Filmlerin kanatlarında duvarların dışına yolculuk
İstanbul'a yaz benim bahçedeki nar ağacı çiçeğe durunca, tiyatrolar, konserle filmler açık havaya çıkınca gelir. Rumelihisarı Tiyatro Buluşması başladı. İstanbul'daki belli başlı tiyatrolar birer gösteri yapacak. Haziran'ın 18'ine kadar her akşam başka bir oyun sergilenecek. Ayın 18'indeki son gösteri Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nun Ödünç Yaşamlar'ı.. Yani bendeniz kapatıyorum şenliği. Kadrom muhteşem. Ay, yıldızlar, Hisar'ın büyülü atmosferi, mumlar, meşaleler ve müthiş bir caz orkestrası.. Sizler ve ben.. Bekliyorum, efendim.. Gelesiniz, birlikte oynayalım diye.. Ben hep beklerim sizleri.. Bazen de başkaları, "gelin de oynayalım.." diye davetiyeler gönderirler. Kaçırmamaya çalışırım oyunları, filmleri.. Geçen hafta İstanbul'da oturanların çok azının izleyebileceği bir festival başladı. Davetliydim açılışa, hem de konuşma yapacağım.. Koşa koşa gittim.. Böylesini hiç görmemiştim. Bakalım nasıl olacak festivalin açılışı.. Başrollerinden birini oynadığım "O Şimdi Asker" filmi de gösterilecek festivalde.. Açılış filmi Ömer Vargı'nın çok beğendiğim filmi, "İnşaat." Dünyada ilk kez yapılıyor böyle bir festival. I. Bağımsız Bayrampaşa Cezaevi Film Festivali.. Levent Kazak'ın hayaliydi bu festival. Aylardır uğraşıyordu bu işle. Sonunda Ömer Vargı'nın ve cezaevinde tiyatro çalışmaları yapan Turgay Tanülkü'nün de gayretleriyle olay gerçekleşti.. Levent festivali kotardı. Açılışa gittik. Film başlamadan konuşmalar yapıldı. Vali konuştu, savcılar konuştu, cezaevi müdürü konuştu, biz sanatçılar konuştuk.. Ama en sonunda bir tutuklu kardeşimiz çıktı hepimizin konuşmalarını bastıran müthiş bir konuşma yaptı. Sahneden inince tutuklu Hakan Şimşek'- ten aldığım konuşma metnini sizlere iletiyorum.. Hakan Şimşek, cezaevlerinde yatan bütün tutuklular ve hükümlüler adına dedi ki: "Misafirin misafiri sevdiği yere, hapishanemize hoş geldiniz. Burası İstanbul'un içinde ikinci bir şehir gibi. 3000 kişiyiz. Ve sizden hızlı çoğalıyoruz. Burada elektrik, su parası yok. Yemek ayağımıza geliyor. Sinemaya gitmek içinse 50-60 adım yürümek yeterli. Üstelik korumalar eşliğinde. Güvenlik sorununun büyük boyutlara ulaştığı İstanbul'un en huzurlu yeri burası. Dışarısı polis kaynıyor. Allah sizi korusun! Bizim, burada oluşumuzun bir sebebi var. Devletimiz burada kaldığımız sürenin topluma uyumlu kişiler olarak bizi değiştireceği kanaatinde. İyileşme sürelerimiz de, "iki yıl beş ay ondört gün gibi" kesin hesaplara dayandırılmış. Fakat hapishanelerde bu değişimi sağlayacak ne var? Duvarlar ve değerli suçlu arkadaşlarımdan başka? Bugün bu durumun değiştiği gün. Ve Türkiye'de ilk kez suçlulardan beklenen değişime etki edecek sosyal bir hareket oluştu. Suçlular ve sanatçılar bir arada festival düzenliyor. Türkiye hapishanelerinde 70.000 kişi var. Nüfusumuz birçok şehirden fazla. Ailelerimiz duvarların öbür tarafında, sizin tarafta yaşıyor ve bizi bekliyorlar. Bizi onlarla buluşturmak zorundasınız. Dünyadaki son terör ve savaş olayları açıkça gösterdi ki, "iyilik güzellik zorla olmuyor.." Anlaşmamız lazım. Anlaşmak için önce birbirimizi tanımalı ve gerçeklerimizi kabul etmeliyiz. Bu tanışma için en önemli görev dışarıyla ilişkimizi sağlayan cezaevi yönetimine düşüyor. Kendimizi doğru tanıtmak için çalışma ortamına ihtiyaç var. Her yaş ve suç grubundan arkadaşlardan oluşturacağımız topluluğun bu tanışma için çalışmasına yönetimden destek geleceğine inanıyorum. Yani, bir suçlu birliği kurulması için destek! Birbirimizi anlamayı deneyelim. Hem de Türkiye'de. Bizim denememiz bile Dünya'ya barış için umut verebilir. Yakında Bayrampaşa Cezaevi web sitesi için çalışma başlıyor. Ayrıca Levent Kazak senaryo yazım teknikleri ile ilgili eğitim verecek. Turgay hocaya, festivali bize getiren Levent Kazak'a, suçlularla işbirliği için cezaevi yönetimine, festivale katılan misafirlere, bu konuşmayı hazırlarken yardımlarını esirgemeyen koğuş arkadaşlarıma teşekkürler. İnşallah özgür Bayrampaşa Rock, Funk, Blues, Jazz festivallerinde buluşmak üzere.." Aynen böyle dedi arkadaş... Şimdi cezaevi sakinleri harıl harıl son çevrilen Türk filmlerini izliyor. Kimlere ödül verilsin diye aralarında tartışıyorlar... Bu ara özgürce yapabildikleri tek şey filmlerin kanatlarında dış dünyaya yolculuklar... Cezaevlerindekiler için herkesin yapabileceği birşeyler olduğuna inanıyorum... Bizim tiyatro bu ay Bayrampaşa Cezaevi'nde "Ödünç Yaşamlar" ve "Eski Çamlar Bardak Oldu" adlı oyunları sergileyecek. Siz de bir düşünün bakalım belki içinizden bir şeyler yapmak geliverir.
|