkabı masrafına girmesek? Moda editörü dostum bunun üzerine bel altından vurmaya başladı. "Her şeyi bilerek yapıyorsun. Sürekli tişört giymen bile bir tarz, umursamıyormuş gibi gözüküp aslında çok takıyorsun." Evinde çamaşır makinesi, ütü, dolap, askı olmayan birinin giyim mönüsünde acaba tişört dışında ne olabilir, ve mevzuyu ne kadar takabilir? Bu suçlamayı kabul etmedim tabii ki? Dahası korktum ve irkildim. Ben salaşlığımdan bıkmışım, büyümeye çalışıyorum, dışarıdan bakan gözler benim bunu bilinçli olarak tercih ettiğim bir tarz olarak yorumluyor. Ceket giyerek de tarzıma tarz katacakmışım! Vazgeçtim... Ceket meket istemiyorum. Büyüyeceksem tişörtlerimle büyürüm.
|