|
|
|
|
|
Atatürk'ün hareketleri yabani kediyi andırırdı
|
|
* Siz Atatürk'in isteğiyle olimpiyada gönderilen kadın sporculardan bir tanesisiniz. Niye eskrim? Kolejdeyken çeşitli etkinlikler vardı. Folklor, dans vs. Ben eskrimi seçtim. Olimpiyadlar'da müthiş bir ekiptik. Küçükken marangozluğa ilgi duyardım. Hatta ilk eskrim maskımı ben kendim yaptım. * Olimpiyada nasıl hazırlandınız? İlk önce resmi geçit için hazırlandık. Ankara'da Çankaya İlkokulu'nda kaldık. Eskrimciler, güreşçiler, okçular... Bir hafta süreyle bize yürümesini öğrettiler. * Atatürk ile hiç karşılaştınız mı? Yürümeyi öğrendikten bir hafta sonra Atatürk'ün önünde geçit yaptık. Tabii çok heyecanlandım. Atatürk daha sonra babama "Geçitte kızlar da vardı" demiş. Ben Ata'yı çok gördüm. Arnavutköy'de akıntı burnu vardır hemen uçta. O zaman tekneler buruna ancak bir kürek mesafeyle geçebiliyordu, daha fazla uzaklaşırlarsa akıntı onları Çengelköy'e atıyordu. Ata'nın da küçücük bir motoru vardı. Herkes onun geleceğini haber alınca köşeye koşardık, çocuklar, Rum balıkçılar... Hepimiz beraber "yayaya şaşaşa Paşa çok yaşa" diye tempo tutardık. Paşa da bize el sallardı. Bir defa da bir düğünde yakından gördüm. Atatürk son derece güzel, alımlı ama aynı zamanda ürkütücü yanı olan biriydi. Hareketleri yabani bir kediyi, bir kaplanı andırırdı. Çok keskin gözleri vardı. *Gününüz nasıl geçiyor? Örneğin, sabah saat kaçta kalkıyorsunuz? Kendimi artık eskisi gibi sıkmıyorum, saat altı buçukta kalkmıyorum yani. Bir saat yoga yapıyorum. Ondan sonra kahvaltı ediyorum. Şöyle bir gazetelere bakıyorum. Ardından başlıyorum çalışmaya. Dışarı mecbur kalmazsam pek çıkmıyorum. Eskiden yürüyüş yapardık. *Şimdi niye yapmıyorsunuz? Açıkçası korkuyoruz çekiniyoruz. Rıhtımda kaldırımların üstünde bisikletle motosikletle geziniyorlar. Yaya rıhtımı yaptılar ama insanlarımız buna uymuyor. *"Akşama kadar çalışıyorum" dediniz, ne üstünde çalışıyorsunuz? Yazıtlar hakkında iki kitap çıkardım, üçüncüsünü çıkarmak için uğraşıyorum. Ama maalesef bu sefer çok zor oluyor çünkü bilgisayarda istiyorlar. Elyazısıyla yazıp, kendim kaydediyorum bilgisayara. *Yardımcınız, editörünüz yok mu? Bir arkeoloji öğrencisi olsam canımı verirdim sizin yazılarınıza yardım edeyim diye. n Var öğrenciler, ama yabancı dil bilmiyorlar. İngilizceleri çat pat, Almancaları hiç yok. Bana her ikisi de lazım.
|
|
|
|
|
|
|
|
|