Sezer veto ederse, askıya alınacak
ANKARA'da işadamından bürokratına, milletvekiline hemen herkesin üzerinde durduğu tek konu YÖK Yasa Tasarısı... Karşılaşılan veya telefona çıkan hemen herkesin ilk cümlesi aynı noktada birleşiyor: "Sırası mıydı şimdi?" Ardından sorunun açılımı geliyor: Kıbrıs'ta önemli bir gelişme sağlanmış, AB ile ilgili Anayasa değişikliği CHP'nin de desteği alınıp ittifakla TBMM'den çıkmış, Şimdi sırası mıydı? Başbakan, Yunanistan gezisinde önemli bir adım atmış, AB'den olumlu mesajlar gelmeye başlamışken.. YÖK Tasarısı ile gerilim yaratmanın sırası mıydı? Hükümet, "İktidar benim elimde, verdiğim sözü tutmak zorundayım" dese de bu bazı gerçekleri de ortadan kaldırmıyor. YÖK Tasarısı ile yapılmak istenen başka olsa da, farklı bir yöne gidebiliyor. Bir işadamının dün iki krizi anımsatıp söylediği gibi, "Depremi geçmişte yaşayan" biliyor. En küçük bir sarsıntı, geçmişi hemen hafızalarda canlandırıp ürkekliği de beraberinde getiriyor. ABD'de faiz artırımı, petrol fiyatlarının 40 dolara fırlaması ve yabancıların başka kağıtlara yönelmesi sonucu bu noktaya önceden gelineceği bilinse de sonuçta YÖK Tasarısı çözülmeyi süratlendiriyor. Yaban kuşu gibi olan yabancıların kaçışını daha da hızlandırıyor. Kimse, turizm mevsimine girildiğini, bütün otellerin rezervasyonlarının dolu olduğunu ve döviz geleceği bir mevsimin yaşanacağını düşünmek dahi istemiyor. En küçük bir sallantı, akıllara geçmişte yaşadığı depremi getiriyor. Neden uyarmadılar? AKP yönetiminde tartışılan bir diğer nokta ise şöyle özetleniyor: "Uluslararası piyasalardaki gelişmeler sıkıntının geleceği sinyalini vermişken, ekonomi yönetimi uyarısını neden önceden yapmadı?.." Bu soru ekonomi yönetimine yöneltildiğinde ise verilen yanıt ilginç oluyor: "Geçen hafta Maliye Bakanı ve ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı ile yapılan toplantılarda her şey anlatıldı. Gelişmeler aktarıldı ve alınması gereken önlemler sıralandı. Ekonomiye ilişkin düzenlemeler ve önlemler beklenirken, YÖK Tasarısı gündeme getirildi..." Uğraşı, dövizdeki artışa ve yabancıların kaçışına nasıl fren konulacağı noktasında odaklanıyor. Hükümetin niyeti gerilimi tırmandırmadan, ekonomik önlemleri de alarak yola devam etme noktasında. Sezer'den sonra askıda Buna göre, bu hafta içinde fazla tartışma yaratmadan YÖK Tasarısı Meclis'ten geçirilecek. Bundaki amaç, Avrupa Birliği'nden gelecek, "Asker karşı çıkınca hükümet geri adım attı" yönündeki eleştirilerin önünü kesmek. YÖK Yasası'nda değişiklik yapan düzenlemenin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in vetosuna uğrayacağına kesin olarak inanılıyor. Dolayısıyla AKP yöneticisinin de aktardığına göre, YÖK Yasası Sezer'den döndükten sonra "askıya" alınacak. Dolayısıyla AKP yönetimi, YÖK Tasarısı konusunda ne kadar kararlı olursa olsun, orman arazisi dışında kalmış yerlerin satışını sağlayacak Anayasa değişikliğinde olduğu gibi bu konuyu da bir süre daha uyumaya bırakmanın "hayırlı" olacağını düşünüyor. Orta yol bulunacak Ardından, hükümetin de kararlılığını göstermesi sonrasında, YÖK ve üniversite rektörleri ile orta yolun bulunması sürecinin de hızlanacağına inanılıyor. AKP yönetimi gerilimi mümkün olduğunca aza indirmede kararlı görünüyor. Planlama böyle olsa da dün üniversite öğretim üyelerinin cübbeleri ile TBMM'ye yaptıkları yürüyüş de kaygıyı artırıyor. Bunun üniversitelerde daha farklı bir noktaya tırmanma eğilimine girecek olmasından endişe duyuluyor. Tasarı konusundaki kararlılık ortaya konsa da ekonomide zaten yaşanması beklenen gelişmelerin daha da alevlenmemesi için AKP'de ümitler Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in vetosuna bağlanıyor.
|