Cem Mansur ve önemli bir konser
12 Mayıs Çarşamba akşamı, İstanbul'un tarihi Aya İrini Kilisesi'nde başlayacak "İstanbul'da Erguvan Zamanı" adlı festivalin sanat yönetmeni Cem Mansur. Bugün Cem Mansur'- dan söz etmek istiyoruz. Klasik müziği tamamen özümsemiş, konsere gelen müziksever sayısının artmasını ve iyi müziği yeni eserlerle de tanıtmak isteyen genç bir şef Cem Mansur. Londra'da Oxford Oda Orkestrası'- nın daimi şefliğini yaptı uzun süre. İyimser mizaçlı ve orkestra şefi olarak uyumlu tarzıyla hem orkestra üyelerinin hem de seyircilerin sevdikleri bir şef. Cem Mansur, yıllardır Akbank Oda Orkestrası'yla, aylık konserler düzenliyor, Cemal Reşit Rey Salonu'nda. Burada, Ayça Tezer'in 14 Nisan'da Cumhuriyet'te çıkan Cem Mansur röportajından alıntılar yapmak istiyorum. CM - Oxford'da yapmak istediklerimi oradaki imkanlarla bir yere kadar yapabileceğimi ve tercihlerimi başka yerlerde aramam gerektiğini anladım. Türkiye'deki gençliğe müziğin doğasıyla ilgili anlatmak ve denemek istediğim çok şey vardı. Bu olanağı bana eşi bulunmaz bir şekilde Akbank Oda Orkestrası sağladı. Başka hiçbir kurumda burada yapmaya devam ettiğim çalışmaları sanırım yapamazdım. Her şeyden önce bize müthiş bir sanatsal özgürlük tanınıyor. Türkiye'de çok nitelikli çalışmaların ortaya konulabileceğini gösterdik. Bir sanatçının hedefi toplumun beklentilerini yukarı çekmek, müziği daha geniş kitlelere anlatabilmek ve klasik müziğin korkulacak bir şey olmadığı mesajını verebilmek olmalıdır. Soru: Konser öncesi sohbet bölümünü katarak Türkiye'de bir ilke daha imza attınız. Bu düşünce nasıl doğdu? CM 200, 300 yıl önce tamamen başka bir boyutta, başka şartlar altında, başka bir dünyada yaratılmış bir müzik bugün neden bizi heyecanlandırıyor? Bunu sosyal çerçeve içinde tartışmak gerek. Bu müziği ortaya çıkaran dönem neydi? Neden bizi hala heyecanlandırıyor? Oradan bize gelen mesaj neydi? Neden bizim için hala geçerli bir müzik? Bunları insanlarla paylaşmak gerek. Bir de büyük bestecilerin renkli yaşamları. Bunları insanlara anlattığımda konserden önce o müziğin daha bir vücuda gelmesini sağlıyorsunuz. Dinleyenlere o müziği kendilerine yakın hissedecekleri bir etkileşim kanalı açmak önemli. Konsere gelmek, evde CD dinlemenin ötesinde bir şey olmalı. Bir de ben hiçbir konser öncesi konuşmamda müzik terimleri kullanmam. Dinleyicinin anlayabileceği seviyede anlatmaya çalışırım. İnsanlarda sanki 'do minör'- ün ne olduğunu bilemezse müzikten zevk alamayacakmış gibi bir önyargı yaratılıyor. Bu konuşmalarla Türk dinleyicisinin bunu aşmasını sağlamaya çalışıyorum."
*** İstanbul'da Erguvan Zamanı adlı bu festivalde, İstanbul'un tarihindeki ilk dönemlerin müziğini dinleyeceğiz. Etkinliklere ünlü ney sanatçısı Kudsi Ergüner de katılıyor. İstanbul Müezzinleri ve Atina Bizans Korosu, Ergüner yönetiminde bir araya geliyor. Akbank Oda Orkestrası'nın, tarihi dokusuyla İstanbul'un farklı bir bölgesini oluşturan Bizans'tan kalma tarihi Aya İrini Müzesi'- nde vereceği ilk konser 12 Mayıs Çarşamba akşamı 20:30'da. Viyolonselci Raphael Wallfish konserin solisti. 1935 doğumlu çağdaş besteci Arvo Paert ve 1944 doğumlu John Taverner'in iki önemli eseri seslendirilecek. Rus Ortodoks müziği, günümüzün en sevilen bestecilerinden Arvo Paert'in dilinin temelini oluşturuyor. Olağanüstü mistik atmosferiyle sanki Aya İrini'de çalmak üzere bestelenmiş bu müzikten sonra, yüzünü Doğu'ya dönmüş bir başka besteci John Taverner'in bir Bizans efsanesini resmettiği The Protecting Veil, viyolonsel virtüozlarından Raphael Wallfish'in yorumuyla seslendiriliyor. 14-15 Mayıs'ta Donizetti'nin Belisario Operası konser olarak seslendirilecek. Etkileyici aryalar ve görkemli korolarıyla. Ney ustası Kudsi Ergüner'in 13 Mayıs Perşembe günü konserine, İstanbul Müezzinleri ve Atina'dan gelecek Bizans Korosu katılacak. Birçok solistin katıldığı Ensemble Kudsi Ergüner Konseri de Türk ve Yunan şarkıcılarla 16 Mayıs Pazar düzenlenecek. İlgi çekici bir festival, müzikseverleri bekliyor.
|