| |
Kaç Türkiye varmış?
Gazete haberlerine bakarsanız, İsrail ajanları, Kuzey Irak'taki silahlı kürt gruplarına askeri eğitim veriyorlarmış... Bu iddiayı, Ebu Garip cezaevindeki işkence olaylarını deşifre eden New Yorker dergisi mensubu Amerikalı gazeteci Seymour Hersh ortaya attı. Gerçi gerek Talabani, gerekse İsrail yetkilileri bunu reddetiler ama biz doğru kabul edelim. İsrail devleti, Irak'taki otorite boşluğunu değerlendirerek, Kürtler'i "himaye" girişimleri başlatmış olabilir. Bu iddialarla birleşen başka bir "ifadeyi" de sizlerin değerlendirmesine sunmak isterim. Milliyet'ten Fikret Bila'nın bildirdiğine göre, 28 Mayıs'ta ABD Dışişleri'nde gizli bir toplantı yapılıyor: "Kerkük Kürt etnik federasyonuna bırakılırsa, Türkiye ne tepki verir?" sorusuna cevap arıyorlar. Uzmanlardan biri, Judith Yaphe (ABD Milli Savunma Akd.) şöyle bir ifade kullanıyor: "Türkiye tehlike algılamasından artık homojen değil. Stratejik düşünme mekanizması parçalanıyor. Başbakan ve Dışişleri Bakanı danışmanlarıyla işi götürmeye çalışıyor. Artık tek Türkiye yok. Irak'taki kırmızı çizgiler tek tek yok oldu." İşte kanıma dokunan ifade bu oldu. Devletler arası "poker"de, kartlar sürekli değişir, kartlara göre oyun kurulur. İsrail'in oyunu da bozulur. En güçlü kozumuz, Kuzey Irak Kürtleri'nin bizim "yakın akrabalarımız" olmasıdır. Organik bağlarımız vardır. Oralarda Türkiye'den habersiz ıslık bile çalınamaz. Ama benim konum tam bu değil. Tek Türkiye yokmuş(!) Dünyanın her yerinde, kendilerini "akademisyen" olarak tanıtan bazı zıpçıktılar, parıltılı fakat hiçbir şey anlatmayan laflar sarfetmeyi severler. Ne diyor bayan Judith: "Artık tek Türkiye yok." Bu söz, şu manaya geliyor: Kuzey Irak ve Kerkük meselesinde, de facto bir durum yaratabilirsek, Türkiye "yekvücut" tepki koyacak durumda değildir. Ben ille de Kerkük için savaşırız, demiyorum ama bu ifadedeki cehalete öfkeleniyorum. Valla, başımızı derde sokmaya kalkıştıkları zaman kaç Türkiye varmış görürler. Zaten Bush çetesi de işte böyle akıl hocalarının yüzünden Irak bataklığına saplanmadı mı? Türkiye ile Irak ise, mukayese edilmeyecek kadar farklı ülkelerdir. Bu ülkede, tam 15 yıl ayrılıkçı terör devam etti. 30 binden fazla yurttaş hayatını kaybetti. Ama bütün Türkiye'de, Kürt berber ile Türk kunduracı, dükkanlarının önünde tavla oynamaya devam ettiler. Birbirlerine çay ısmarlamaya da, düğünlerinde birlikte halay çekmeye de devam etiler. Süslü uzman bozuntusu TSK'yı bir "kanat" ya da bir "odak" gibi algılıyorlar. Bilmiyorlar ki, en küçük bir kapışmada bu memleket Türk Silahlı Kuvvetleri'nin etrafında kenetlenir! Silah altındaki asker sayısı üç günde 10 milyona çıkar. Sivil milisler hariç!.. Türkiye'nin de canı yanar, yoksullaşır, belki 50 yıl geriye gider ama bütün dünyanın başına bela oluruz. Türküyle, Kürdüyle, Boşnağıyla, Arnavutuyla, Lazıyla, Trakyalısıyla, tüm Anadolusu ile... Bizi kolay lokma görenler, savaşta sınayacak olurlarsa pişman olurlar. Teksaslı, Utahlı, Oklahomalı köylülere de pek güvenmesinler, "savaş sanatında!" Diyette kalabilmek için yulaf ve kepek yemekten, "at gözlüğü" edinmiş süslü hatunlarla, metro- seksüel uzmanları dinleyerek devlet politikası oluşturanların hali meydanda değil mi? Merak eden Irak'a baksın!..
|