Çimento, tuğlalar, çatlak ve sol
Özellikle 90'lı yıllarda ortaya çıkan eğilim bugün de güçlenerek tezahür ediyor. Önemli bir farkla. Bu eğilim, Türkiye'nin "siyasi açıdan bölgelere bölünmüş" görünümüydü. 95 ve 99 genel seçimleri, sadece birer partinin yüzde 20'yi aştığı (Refah ve DSP), buna karşılık hiçbir partinin "ülkenin tamamı"na damga vuramadığı, haritanın adeta parçalandığı seçimlerdi. 2002 seçimleri bunu sürdürdü, ancak AKP'yi, diğerlerinin aksine "Türkiye partisi" olarak öne çıkararak. Pazar seçimleri ise kanıtladı ki, kim nasıl görmek ve göstermek isterse istesin, şu anda tek "Türkiye partisi" AKP'dir... "Türkiye'nin her yerinde var olabilen tek parti" AKP'dir... "Türkiye'nin çimentosu" konumundaki tek parti AKP'dir. Diğerleri bölgesel "tuğlalar"dır. AKP'nin şu an için, Türkiye ölçeğinde rakibi yoktur. Sadece, bölgesel, yerel rakipleri ve çekişmeleri vardır. Bu partilerin hiçbiri, Türkiye genelinde bir varlığa sahip değildir. Batı'da, Marmara ve Ege ile Akdeniz'in bazı illerinde ve Karadeniz'in bir bölümünde bu rakip hala CHP, Doğu ve Güneydoğu'da DEHAP-Güç Birliği, İç Anadolu ve Doğu'nun bir kısmında MHP ile DYP, çok özel "Milli Görüş" odaklarında ise SP'dir. Ama bunların hiçbiri, iktidar partisini "Türkiye genelinde" karşılayabilen partiler değildir.
*** Parti olarak örgütlenmiş ve liderin etrafında birleşmiş bir "koalisyon" olan ANAP'ın 1983 oranından beri ilk kez yüzde 40'ın üstüne çıkan tek parti olan AKP de benzer bir "koalisyon"dur. Umutsuzluklardan fışkıran umutların, kadim korkuların aşılmasını bekleyenlerin, muhafazakarlıklarının, liberalliklerinin, demokratlıklarının yahut yoksulluklarının beklentilerini "müttefik" kılanların, değişimlerden, Avrupa perspektifinden yana olanların, "AKP'nin mülayim ve mutedil" halinde uzlaşanların koalisyonu. Özal'ın ANAP'ından farkı, 1980 darbesinin ardından "merkeze yığılanlar"ınki gibi değil, hala "çevre"deki umutsuzluklardan beslenen umutların koalisyonu olmasıdır. Ondan ciddi farkı, normalde "sol, sosyal-demokrat" partilerin oy potansiyeli olması gereken hayatları ve beklentileri de barındırmasıdır. ANAP'ın göstermelik ve kişilere bağlı "soldan gelenler de var" iddiasına karşılık, AKP ciddi ciddi o tür bir potansiyelin oylarını da içermektedir. Bu önemli bir güç olduğu kadar, müstakbel çatlaklara da işaret eder. "Çimento", birleştirdiği kadar, çatlama riski de barındırır. Çatlak; örneğin AB hedefinin bulanıklaşması ile... Örneğin, yoksulların ve itilmişlerin beklentilerinin karşılanmamasıyla oluşabilir. Bir başka açıdan ayrışma, eğer AKP yukarıdaki tespitte olduğu gibi "kendisinin de ötesinde" bir değişim beklentisi koalisyonu ise... Onun yüzde 42 civarındaki oyuna "Güç Birliği"nin yaklaşık 5'i, CHP'nin 18'inin en az yarısı ve bazı küsuratlar eklenerek yüzde 60 kadar bir "demokratikleşme, Avrupa" odaklı siyasi tavır tespit edilebilir.
*** Buna karşılık MHP ve DYP'nin yüzde 20'yi bulan oyları, CHP'nin yarı oyu, SP, GP, DSP'nin il genel meclisi oyları eklenerek yaklaşık yüzde 35'e yakın bir "reaksiyoner" oy mevcudiyeti ortaya çıkar. Bu yüzden, bundan sonra "Sol"da yenilenme, birleşme gibi projeler, var olan "sol" görünümlü oyların aritmetik toplamını dikkate alırsa, ancak saçmalarlar. "Gerçek bir sol proje"nin hitap edebileceği oyların önemli kısmı, CHP'de değil, garip ama, AKP'dedir çünkü! 10 yılda seçmen sayısı 10 milyona yakın artan, oy kullanan sayısı ise aynı kalan Türkiye'de kimlerin oy vermekten vazgeçtiği, genç seçmenlerin ise hangi tepki ve umutlarla oy verdiği önemlidir.
|