| |
|
|
"Annan Planı"na karşı "Denktaş Planı" mı var?
Berlin Duvarı'nın yıkılıp, iki Almanya'nın birleşmesi öncesindeki Batı Berlin'i hatırlıyorum. "İhtiyarların Kenti" olmaya başlamıştı Batı Berlin. Doğu tarafından kuşatılmış bu kentte yaşayan gençler, geleceğin burada aranmasının yanlış olduğunu düşünüyorlardı. Batı Berlin'de, yaşlanan Almanlar ve Kreusberg ile Neu Köln gibi semtlerde yaşayan Türkler kalmaya başlamıştı. Eğer KKTC'de ve Rum kesiminde referandumda "Evet" çıkarsa, bu yarımküredeki son Berlin Duvarı da (Yeşil Hat) yıkılacak. KKTC, Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bir bölümü olacak. Eğer Rumlar "Hayır", Türkler "Evet" derse, bu defa KKTC'nin dünya ile arasına çekilmiş hukuki ve diplomatik duvar yıkılacak. Kıbrıslı genç Türkler, geleceklerini bu Ada'da inşa edebilecekler. Hemen herkesin, KKTC'den ve dolayısıyla TC'den memur maaşı almaktan başka bir gelecek görmediği dönem, sona erecek. Ya KKTC'de "Hayır" çıkarsa referandumda? Herhalde "Hayır" çıksın diye varını yoğunu ortaya koyan Rauf Denktaş'ın ve onun gibi düşünenlerin bir planı vardır. Herhalde "Annan Planı"na alternatif bir "Denktaş Planı" bulunmakta. Eğer Denktaş Planı'nın içeriğinde, sürekli T.C. bütçelerinden fonlanıp, bunu harcamak düşünülüyorsa, bu planın altı boş demektir. Çünkü KKTC'liler Annan Palanı'na "Hayır" derse, bu, T.C.'de de siyasal ve ekonomik zorlukların başlayacağının işareti olacaktır. Türkiye'nin AB'den müzakere takvimi almaya endeksli siyasal ve ekonomik beklentileri, sönecektir. Türkiye'de ekonomik ve siyasal krizlerin beklentisi, piyasalara hemen yansıyacaktır. KKTC'yi bir KİT olarak gören anlayışın da, zor günleri ve hatta iflası süreci başlayacaktır. KKTC vatandaşları, bunu herhalde görüyorlar. Bence Rauf Denktaş da görüyor... Ona destek veren Bülent Ecevit'in, bunu görmemesi veya görse bile önemsememesi, ihtimal dahilinde. Çünkü Bülent Ecevit kuşağının politikacıları, "kriz-kolik" olmuşlardır. Türkiye'de askeri müdahaleler-ekonomik bunalımlar, çözümsüzlük ve kriz stoku yapmak, onlar için bir hayat tarzı haline gelmiştir. Kıbrıslı Türklerin izolasyona itilip, yoksullaşması ve KKTC'nin müflis bir KİT konumunda bulunması, Bülent Ecevit kuşağı ve ekolü politikacılar için, çok önemli değildir. Çünkü onlar, sade KKTC'nin değil, T.C.'nin de bu durumda bulunmasını, doğal karşılarlar. Onlar "Rejim Kavgası" yapmayı, birbirlerine ya laf ya da Anayasa fırlatıp, ülke halkını yoksulluğa mahkum etmeyi, "İlkeli Siyaset" biçiminde algılarlar. Eğer KKTC vatandaşları, yarınki referandumda "Hayır" derlerse, Kıbrıslı Türklerin geleceği Rauf Denktaş kadar genç, Bülent Ecevit kadar dinamik olacaktır. KKTC vatandaşları "Hayır" derlerse, Anavatan'da Süleyman Demirel, yeniden aktif siyasete dönmek için düğmeye basacaktır. KKTC de, T.C. de, yoksullaşacak, izolasyona girecektir. Rauf Denktaş, "Ana" diye gördüğü "Vatan"ın, yeniden Demirel'le, Ecevit'le "Taaddüd-ü Ezvac" sürecine girmesinin, mutluluğunu yaşayacaktır.
|