| |
Siyasilere dersler
İspanya'dan iki ay sonra Hindistan'da da "mümkün değil" denilen olasılık gerçekleşti ve anketlerde açık ara önde gösterilen iktidar partisi seçimi yitirdi. Herkes seçimin "medyatik" yönüyle, İtalyan kökenli bir kadının, suikast kurbanı eski Başbakan İndira Gandi'nin gelini, yine suikast kurbanı eski Başbakan Rajiv Gandi'nin eşi Sonya Gandi'nin Hindistan'ın başına gelmesiyle ilgileniyor. Oysa "Dünyanın en büyük demokrasisi" diye nitelenen bu ülkedeki sürprizin arka planında, siyasiler için değerli dersler gizli. Önce seçimi yitiren 79 yaşındaki milliyetçi sağcı Başbakan Atal Behari Vajpayee'nin 7 yıllık iktidarının bilançosunu anlatalım. Heykeli dikilecek adam 7 yıl önce Hindistan az gelişmiş ülkeler arasında yer alıyordu. Bugün ise teknoloji ve bilişimde, özellikle de program yazımında dünyanın lideri. Karnataka ve Andra Pradeş eyaletleri yeryüzünün teknoloji üsleri olarak gösteriliyor. Bir örnek verelim: Karnataka'nın merkezi Bangalor'da Kaliforniya'daki ünlü Silikon Vadisi'nden daha çok bilişim mühendisi var. Kentin geniş ve yeşil caddelerinde ya da hemen yakınındaki teknoloji parkında tüm devlerin birbirinden görkemli araştırma merkezleri sıralanıyor: Intel, IBM, Texas Instruments, Cisco, Philips, Adobe, Motorola, Siemens, Hewlett-Packard, Honeywell, General Electric... Bu merkezlerde "buluş" üretiliyor. Örneğin sadece Philips 7 yılda 1.500'ü aşkın buluşun patentini aldı. Hindistan ekonomisi yine bu 7 yılda büyüme rekorları kırdı. Örneğin geçen yılki büyüme hızı yüzde 10.4. Bu yıl da yüzde 8'i aşacak. Yabancı sermaye katlanarak, yılda 2 milyar dolara ulaştı. Vajpayee döneminde on milyonlarca kişi ev ve araba sahibi oldu. Gecekondu mahalleleri yıkılıp, modern binaların yükseldiği yemyeşil siteler inşa edildi. Böylece hızla genişleyen bir orta sınıf doğdu. Ve nihayet 50 yıldan bu yana ilk kez Hindistan ile Pakistan ilişkileri yumuşama sürecine girdi. Daha ne olsun? Hint basını Vajpayee'yi "Nehru'dan bu yana en iyi başbakan" ilan ediyordu. Bazıları daha da ileri gidip "Heykeli dikilecek adam" diyorlardı. Anketlerde halk desteği yüzde 70'in üstünde seyrediyordu. Zaten 6 ay önce yerel seçimleri silip süpürmüştü... Tabloda siyah nokta Vajpayee de bu tabloya güvenip, çok sayıda partiden oluşan koalisyon hükümetini tek parti iktidarına dönüştürmek için seçimleri 5 ay öne aldı. "2004 Vizyonu" başlıklı seçim bildirgesinde, "2020'ye kadar Hindistan'ı dünyanın süper güçlerinden biri yapacağız" diyordu. İki haneli büyümenin sürdürüleceğini, enerji, haberleşme, ulaşım, teknoloji, havacılık ve finansta birinci sınıf altyapı gerçekleştirileceğini, ülkenin otoyollarla donatılacağını vaat ediyordu. Etkileyici bir slogan da bulmuştu: "Parlayan Hindistan." Ancak seçmen bu vizyona "hayır" dedi, sandığa gömdü. Neden? Çünkü 1 milyarı aşkın Hintli'nin üçte ikisi kırsal kesimde yaşıyordu ve kendilerini "Parlayan Hindistan"dan dışlanmış hissediyordu. Çünkü refah sürecinden nasiplenmemiş köylerde hergün onlarca kişi borçlarını ödeyemediği için intihar ediyordu. Çünkü Vajpayee'nin propaganda filmlerinde gelecek kaygısı taşımayan, bir ayağı yurt dışında olanların "başarı öyküleri" ön plana çıkarılırken, 700 milyon insan yol, su, elektriksiz köylerde günde bir öğün yemek derdindeydi. Kısacası Vajpayee iddialı bir programla Hindistan'ı büyütmüş, "parlatmış" ama bir ayrıntıyı unutmuştu: Açlar, işsizsiz ve yoksullar. Oysa onlar hâlâ ezici çoğunluktaydı. Ekonomik programların sosyal yönünün ihmal edilmesinin bedeli böylesine ağır oluyor. Siyasilere duyurulur.
|