İstanbul Müzik Festivali başladı
Festival, dün akşam Aya İrini'de Borusan Filarmoni Orkestrası konseriyle start aldı. Konser, doğumunun 100. yılı dolayısıyla Cemal Reşit Rey anısına düzenlendi. İlhan Usmanbaş'a "Yaşam Boyu Başarı" ödülü verildi. Rey ve Usmanbaş'ın eserleri seslendirildi. Bu akşam yine aynı mekanda Gürer Aykal yönetimindeki orkestra, Beethoven'ın ünlü 9. Senfonisi'ni yorumlayacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu'nu İbrahim Yazıcı hazırladı. Beethoven'in Schiller'in ünlü "Neş'eye Çağrı" şiirini besteleyerek insanlığa hediye ettiği bu dev yapıta soprano Natali Buck, mezzo soprano Wilke Te Brummelstroete, tenor Joaguin Asiain ve bas Neal Davis katılacak. 9. Senfoni'nin solist ve korolu son bölümü anıtsaldır ama senfoninin ilk üç bölümü de olağanüstü güzeldir. Beethoven tüm ustalığını bu son senfonisinde bir kez daha sergilemiş ve bu yüce senfoni, klasik müziğin en önemli eserleri arasında seçkinleşmiştir. Gürer Aykal'ın yönetiminde, aynı orkestra ve kadroyla geçen yıl sergilenen Mozart'ın Requiem'i de büyük ilgi toplamış ve çok beğenilmişti. Bu akşam, festivalin en fazla hayranlık toplayan konserlerinden biri gerçekleşeceğe benziyor. Bu, 32. festival. Rahmetli Nejat Eczacıbaşı'nın büyük bir cesaretle başlattığı, Türkiye'nin bu önemli sanat olayı, dünyanın en iyi solistlerini, orkestralarını, şeflerini, müzik topluluklarını yıllar içinde bir araya getirdi. İlk festivali 6 yaşında izleyen bir çocuk, güzel müziği tanıdıktan sonra bugün 38 yaşında. Festival, İstanbul sanat hayatına büyük bir renk getirmiştir. Klasik müzik sevgisi, tarifi pek mümkün olmayan farklı bir duygudur. Babadan çocuklarına ve çevresine geçer, festival günleri sabırsızlıkla beklenir. Canlı konser izlemenin zevki anlatılamaz. Hele dünya çapındaki sanatçılar, yıllarca unutulmaz. Bu yıl bütçenin yetersizliği, geçen yıllardaki zengin programların tekrarını imkansız hale getirmiş. Daha az kadrolu gruplara yönelmenin en önemli nedeni bu. Ana tema da "Barok"... Yine de Müzik Festivali'nin ilgiyle izlenecek birçok seçme konuğu var. Gösterilerin hemen tamamı, Aya İrini Müzesi'nde. Büyülü bir atmosferi var, bu mekanın. Birçok sanatçı da Aya İrini'de olmaktan mutlu. Birkaç yıl önce, ünlü viyolonsel sanatçısı Julian Lloyd Webber, piyano eşliğinde bir resital vermek üzere buradaydı. Belediye, bazı çalışmalar nedeniyle o akşam 20.00'dan sonra elektriklerin kesileceğini duyurmuştu. Webber'e de haber verildi bu durum. J. S. Bach'la başladığı resitaline ara vermekten vazgeçti, sanatçı. Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Partisyonların yanlarına uzun mumlar getirildi ve elektrik beklenen saatte kesildi. Webber mumun yakılmasına izin vermedi. Gecenin gelişini, bu eski kilisenin küçük penceresinden Webber'in viyolonselinin tınısını dinleyerek yaşıyorduk. Bach'ın müziği olağanüstüydü. Yarım saat sonra mumlar yakıldı. Konser sona ermişti. Webber, "Böyle büyülü bir atmosferde, bu şartlarda verdiğim ilk konserdi bu" dedi. "Duygu yoğunluğum giderek arttı, fazlasıyla etkilendim" diye ekledi. Bizlerin durumu da Webber'den farklı değildi. Büyülenmiş gibiydik. Kalkıp, gitmek istemiyorduk. 3 bis daha çaldı, sanatçı. Bu festivalde de, Aya İrini'de unutulmaz konserler, müzikseverleri bekliyor. Özellikle barok sevenler mutlu olacak. Hem piyanist, hem orkestra şefi olarak son 10 yıla damgasını vuran Mikhail Pletnev'i dinleyeceğiz Pazartesi akşamı. Mussorgsky'nin "Bir Sergiden Tablolar"ını da seslendirecek, Pletnev. Piyano edebiyatının bu şahaseriyle Pletnev, son yılların en çok satan CD'lerinden birine imzasını atmıştı. Dünyaca ünlü flütçümüz Şefika Kutluer, Berlin Filarmoni Orkestrası üyeleri eşliğinde Bach ve Vivaldi'nin eserlerinden oluşan bir konser sunacak. 10 Haziran perşembe akşamı, Aya İrini'de. Sonraki konserlerden önümüzdeki haftalarda söz ederiz. Şimdi, hemen festivalin program kitapçığını bulun ve gideceğiniz konserleri işaretlemeye başlayın. Müzik, her zaman olağanüstüdür. İyi konserler sizleri bekliyor.
|