kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Örnek ülke

Türkiye'ye tam üyelik perspektifinin verildiği 1999 Helsinki zirvesinden bu yana AB Komisyonu'nun her yıl yayınladığı İlerleme Raporu'nda bir paragraf sürekli tekrarlanır: "Türkiye'de kadın sığınma evi sayısı son derece yetersiz. Sayılarının hızla artırılması gerekiyor."
Türkiye'de halen 10 kadın sığınma evi, 11 yardım merkezi var. Kadın dayanışma örgütleri, AB kriterlerine göre 7.500 kadın ve kız çocuğu için bir sığınak açılması gerektiğini, bu durumda Türkiye'de 8 bini aşkın sığınma evine ihtiyaç olduğunu belirtiyorlar.
AB'den ziyaretimize gelenler de bu konuyu, yani kadının özellikle aile içinde hedef olduğu şiddeti açmaya özel bir önem veriyor, "Sizden İsveç gibi olmanızı istemiyoruz ama hiç olmazsa Avrupa ortalamasını tutturun" diye uyarmaktan adeta özel zevk duyuyorlar.
Erkeği aşan eşitlik
Gelin "Ulaşılamayacak emsal" İsveç'i büyüteç altına alalım...
İsveç, erkeklerin neredeyse "Pozitif ayrımcılık" talep edecekleri kadar kadınları kolluyor. Fikir edinmeniz için siyasetten bir örnek verelim: Mecliste 349 milletvekilinden 153'ü kadın. Partilerin çoğu aday listelerinin yarısını kadınlara ayırıyor. Tabii kabinenin de yarısı kadın.
Kadına şiddeti 1869'da suç sayan 9 milyon nüfuslu İsveç'te toplumsal yaşam "Erkekler ve kadınlar, eşit haklara, eşit yükümlülüklere ve eşit potansiyele sahiptir" ilkesi üstüne kurulu.
Fahişelik kesinlikle yasak. "Gençlik klinikleri"nde kızlara ve delikanlılara ücretsiz doktor, jinekolog ve psikolog hizmeti veriliyor. 23 yaşına kadar doğum kontrolü ve kürtaj hizmeti de bedava. Kadın-erkek ilişkileri öylesine doğal kabul ediliyor ki, sokakta bir delikanlı bir kıza göz kırpsa, "Kafasından zoru var" diye düşünülüyor.
Aile içi şiddete gelince; bir erkek eşine ya da birlikte yaşadığı kadına kötü davranırsa, şikayete bağlı olmaksızın, bir komşu ya da görgü tanığının ifadesiyle dava açılıyor. Cezası 6 yıla kadar hapis. Eşi cinsel ilişkiye zorlamak, tecavüz sayılıyor. O da erkeğin birkaç yılını cezaevinde geçirmesine yeterli. İşyerinde taciz bir yana, cinsel ayırımcılık kuşkusu bile bedeli çok ağır davalara neden olabiliyor.
İş sadece yasalara bırakılmadı; evde şiddete hedef olduğu şikayetinde bulunan kadınlara özel cep telefonları tahsis edildi. Erkek elini kaldırmaya görsün, telefonla alarma geçirilen polis hemen evi basıyor... Thomas More'un Ütopya'sının gerçekleştiği diyar sanki...
ABD'den soğuk duş
ABD'den gelen habere kadar biz de öyle sanıyorduk.
Efendim, ABD geçenlerde, tarihinde ilk kez, Avrupalı bir kadına iltica hakkı tanıdı. Hem de "Ülkesinde eşinin şiddetine hedef olduğu ve can güvenliği bulunmadığı" gerekçesiyle. Bu kadın bir İsveçli. Adı: Maria Eriksson.
İsveç'te kıyamet koptu elbette. Ama kirli çamaşırlar da ortaya döküldü. Meğer o canım ülkede 9 bin kadın eşinin şiddetinden korunmak için gizli yaşıyormuş, Yani yeraltına inmiş. 5 bini aşkın kadın ise çareyi yurt dışına kaçmakta bulmuş. Üstelik bu bilgileri veren Kadın Sığınma Evleri Birliği sözcüleri.
Kadın-erkek eşitliği elbette uygarlık ölçüsü. Bu eşitliğin anayasal güvenceye alınması da Türkiye'nin son dönemde gerçekleştirdiği reformların en gurur vericilerinden biri.
Tamam sığınma evlerinin sayısı da, aile içi şiddeti önleyecek düzenlemeler de eksik olabilir. Ancak bundan böyle AB'den kim İsveç'i örnek olarak göstermeye kalkarsa, yetkililerimiz "Maria'dan ne haber" diye sormayı sakın ihmal etmesin...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Taşrada hüzün   / 23-06-2004
 Saraybosna mı, Kudüs mü?   / 22-06-2004
 Örnek ülke   / 21-06-2004
 Irak politikasında devrim   / 20-06-2004
 Tarihi sınav   / 19-06-2004
 DEHAP'ın hesabı ne?   / 18-06-2004
 Çelmenin adresi   / 17-06-2004
 Bir canın ardından   / 16-06-2004
 Temelsiz kaygılar   / 15-06-2004
 Zana'dan Karayalçın'a   / 14-06-2004
ERGUN BABAHAN
Bir Sabah çok şeyi değiştirir
Sizlerin her gün bir SABAH...
ERDAL ŞAFAK
Çağdaş sol - köhne sol
Sosyal demokrat partilerin...
AHMET HAKAN COŞKUN
Keşke
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın İsrail'e yönelik...
MEHMET BARLAS
Peki ama, İlnur Çevik, Aydın Doğan'ın ortağı olan bir...
ALİ KIRCA
Ardıç kuşu...
Bundan beş hafta kadar önce bu köşede bir...
SAVAŞ AY
Nakliyat sırasında perişanlık!..
Anneannemin bir lafı...
ÖMER LÜTFİ METE
Suikastçılara karşı çiftetelli
Kuzey Irak'ta özellikle...
REFİK DURBAŞ
Nereye gidiyoruz?
Merve Kavakçı olayının "Bir Dönemin...
HINCAL ULUÇ
TRT'nin naklen yayın fiyaskosu..
Utandım.. Sonra da...
Del Bosque ile devam
Del Bosque ile devam
İspanya Milli Takımı'nın Vicente Del Bosque'yi istediğine ilişkin...
Panzer sağa çek!: 2-1
Panzer sağa çek!: 2-1
Almanya kazanmak zorunda olduğu maçta Ballack ile öne geçti. Heinz,...
Mesut Yılmaz anjiyo oldu
Mesut Yılmaz anjiyo oldu
Eski Başbakan, ANAP lideri Mesut Yılmaz, dün sabah anjiyo...
DYP 21. yaşını Ata ile kutladı
DYP 21. yaşını Ata ile kutladı
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar başkanlığındaki heyet, partinin 21.
'NATO tatili istiyoruz'
'NATO tatili istiyoruz'
46 ülkeden devlet ve hükümet başkanları ile 3 bin delegenin...
Havada ölümle dans
Havada ölümle dans
HAVADA 1 saat 40 dakika dolaşan uçaktaki yolcular, büyük panik...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.