Zirvenin getirdikleri
Şurasını hemen belirtelim ki, NATO Zirvesi için söylenecek tek cümle vardı; "Mükemmel..." Nitekim, hem basın merkezinde görev yapan birçok yabancı gazeteci, hem de liderlerin ayrılırken söyledikleri sözlerden de bu açıkça ortaya çıkıyordu. Türkiye, büyük organizasyonları da en mükemmeliyle gerçekleştirebildiğini, sistemi birbiri ile koordine ederek çalıştırabildiğini kanıtladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün basın toplantısından sonra medya merkezini gezerken söylediği gibi zirvenin yıldızı önceki akşam gala yemeği öncesi verilen konserdi. Zirvenin getirileri sadece görsel ve duygusal alanda değildi. Kalıcı olan, gerisinde yoğun bir tortu bırakan özelliği ise önemli kararların altına imza atılmış olmasıydı. Hatta, zirve içinde gerçekleşen bir başka zirve ile Türkiye'yi de olumsuz kapsama alanı içinde sürekli tutan Azerbaycan-Ermenistan sorununun çözümü için önemli bir adım atıldı. Türkiye aslında bu adımı 10 yıl once yine İstanbul'da yapılan bir zirvede atmıştı. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Zirvesi'nde o dönem merhum Haydar Aliyev ile eski Ermenistan Cumhurbaşkanı Ter Petrosyan'ın buluşması sağlanmıştı. Ermenistan yönetiminin daha sonra diasporanın esiri olması 10 yıl once kat edilecek yolun da önünü tıkamaya yetti. Türkiye'nin bu konuda ne kadar samimi yaklaşım içinde olduğu önceki akşam Erdoğan'ın, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ile Ermenistan Dışişleri Bakanı Oskanyan gala yemeği sonrası buluşturmasıyla da ortaya çıktı. Ermenistan Cumhurbaşkanı Koçaryan, NATO zirvesi için eski alışkanlıklarını bırakmayıp Türkiye'ye gelmese de Azerbaycan- Ermenistan arasındaki sorun bir şekilde çözülecek. Kıbrıs'ta olduğu gibi asıl direnç gösteren tarafın neresi olduğu da ortaya çıkacak. Irak ve Afganistan'a asker Afganistan'da ISAF komutanlığını Şubat 2005'ten itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri'nin üslenmesi konusundaki beklenti zirvede gerçekleşti. İlginç olan ise Afanistan Devlet Başkanı Karzai'nin sonbaharda yapılacak olan seçimler öncesi asker desteği istemesiydi. NATO buna önümüzdeki günlerde karar verecek. Şunu söylemek gerekir ki, Afganistan seçimleri öncesinde Türkiye bu ülkeye Şubat ayından önce askeri katkı yapma konusunda niyetli değil. Irak asker ve polisinin eğitimi konusunda gelince;Türkiye Irak askeri ve polisini Türk topraklarında olmak kaydıyla eğitimine destek verme kararlılığında. Üst düzey bir Türk yetkilinin de dün vurguladığı gibi; "Türkiye bir tek kişi de olsa Irak'a asker göndermeme kararlılığından kesinlikle geri adım atmayacak..." Babacan'ın beklentileri NATO zirvesi sırasında basın merkezinin bulunduğu bölgede ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan ile köfte ekmek yiyip sohbet etme olanağı da bulduk. Babacan NATO zirvesinin başarı ile tamamlanmasının Türkiye'ye ilerde çok büyük getirileri olacağının altını çizdi. ABD Başkanı George W.Bush'un Ankara ziyareti sırasında 8,5 milyar dolarlık kredinin askıya alınmasının nedenleri üzerinde durduk. Babacan, kredinin ihtiyaç duyulduğunda alınacağını daha once de söylediğini anımsattı. Piyasanın geçmişte yaptıkları bu açıklamaları dikkatle kayda geçirdiğini vurguladı. Sonuç olarak önceki gün 8.5 milyar dolarlık kredinin askıya alındığı açıklandığında piyasaların herhangi bir tepkisinin de söz konusu olmadığını vurguladı. "Çünkü piyasa bunun daha once böyle olacağını biliyordu. Bunu önceden bildiği için tepki vermedi" dedi. Kredinin neden askıya alındığı sorusuna Babacan'ın yanıtı kısa ve net oldu: "Çünkü siyasi yönden kabul edilemeyecek zorlukları vardı..." Babacan, IMF ile yeni bir stand-by olup olmayacağı konusunda ise fazla birşey söylemek istemedi. Durumun değerlendirildiğini, yıl sonunda kararın verileceğini belirtmekle yetindi. Zirve bittiğinde Devlet Bakanı Beşir Atalay ve Babacan ile bahçede dolaşırken, kar- şılaştığımız hemen herkes şu iki cümleyi tekrar ediyordu: "İyi gidiyorsunuz, mükemmel bir zirve gerçekleştirdiniz..."
|