Halka arz fiyatı Doğuş'a zarar, Koç'a kâr yazdı!
Türk Traktör, Haziran başında halka arz edildi. Toplam 11.7 milyon lot hisse senedi, 15 bine yakın yatırımcıya hisse fiyatı 8 bin liradan satıldı. Koç Holding bu satıştan kasasına 93 trilyon lira koydu. Türk Traktör, 11 Haziran günü borsada işlem görmeye başladı. O günden bu yana yüzde 21 değer kaybetti. Koç Holding'in iki gün önce yaptığı açıklama ile sessiz sedasız destekleme alımı yaptığını öğrendik. Koç Grubu, kasasına koyduğu paranın yüzde 8'i ile (7.9 trilyon lira) borsadan 1 milyon lot Türk Traktör hissesi aldı. Türk Traktör bugün işlem gördüğü fiyattan halka arz edilmiş olsaydı, Koç Grubu 73.7 trilyon lira elde edecekti. Destekleme alımı düşüldüğünde kasasına giren net para 81 trilyon lira. Yani Koç, Türk Traktör'ün mevcut borsa değerinden 12 trilyon daha fazla gelir elde etmiş görünüyor. Doğuş Otomotiv Haziran ortasında halka arz edildi. Toplam 38 milyon lot hisse senedini, yüzde 40'ı yabancıya, yüzde 60'ını ise 25 yerli yatırımcıya, hisse fiyatı 6 bin 750 liradan sattı. Doğuş Holding, bu satıştan yaklaşık 255 trilyon lira gelir elde etti. Hisseler İMKB'de 18 Haziran günü işlem görmeye başladı. Fiyatı yüzde 11 düştü. Grup, fiyat istikrarı için alım sözünü yerine getirerek, elde ettiği gelirin yüzde 18'i ile (48 trilyon lira) destekleme alımı yaptı. Doğuş Otomotiv bugünkü fiyattan halka arz edilmiş olsaydı, Doğuş Holding'in kasasına 222 trilyon lira girecekti. Halbuki, (destekleme alımı için harcanan 48 trilyon düştüğünde) kasasına giren 208 trilyon lira. Yani, Doğuş Grubu, Doğuş Otomotiv'in bugün ki piyasa değerinin 12 trilyon lira altında bir gelir elde etti. Sonuç: Türk Traktör 8 bin yerine 5 bin 700 liradan halka açılsaydı, Koç 12 trilyon lira zarar, Doğuş Otomotiv 6 bin 750 lira yerine, 5 bin 750 liradan halka açılsaydı, 10 trilyon lira kâr edecekti. Bu örnekler, halka arz fiyatlarının doğru belirlenip belirlenmediği sorusunu gündeme getiriyor. Bir şirket halka arz edilirken, hisse fiyatı başka deyişle piyasa değeri nasıl belirlenir? Kim belirler? Bu soruyu "uzmanına" sorarsanız, size sayısız yöntem sayabilir. Onların ne anlattığı önemlidir ama daha önemli olan, şirkete ortak olmayı kabul edeceklerin şirketi nasıl gördükleridir. Şirket gerçekten kârlı mı? Piyasa payı artacak mı? Mali tabloları geleceğe yönelik beklentileri olumlu etkiliyor mu? SPK'nın önceki gün yaptığı açıklamadan bir bölüm ile fiyatın nasıl belirlendiğini anlayabiliriz: "Kamuyu aydınlatma sistemine dayanan sermaye piyasası kanunu çerçevesinde şirketlerin ilk halka arzında Kurulumuzca hisse senedi fiyatlarına müdahale edilmemekte belirlenen fiyatların tespit yöntemi kamuya açıklanarak serbest piyasa mekanizması işletilmekte ve fiyatların arz ve talebe bağlı olarak teşekkül etmesi sağlanmaktadır." Yani sihirli kelime arz-talep. Fiyat istikrarı sağlamak için destekleme alımı için plan yaptığını açıklayanlar ile alım için garanti verenlerin amacı aynı: Talebi artırmak. Artan talep, hisse fiyatını yükseltiyor. Yüksek fiyatı ise borsa düzeltiyor! İki örnekte olduğu gibi şirketler bazen itibar, bazen de yüksek fiyata rağmen daha düşük gelir elde edebiliyor. Hem de ciddi kazanımlar elde edemeden!
|