Silahlara veda
Bu hafta sizlere 'Huysuz' eli değen perdelerimin nasıl olduğunu, eskilerden nasıl yepyeni yapıldığını yazmak isterdim, cumartesi gününün keyfine uygun... Sadece çok hoş olduğunu söyleyebilirim... Bence bugün muhakkak yazılması gereken çok önemli bir konu var...
*** Geçen hafta pazar akşamı saatler 22:00'yi gösteriyor. Evimizdeyiz, sakin sakin oturuyoruz. Bir kaç dakika sonra sükunet bozuluyor. Çünkü, silah sesleri duymaya başlıyoruz. Ardı arkası kesilmek bilmiyor. Kendi kendime, "Allah korusun sanki savaş çıkmış gibi, neler oluyor böyle" diyerek pencereye seğirtirken, eşim kolumdan tutuyor. Endişeyle "Otur oturduğun yerde, sakın kıpırdama, camlara hiç yaklaşma" diyor. Bir saat, iki saat geçiyor, sesler tam kesilecek gibi oluyor, tamam bitti diyoruz, eskisinden daha şiddetli yeniden başlıyor.
*** Tutmayın beni... "Ben" diyorum eşime "Şimdi 155'i arayacağım, bu ne böyle". Telefonu bir çeviriyorum, iki çeviriyorum cevap yok. Dakikalarca çalıyor, çalıyor, çalıyor açan yok. Ne yaparım, ne yaparım diye düşünürken "154"ü aramayı akıl ediyorum. Neyse ki uzun süre beklemem gerekmiyor. Telefonu açan memura, "Memur bey Üsküdar'da neredeyse yer gök inliyor neler oluyor? 155'i arıyorum cevap alamıyorum, balkonlara, camlara çıkamıyoruz, lütfen yardım edin" sızlanmalarımı bir bir sıralıyorum. Memur bey son derece kibar bir şekilde "Biliyoruz, yakınlarını askere yolluyorlar, trafik de kilitlendi, elimizden geleni yapıyoruz" diyerek aydınlatıyor beni sağolsun. Düşünüyorum da, sokakta olsaydım rahatsızlığımın ölçüsü olmazdı herhalde. Salt rahatsızlık da değil, içine düşeceğim tehlikenin de ölçüsü olmazdı... Askerlik görevini yapmak çok kutsal, bu göreve evlâtları, sevdiklerimizi coşkuyla yollamakla da gururlanıyoruz, bunun farkındayım. Ama silahlara neden gerek duyuyoruz, neyi kanıtlıyoruz? Hangi bir duygumuzu silah atarak ifade ediyoruz anlaşılır şey değil...
*** Pazar günü büyük bir derbi var. Fenerbahçe ve Galatasaray, Şükrü Saraçoğlu stadında karşılaşacak. Şüphe yok ki, tansiyonu yüksek, seyrine doyum olmaz bir maç olacak. Unutulmaması gereken bir nokta var. Karşılaşacak olan Fenerbahçe ve Galatasaray takımlarının futbolcuları... O da adı üzerinde maç için... Skordan çok spor için... Sporun getireceği barış, dostluk ve kardeşliği stada taşımak için...
*** Ben asker yollarken, maç kazanırken, daha başka hangi sebeple olursa olsun sevinç yaşarken, davulların zurnaların konuşmasını, silahların sonsuza kadar susmasını istiyorum. Konuşmak için, sevinci haykırmak için silaha ne hacet? Bizim sözlerimiz var, kahkahalarımız var, türkülerimiz, şarkılarımız var duygularımıza köprü... Ha, "Bunlar bana yetmez, ille de silah" diyenler, ecele araç oluyorlar, yok yere can yakıyorlar, hayat söndürüyorlar... Ve yazık ediyorlar, çok yazık...
|