Vicdanınızı başınıza toplayın lütfen!
İsrail'in şahinleri, ABD'deki neo muhafazakar, fanatik dinci ve Büyük İsrail lobisi ittifakı bu bölgeyi "yırtmak" istiyor. Yoksulluk, öfke, nefret, cehalet, din, işgal ve terör hassasiyetlerinde zaten "yarılmış" olan bir bölgeyi iyice yırtmak istiyorlar. Meşruiyetlerini ve ideolojik-askeri-ekonomik projelerini yürütebilmenin tek zeminini "terörün var olması"nda bulan gerici ve şiddet yanlısı bir zihniyet, adeta bütün halkları "teröristleştirmek" peşinde. Devlet ve medeniyet maskesi ardında, sözde "demokrasi, özgürlük" gibi ideallerle de cilalanmış şiddet merkezleri bunlar. Saldırgan, işgalci, kendilerine biçtikleri "Büyük ve ilahi" misyonlara tutkun bağnazlar, ancak karşı-şiddetin varlığıyla rahat edebiliyor. "Terörle mücadele" edebilmeleri, bu bahaneyle var olabilmeleri için, "terörün ve teröristlerin" mevcudiyeti, tüm dini, etnik, milli öfkelerin, büyük askeri güçlere karşı tek silahının "terörizm" olması gerekiyor. Halkların her türlü hissiyatını, adaletsizliğe her öfke patlamasını "terörist" kılmaları, bunun için de halkların tepkilerine "başka çare bırakılmaması" gerekiyor. Bunların "Büyük" isimli projelerinin ne bölgeye, ne dünyaya hayrı var. Onlar kaosla beslenen, tahakkümleri için kendi şiddetleri kadar karşı-şiddetin de mutlaka var olmasına ihtiyaç duyan vampirler.
*** Bu sütünda da, başka bazı yerlerde de, şu anda ABD'de yönetimde olan zihniyetin, bunların İsrail anlayışları ve ittifaklarının, bunların demokrasiden, özgürlükten, barıştan ne anladıklarının fark edilmesi için epeyce gayret sarf edildi. Bu çabanın ardındaki bakış açısı ne kaba kaba bir "Anti-Amerikancılık", ne kör bir "İsrail düşmanlığı", ne de pis bir "antisemitizm" idi. Yine değil. Ancak, Türkiye'de kendilerine çeşitli saygın sıfatlar verenlerin, ABD ve İsrail'deki bu şiddet ve tehlike dolu zihniyeti hiç umursamamalarına ciddi bir isyan bunlar. "Müslüman ya da muhafazakar demokrat" iktidarın da, "laik, Atatürkçü" Genelkurmay'ın da, bu vahşi Amerikan ve İsrail zihniyetleri karşısındaki pısırıklığına... O zihniyetlerin içine nüfuz etmiş "kökten dinci, şiddet dolu, muhteris, tahakkümcü ve yalancı" karakteri görmezden gelmelerine isyan. Bütün kanlı izlere ve halkın vicdani öfkesine rağmen, Türkiye'yi "Buş projeler" in yanına konuşlamalarına, İsrail'in bir bölgeyi onca yıldır dinamitleyen silahlarına ve istihbaratına ortak kılmalarına isyan.
Başbakan'ın ağzından İsrail'in son eylemi için "terör icra etmek" gibi bir ifade çıkıyor. Büyük ihtimalle de çıktığıyla kalacak. Gereğini yerine getirsenize o zaman. "Terör icra edenler"den silah almak, onlara tank ihaleleri vermek, onları bölgede ortak gibi görmek caiz mi, mübah mı, ahlaki mi, vicdani mi? "Terörizmle mücadele", bizzat kendisi "terör icra edenler"i, askeri-stratejik- ekonomik-dini ihtiraslarla bir bölgenin halklarından "terörist üretmek" için her şeyi yapanları "sapına kadar müttefik" sayarak yürütülebilir mi? Türkiye, sürekli karıştırılan, halkları birbirine düşürülen, insanları ya "terörist olmaya" ya da "terör korkusuyla teslimiyet" e sürüklenen bölgede, ABD ve İsrail'in bugünkü yönetimlerinin yedeğinde "bölgesel güç ve menfaat" pususuna yatan bir çakal mıdır? Kanlı bir kaostan ekonomik, askeri, stratejik parsalar bekleyen bir akbaba mıdır? Türkiye, İsrail'den aldığı silahlar, ona verdiği tank ihaleleri olmadan savunmasının belini doğrultamayacak kadar aciz midir? Biraz "vicdanınızı başınıza toplayın" lütfen!
|