"Kostas, istersen gitmem"
Dükkanların tabelalarındaki yazılar da olmasa, Anadolu'nun herhangi bir ilçesi gibi. Kısa bir süre de olsa Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı görmek için heyecanlı bir bekleyiş içindeler. Bunun nedeni, Erdoğan'a olan sempatiden çok, üstlendiği görev. Gümülcine'ye 52 yıl aradan sonra bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın daha gelmiş olmasının sevinci içindeler. Taşkınlığa kaçmadan, vakur bir şekilde sevgi gösterisinde bulunuyorlar. Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosluğu önünde ve bahçesinde toplanan Türk azınlık ile sohbet ediyoruz. Hepsinin sıkıntısı aynı noktada toplanıyor: "Çocuklarımız iyi okullarda okuma olanağına sahip değiller. İyi eğitim alamadıkları için de iyi iş bulamıyorlar." Bunun hükümetin bir politikası olup olmadığını sorduğumuzda ise hepsinin yanıtı benzer oluyor: "Hükümetin değil derin devletin politikası..." Görüyoruz ki "derin devlet" deyimi Yunanistan'da da geçerli.
Yunanlı soydaşlar Konsolosluğun bahçesinde soydaşlarla sohbet ederken Başbakan Erdoğan da Türk azınlığın temsilcilerini kabul ediyor. Biraz sonra dışarı çıktıklarında hepsinin yüzü gülüyor. İçlerinden biri şöyle diyor: "Zaten burada kaç nüfus var ki? Yıllardır birbirimize düşürüldük. İlk kez Başbakan bizi bir araya getirmeyi başardı, birliğimizi sağladı." Bu sırada Erdoğan'ın içerde kendilerine söylediği sözleri hatırlıyorlar. Atina'nın da merakla beklediği "Erdoğan'ın kendilerine nasıl hitap ettiği" sorusunu yöneltiyoruz. İçlerinden biri soruya şöyle yanıt veriyor: "Başbakan da Atina'nın hassasiyetini biliyor. Bize, 'Yunanistan vatandaşı, AB üyesi soydaşlarım' diye hitap etti." Aktardıklarına göre Erdoğan kendilerini dinledikten sonra bazı tavsiyelerde de bulunmuş. İçlerinden biri, "Lozan Anlaşmasında bizi unuttunuz" yakınmasında bulununca Erdoğan'ın tepkisi şöyle olmuş: "Dünyada toprak alıp verme dönemi bitti. Yaşadığınız ülke ile entegre olun. Vatandaşlık hakkınızı sonuna kadar kullanın. Sizler, Yunanistan'ın AB üyesi olmuş vatandaşlarısınız. Bizim de soydaşlarımızsınız. O kadar." "Kostas isterse gitmem" Erdoğan bu aşamada Ankara Atina ilişkilerinin çok iyi bir noktaya geldiğini de anlatıyor: "Atina'da bardağın boş kısmına değil, dolu kısmına da baktık. Boşluğu doldurmak için çaba gösterme kararı aldık" diyor. Bu sırada, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis ile arasında geçen bir diyaloğu da aktarıyor. Erdoğan, Karamanlis'e, "Kostas, Gümülcine'ye gidip soydaşlarımla kucaklaşmam seni rahatsız edecekse gitmem" dediğini bildiriyor. Karamanlis'in kendisine verdiği yanıtı ise şöyle açıklıyor: "Üç dört yıl öncesine kadar sorun vardı. Ancak şu anda herhangi bir sorun yok. Ziyaretiniz beni rahatsız etmez. Aksine memnun olurum." Başbakan, iyi niyet oldukça her şeyin daha iyiye gideceğini vurguluyor. Erdoğan, görüşmeden sonra Gümülcine sokaklarında yürüyüşe çıkıyor. Yunan polisi camiinin önüne doğru kordon yapıp güzergah alıyor, Erdoğan ise 180 derecelik yön değiştirerek karşı sokağa dalıyor. Güvenlik güçleri ne yapacağını şaşırıyor, ortalık karışıyor. Gümülcineli soydaş, Erdoğan'ın tavrından memnun olmuş bir şekilde, o hoş şivesi ile "Hah şöyledir be yahu" deyip kulağımıza şunları fısıldıyor: "Atanmış müftünün bulunduğu camiye gitmedi. Konsolosluk'ta da seçilmiş müftüleri kabul etti. Atanmışlarla görüşmedi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ise Atina'da atanmış müftüleri kabul etmişti. Şimdi durum dengelendi."
Çukur kahvehane Erdoğan camii yerine Batı Trakyalı Türk siyasetçilerin türbesi olarak kabul edilen Çukur Kahvehane'ye gitmeyi tercih ediyor. Beraberindeki bakan, milletvekilleri ve işadamları ile birlikte soydaşlarla çay içip sohbet ediyor. Daha 10 yıl öncesinde bırakın bakanları, Türk milletvekillerinin ziyaretinde dahi olayların patlak verdiği bölgede hiçbir şey olmuyor. Daha da ilerisi, dolaşırken Yunan asıllılar da Erdoğan'a sevgi gösterisinde bulunuyor. Balkonlarından el sallıyor... Gümülcine'de 52 yıl sonra da yer yerinden oynamıyor. Toprak kayıp gitmiyor. Yarım asırdır süren "gerilim üzerine kurulu" eskimiş, bağnaz siyaset de son buluyor. Karamanlis ve eşinin, Erdoğan ve eşini samimi bir şekilde uğurlamasındaki görüntülerde de bu ortaya çıkıyor. Atina'daki bahar havası, bir zamanlar gerilimin en fazla yaşandığı Batı Trakya'da da esmeye başlıyor.
|