Balıkçı barınakları ve amatörler
Denizcilik Gücü Sempozyumu'ndaki konular daha uzunca bir süre gündemi işgal edecek gibi görünüyor. Toplantıda konuşulanlardan biri de İtalyanların "Lega Navale" adıyla gerçekleştirdikleri denizcilik modelinin Türkiye'ye uygulanması oldu. İtalyanlar, bu deniz birliğiyle marina yapımını hızlandırdılar, eldeki imkanların kullanılmasını da yaygınlaştırdılar. Şimdi aklı başında insanlarımız bu modeli Türkiye'de uygulayalım diyorlar. Örneğin İtalyanlar, balıkçı barınaklarından amatör denizcilerin de faydalanmasına imkan sağlıyorlar. Oysa Türkiye'de bu mümkün değil. Çünkü, ülkemizde "Balıklar tarlada tutulur ya" balıkçı barınakları Denizcilik Müsteşarlığı'na değil Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na bağlı. Yönetmeliklerimize göre de buralardan amatör denizcinin, yatçının faydalanmasına izin yok. Yahu şunlardan amatör insanlar faydalansın dediğinizde de "Bize yerine bir tane yapın verelim" diyorlar. Bunu duyduğumda da tüylerim diken diken oluyor. Sen benim paramla dağa taşa, çoğu atıl, kum doldurduğu için girilemez, kullanılamaz durumda yığınla barınak yap. Parayı denize dök, sonra da faydalanmamı da engelle. "Örnek olarak vereyim Karadeniz'deki barınaklar içinde kullanılamayanların sayısı ürkütücü boyutlarda". Bu nasıl mantıktır anlamayan beri gelsin. Hani "Tüyü bitmemiş yetim hakkı" diye bir deyim vardır ya. Bizde sadece bu hak tüyü bitmemiş yetimlerin mi? Ya bizim gibi ömür boyu devletine vergi ödemiş "kafasında saçı kalmamış anlamında kullanıyorum" tüyü bitmişlerin hakları ne olacak? Yaz aylarında tüm Türkiye'de balık avı yasağı vardır. Balıkçı tekneleri bu aylarda bakım için karaya çekilir. Bırak o bomboş barınağa kendi amatörün, kendi yatçın, turist teknen gelsin bağlansın. Hatta balıkçı kooperatifleri bu teknelere hizmet verip birkaç kuruş kazansın... Olmaz!.. Yönetmelikler uygun değil. Üstelik bu işi öylesine sıkı tutuyorlar ki; ellerinden barınakları gidecek diye balıkçıların ödleri patlıyor.
YASALAR KİMİN İÇİN? Kanunlar, yönetmelikler sonuçta insanların mutlulukları için düzenlenmez mi? Zaman içinde bunlarda değişiklikler yapılması normal değil mi? Ama iş deniz olunca, iş denize insan çıkması olunca ne kanunlara dokunulabiliyor, ne yönetmeliklere. Kimsenin değiştirme şöyle dursun itiraza bile hakkı yok. Sanki Allah kelamı... Yine de bütün bunların konuşuluyor olmasından bile mutluluk duyuyorum. Bu yüzden de Denizcilik Gücü Sempozyumu'nun uzun vadede büyük fayda sağlayacağına inanıyorum. Özellikle de önerilen Türk Denizcilik Gücü Kurumu inşallah biran önce hayata geçer.
|