Irak'ta aktörler artarsa
Ankara'da dün temaslarda bulunan Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Başkanı Celal Talabani'ye tavsiyeler yineleniyor: "Eğer Kuzey Irak'ta aktörlerin sayısında bir artış olursa, bu ilk önce size zarar getirir..." Talabani'ye Ankara'nın bu uyarısının gerisinde, Aralık 2003'ten bu yana Kuzey Irak'ta İsrail kökenlilerin arazi satın aldıkları haberleri yatıyor. Bir de, İsrail'in bölgedeki Kürtlere silah eğitimi verdiği yönündeki haberler... İsrail'in Ankara Büyükelçiliği ve Talabani dün bu yöndeki haberleri kesin bir dille yalanladı. Ancak, bu durum bölgeden gelen istihbarat birimlerinin raporlarına uzun süredir yansıyordu. Aynı şekilde, bölgedeki Türkmenlerle Arapların iddiaları da istihbarat birimlerinin raporlarını destekler nitelikteydi. İsrail ile stratejik işbirliği içinde bulunan Ankara'nın bu gelişmeden rahatsızlığı ise bölgedeki istikrarla ilgili. "Kuzey Irak'ta aktörlerin sayısındaki artışın istikrarsızlığı da bir o kadar artıracağına" inanılıyor. Hatta, bunun Ortadoğu'nun bütününü kapsayacak bir hale dönüşeceğinden de korkuluyor. Komşular bilir Şu sorunun yanıtı aranıyor: "İsrail eğer ki bölgede bu tür faaliyetlerde bulunuyorsa, yarın Irak'a sınırı olmayan bir başka ülke de benzer şekilde davranırsa ne olacak? İran ve Suriye'deki Kürtler de bundan etkilenirse ne yapılacak?" Bundan en fazla etkilenecek olanın, bölgede yerleşik bulunan Kürtler olacağı kayda geçiriliyor. Talabani'ye de şu telkinde bulunuluyor: "Kuzey Irak'ta aktörlerin sayısındaki artış ilk olarak sizi sıkıntıya sokar. Sorunun çözümü için uluslararası platforma katılacak aktörlerin sayısı ise sizin işinizi rahatlatır. Önemli olan Irak'taki istikrarsızlığı giderecek olan uluslararası platforma katkı yapacak ülke sayısını artırmaktır." Ankara, istikrarsızlığın giderilmesine yönelik çözümün, Irak'a komşu ülkeler tarafından daha rahat bulunabileceği kanısında. Irak'a komşu ülkelerin gelecek ay yedincisini yapacağı dışişleri bakanları toplantısına da bu açıdan önem veriliyor. Nedeni ise 30 Haziran'dan itibaren koalisyon güçlerinin yönetimi sivil iktidara bırakmasının hemen sonrasında bu toplantının yapılacak olması. Ankara'ya göre, temmuz sonrasında Irak'taki durum çok daha çetin bir hal alacak. Hazırlanacak anayasadan, yapılacak seçimlere kadar Irak'ın önünde zor eşikler bulunuyor. Oluşacak yönetim yapısının şekli ise istikrarsızlığa ilişkin sürenin uzaması veya kısılmasını beraberinde getirecek. Yani, "etnik yapılanmaya" dayalı bir federasyon istikrara değil, geometrik artanla tam ter- sine bir gidişi de beraberinde getirecek.. Geçmişte birçok konuda yaptığı uyarılar dikkate alınmayan Ankara, bu kez sözlerine önem verileceği inancında. Nitekim, Talabani de dün Dışişleri Bakanlığı'ndaki görüşmesi sonrasında, Irak'ın toprak bütünlüğüne zarar getirmeyecek bir federasyondan söz etti. Bununla da kalmadı, Bağdat'ın düşmesinin ertesi günü Türkmenlerin en yoğun yaşadığı Kerkük'e kendisine bağlı peşmergelerin yaptığı baskının özrünü de şu sözlerle dile getirdi: "Türkmenlerin de orada bütün haklara sahip olması gerekir." Bölgede "geleceği önceden görüp buna göre politika üreten" lider olarak tanınan Talabani dün bu yaklaşımı gösterirken, gelecek ay Ankara'ya gelmesi beklenen Barzani'nin nasıl bir tavır göstereceği konusunda bugün bir şey söylemek için erken. Ancak şurası kesin ki, Ankara'nın uygulamaya başladığı yeni Irak politikası, ABD'nin de başlangıçtan farklılık gösteren tavrı, Kuzey Irak'taki Kürt liderleri tekrar Türkiye'ye yaklaştırıyor.
|