Karamanlis'in Erdoğan'a önerisi
YÖK tasarısı ve beraberinde ekonomiye getirdiği yük hükümet içinde tartışma yaratmadı mı? Bu soruyu, dün bir bakana yönelttiğimizde, yanıtı aynen şöyle oldu: "Tepkiye neden olmaz olur mu? Aramızda sert tartışmalara yol açtı..." Öğrendik ki, YÖK ve ardından gelen ekonomik sıkıntı Bakanlar Kurulu toplantısında 4,5 saat süreyle tartışılmış. Kabinenin bazı üyeleri, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan'a tasarı ile gelinen nokta konusunda sert sorular yöneltmişler. YÖK tasarısının aceleye getirilip getirilmediği üzerinde durulmuş. Aynı şekilde ekonomide alınması gereken önlemler ile ilgili olarak da tepkili konuşmalar geçmiş. Tartışmaya hangi bakanların katıldığını sorduğumuzda, sıralanan isimler de dikkat çekici: Ali Coşkun, Cemil Çiçek, Erkan Mumcu, Hilmi Güler, Ali Babacan, Kürşat Tüzmen... Bakanlar, YÖK tasarısının ekonominin dengeleri açısından olumsuzluk gösterdiği bir dönemde getirilmesinin ne kadar doğru olduğunu sorgulamışlar. Verilen yanıt daha sonra da tartışmalarda dile getirilene benzer olmuş; "Bu tasarıyı getireceğimiz konusunda meydanlarda söz verdik. Bu dönemde getirmek ve ÖSS'ye de yetiştirmek zorundayız..." Bazı bakanlar bunun ÖSS'ye yetişmesinin güçlüğüne dikkat çekmiş, Bakan Çelik, "Hayır, yetiştiririz" yanıtını vermiş.
Geri adım olmaz Bu arada Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan devreye girip bazı açıklamalarda bulunmuş, getirilen tasarının imam hatiplerle bir ilgisinin olmadığının altını çizmiş, hafta içinde AKP Meclis Grubu toplantısında da dile getirdiği, YÖK üyeleri ve rektörlerin tutumuna yönelik eleştirilerini sıralamış. Genelkurmay Başkanlığı'nın YÖK tasarısı ile ilgili açıklaması da masaya yatırılmış. Sonuçta, "Genelkurmay Başkanlığı keşke bu yönde bir açıklamada bulunmamış olsaydı" yaklaşımı gösterilmiş. Bu aşamadan sonra tasarıyı geri çekmenin Avrupa Birliği'nde, "askerin sivil otorite üzerindeki tahakkümü devam ediyor" şeklinde algılanacağı vurgulanmış.
Karamanlis'in benzetmesi Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklaması üzerinde durulurken, Başbakan Erdoğan Yunanistan'a yaptığı gezi hakkında bilgi vermiş. Başbakan Kostas Karamanlis'in, evinde gerçekleşen yemek sırasında kendisine söylediği sözler hakkında şu bilgiyi aktarmış: "Bana, 'Bizde de yıllarca askerlerin sivil yönetim üzerindeki hakimiyeti çok fazla idi. Bizde de askeri cunta yönetimleri oldu. Biz bu işi çözdük ve normalleştik. Siz de çözmelisiniz' önerisinde bulundu." Erdoğan, Atina gezisinde Karamanlis ile "iki ülkenin geçmişteki kültürel ve sosyal yapılarındaki benzerlikleri ele aldıklarını" açıkladığında aslında askeri ihtilallerin de gündeme gelmiş olabileceği tahmin edilmişti. Erdoğan, Bakanlar Kurulu'nda bunları sıraladıktan sonra, tasarıda geri adım atmalarının söz konusu olamayacağını, yanlış anlaşılmalara neden olabileceğini belirtmiş. Cumhurbaşkanı Sezer'in vetosu halinde tasarı üzerinde tekrar uzlaşı aranmak üzere bir süre askıya alınmasının yararlı olacağı görüşünde birleşilip konu kapatılmış. Yani, atılan adımın, üniversiteleri ayağa kaldırıp, ekonomiyi sıkıntıya sokacağı görülmüş olmasına rağmen devam kararı alınmış. Bu aşamada Erdoğan'ın da bakanlarına bir uyarısı olmuş. Ekonominin iyi olduğu bir dönemde yatırımlara neden yönelmediklerini sorgulamış. "Paramız varken neden yatırım yapmıyorsunuz?" diye sormuş.
Sırada diğerleri var Üniversite öğretim üyelerinin tepkisine neden olan YÖK tasarısı şimdi Cumhurbaşkanı'nı bekliyor. Ancak, sırada tartışma yaratan başka tasarılar bekliyor. Başında da yerel yönetimler, personel ve kamu yönetimi tasarıları geliyor. Anamuhalefet CHP başta olmak üzere, birçok kesim bu tasarılara sıcak bakmıyor. Yeni bir tartışmaya doğru yol alınıyor. Diğer yanda ise Türk Ceza Yasası'nda köklü değişiklik yapan tasarı Alt Komisyon'dan çıkıp Anayasa Komisyonu'na gelmiş bulunuyor. Hem de bütün kesimler tarafından üzerinde uzlaşı sağlanarak. Bu da gösteriyor ki, uzlaşı aranırken, sadece içerik değil, bazen üslup ve isimler de önem kazanıyor.
|