Olimpiyad Telaşı
Atina'da son zamanlarda resim çekmek bile kuşku uyandırmaya başladı
Sözümüz yine Atina Olimpiyad oyunlarıyla ilgili... Anlaşılan ağustos ayında Atina'da düzenlenecek Olimpiyad oyunları biz gazetecilere fazlasıyla haber çıkartacak. Olimpiyad'lara 70 gün kala spor tesislerinin tamamlanması için hızlandırılan çalışmalar insanın başını hem ağrıtıyor hem de döndürüyor. Bunca yıldır Atina'da yaşamama rağmen ben şahsen Yunanlılar'ın bu denli sabırlı olduğunu anlayamamıştım. Hani yıllardan bu yana "İlla da Olimpiyad oyunlarını biz üstlenelim" diye bağıran Yunanlılar, inşaat şantiyesi halindeki Atina'da silahları çekip ihtilal yapacak noktaya gelmiş bulunuyorlar. Ama yapmıyorlar. Çünkü Olimpiyad oyunlarının Atina'da üstlenmesini kendileri istemişlerdi. Şimdi kendileri çekiyor. Ancak bu konuda ilk patlayan İçişleri Bakanı Yorgos Suflias oldu.
Suflias, önceki gün parlamentoda konuşurken "Keşke Olimpiyad oyunlarını üstlenmeseydik" türünde bir fikir yürütecek oldu ve herkes üzerine çullandı. Bu kadar sıkıntı, bu kadar külfet; bu kadar masraftan ve bekleyişten sonra çıkıp da "Olimpiyad'ları keşke üstlenmeseydik" deme gafletinde bulunan bakan aslında, Atinalılar'ın söylemek isteyip de ulu orta söyleyemediklerini dile getirmiş oldu.
EYLEM KORKUSU Bir de güvenlik sıkıntısı var. Özellikle Amerikalılar, El Kaide'nin Olimpiyad oyunlarında eylem yapacaklarından korktukları için Yunanlıların iki ayağını bir pabuca sokmayı sürdürüyorlar. Güvenlik önlemleri için harcanan meblağ, 1 milyar Euro'yu geçmiş durumda... Bunun 600 milyonu Yunanistan'ın kendi cebinden; 300 milyonu da NATO'nun cebinden çıkıyor. Komandolar, balık adamları, Rambo kıyafetli polisler her türlü terör senaryosuna karşı çeşitli tatbikatlar yapıyorlar. İntihar komandolarının olası saldırısından radyolojik ve biyolojik saldırılarına karşı nasıl korunacağı konularına kadar eğitim alıyorlar. Ancak bu da yeterli olmuyor. İnşaat halindeki spor tesislerine girmeyi başaran özellikle İngiliz paparazzi'ler, Atina Olimpiyadları'nda alınan güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğunu yaza çize bir hal oldular. Paparazzi'ler yazdıkça Yunanlılar güvenlik önlemlerini daha da artırmaya başladılar.
Güvenlik önlemleri daha şimdilerden "Vur dediysek öldür demedik" misaline dönüşmeye başladı. Geçen hafta Atina'ya gelen yabancı bir TV ekibi, polisten, bakanlıklardan, Atina Olimpiyad komitesinden gerekli izinleri aldığı halde, izin aldıkları spor tesislerine bile giremediler ve neredeyse karakolluk oldular. Spor tesislerini koruyan Rambo kıyafetli polisler, Nuh diyor peygamber demiyor; ısrarla izin belgelerini gösteren yabancı TV ekibi apar topar dışarı atıyordu. Meğerse, aynı sokakta oturduğumuz Kamu Düzeni Bakanı Yeorgos Vulgarakis, Rambo kıyafetli polislere özel talimat vermiş. "İzin belgeleri olsa bile gazeteci gördüğünüz anda analarından emdikleri sütü burunlarından getireceksiniz" diye. Komşum Vulgarakis'in gayesi yabancı gazetecilerin gönderecekleri röportajlarında "Atina'da alınan güvenlik önlemleri çok gevşek. Her an her şey olabilir" dedirtmek yerine "Yahu bu Yunanlılar işi çok ciddiye almışlar. Biz gazetecilerden bile şüpheleniyorlar. Sinek bile uçurtmuyolar" dedirtmek.
Bazı yetkililerin ise daha fazla önlem alınmasını isteyen bakana "izinsiz gazetecilere lastik mermi sıkılmasını" bile önerdikleri duyuldu. Bu öneriler allahtan kabul edilmedi. Yoksa Atina, savaş alanına dönüşebilirdi. Mübalağa boyutlarına ulaşan bu güvenlik önlemleri karşısında, Olimpiyad tesislerinin fotoğrafını uzaktan çekmek isteyen sade turistler bile göz altına alınmaya başladı. Arkeolojik sahaları korumakla görevlendirilen korumalara ise "Pantolunu, ceketi kabaranları, etrafı kolaçan edenleri, şüphe uyandıran özellikle esmer turistlerin üzerlerini arayın, gereğinde karakola götürün" talimatı verilmiş bulunuyor.
|