Hop dedik!
Tamam, imam-hatip konusunda bağnaz değiliz. Olaya ideolojik bakmıyoruz, gerginlik istemiyoruz.. Bütün bunlar tamam.. Ayrıca imam-hatipleri kazanılmış mevzii olarak da görmüyoruz. Temel amaç "din eğitimi"dir, bu ihtiyacın giderilmesi koşuluyla "İmam-hatipler kapatılabilir" bile diyebiliyoruz. Yani kompleksimiz yok. "Din eğitimi boşluğu doldurulduğu takdirde imam-hatipler kapatılabilir" demekle "dinden çıkma" arasında bir bağlantı olmadığını da idrak etmiş durumdayız. Hatta imam-hatiplerde okuyanlara yaşatılan çift taraflı zulümleri anlatmakta sakınca görmüyoruz, iki dünya arasında sıkışıp kalmış imamhatipliden söz ediyoruz. Doğru bildiğimizi söylerken ne yanlış anlaşılmaktan, ne de istismar edilmekten çekiniyoruz.. Bütün bunlar tamam.. Ama bunları yazıp çiziyoruz diye, imam-hatip tartışmasında, bilgisizce sözler sarf edenlere "dur bakalım" demekten de kaçınamayız.
*** Mesela Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, meydanı boş bulmamalı. Bu nedenle Özok'un, dün Danıştay'ın kuruluş yıldönümünde, Cumhurbaşkanı'nın huzurunda yaptığı konuşmada sergilediği cehalet teşhir edilmeli. İmam-hatip mezunlarının üniversiteye girmesine şiddetle karşı çıkan Barolar Birliği Başkanı, bu uğurda yalan söylemekten kaçınmıyor. Diyor ki: "İmam-hatip liselerinde pozitif bilimlerin temelini oluşturan "mantık" ve "felsefe" hiç okutulmamaktadır, bu nedenle imam-hatip mezunları üniversitelere uyum konusunda büyük güçlükler çekmektedir". Konuşmasında sürekli bilimsel düşünceye verdiği öneme işaret eden Özok, bilimsel düşüncenin temeli olan doğru bilgiyi ıskalayarak, imam-hatip düşmanlığı yapmakta bir beis görmüyor. Bilimsel düşünme propagandası yapıyor ama bilimsel düşünceyi kendi hayatında pratiğe geçirmiyor. Oysa beş dakikasını verse ve imam-hatip liselerinin müfredatını incelese görecek ki bu okullarda felsefe de, mantık da, sosyoloji de okutulmaktadır. Demek ki fanatizm, bazılarımızın sandığı gibi tek taraflı değilmiş! Şimdi "bilimsel düşünce"ye gösterdiği saygıdan kuşkumuz olmayan Barolar Birliği Başkanı'nın, verdiği bu yanıltıcı bilgiyi düzeltmesini bekliyoruz. Eğer bilimselliği sözde değilse bunu yapacaktır. Yok eğer onun bilimselliği imam-hatip düşmanlığı konusunda geçerli değilse, verdiği yanıltıcı bilginin üzerine yatacaktır.. Yatar mı, yatmaz mı bilmiyorum ama ben takipteyim..
*** Bir de tıpkı Özok gibi, bilimsel düşünce, pozitif bilimler, özgür düşünme gibi 'parlak sözler' söyleyerek, din eğitiminin bütün bunlara aykırı olduğunu savunanlara bir hatırlatmada bulunmak isterim: Düşünce tarihi din-bilim, akıl-vahiy tartışmalarıyla doludur ve bu konuda hâlâ kesin bir çözüme varılamamıştır. Dolayısıyla dini inancın, özgür ve bilimsel düşüncenin karşısında olduğu imasını, "bilimsel bir veri" olarak sunmaya çalışmak, herşeyden önce bilimsel değildir..
|