Yol öyküleri, Siirt notları.. (1)
Zamanında "ora"lara çok gitmişliğim vardır.. Dile kolay, seksenlerin ortalarından 90'ların başına kadar, olan biten ne varsa, pek çoğunu izlemiş pek çoğuna tanık olmuş, yazıp çizmiş bir basın erbabı olarak hiç de yabancısı sayılmam "ora"ların. Urfa'sı, Cizre'si, Mardin'ı, Diyarbakır'ı, Batman'ı, Bitlis'i ve dahi Siirt'i. Kimi zaman bir siyasi liderin peşinden, bazen kurşunlanarak ölen bebelerin ardından, kimi zaman kesilen yolların üstünden, bazen basılan köylerin içinden, bazen de göç eden kalabalıkların ortasından, çok gittim, çok geçtim.. Yani demem odur ki Diyarbakır'da, şehrin merkezine açılan pizza dükkânını resmeyleyip, "Diyarbakır değişti" ya da iki kızcağızın dans ettiği, iki pop müziğin çaldığı kebapçıya, "Şırnak'ın Laila'sı" diyenlerden hiç değilim! Özetle, "görmemiş" değilim!
ŞART oldu, bi vesile, yıllar sonra bir kez daha işin ortasına düştüm.. Bizim gazete, seçim öncesi pek çok kente, kasabaya "yazı neferi" gönderdi, bana da Diyarbakır üzerinden Siirt düştü Alacakaranlıkta uyanmalar, gece yarıları uçaktan inmeler, "Jet hızı"yla izlenimler ve sonunda keyifli bir Siirt seyahati... (Sözün başında hemen söylemeliyim ki.. Diyarbakır'dan Siirt'e dört nala tozu dumana katarak giderken, geçmiş zamanların o arama taramasından tabii ki eser kalmamış elbette ama, diyelim ki tek tük de olsa var. Ama bir de ne var biliyor musunuz? Bir jandarma noktasında, şöyle bir panoyla karşılaşıyorsunuz.. "Beklettiğimiz için özür dileriz!" Dedim ya, yıllarca oralara taşındım, yıllar boyu arama- taramalardan mustarip olanları tanıdım, ne gördüm ne de duydum.. Ne derseniz deyin, muhteşem geldi bana, çok mutlu oldum, inceliğe kibarlığa, zarafete, Bu arada Gaffar Okkan'ı da saygıyla anıyorum..) Neyse.. İyi ki de Siirt. Bendeki şansa ve kaynağa bakın. Belediye Başkanlığı seçimleri deyip geçmeyin, iktidar partilisinin de muhalefetin de, Meclis dışı muhalefet'in de (özellikle, DEHAP'lı SHP) önümüzdeki dönemine ciddi bir "nabız" ve nirengi noktası sayılan bu seçimin "önemli kent"lerinden biri Siirt. Nedenleri hatırlatalım önce.. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Minareler" diye başlayıp biten şiirini okuyup, yargılandığı ve siyaseten yasaklandığı kent. Erdoğan'ı "damat" diye bağırlarına basan.. Ve bir "ara dönem"de yapılan seçimle onu milletvekili seçtiren ve ardından Başbakanlık yolunu açan.. Şu son seçim için de "kampanya" nın başlangıç noktası olarak belirlenen, Erdoğan'ın ilk mitingini düzenlediği kenttir Siirt.. Yani, Ak Parti'nin "prestij meselesi" sayabileceği bir seçim bölgesi.. Bir o kadar da SHP'nin, yani DEHAP'ınşimdiki belediye başkanı DEHAP'lı ve kaptırmaya hiç de niyetleri yok..) Diğer partilerinse ucundan, kıyısından ama doğrusu iddia taşımadıkları bir seçim bölgesi.. Ama "hayatın sillesi"ni fazlasıyla yemiş, yoksulluğun, işsizliğin zirvesinde tırmanan ve ne yazık ki (görüşme yaptığım pek çok adayın da üstüne basarak onayladığı) "kent kültürü"nden hiç de nasibini almamış bir kent Siirt (Yoksulluk ve işsizlik, beraberinde koca bir köye dünüştürebiliyor Siirt'i.) Şimdi buradan hareketle notlarımızı, görüp duyduklarımızı aktarmaya çalışalım.. Sondan başlayalım! Jet-Fadıl namıyla maruf, Fadıl Akgündüz'ün tahliye haberi ekranlarda flaş flaş anonslarıyla verilirken, Siirt'te ise dayanılmaz sevinç çığlıklarıyla ve kulaktan kulağa bir düğün telaşıyla yayıldığını söylersem abartmam! O saatlerde oradaydım, gördüm, duydum, herkeslerle konuştum.. (Buradan çıkan sonuç şu.. Siirt'liler, hemşericidirler, mağdurlarını hiç unutmazlar, denizden babam çıksa yerim misali, Siirt'ten kim çıkarsa severler!) Şimdi derler ki.. Akgündüz'ün tahliyesi ya Ak Parti'ye ya da DYP'ye yar olacak! AK Parti iktidarı sırasında serbest kaldığı için bi vefa niyetine oylarla karşılık verilecek. AK Parti Adayı Mervan Gül açık ara seçilecek. Bir diğer görüş de, Fadıl memleketine gelecek, gezip tozacak, telefonlara kurulacak.. Ve hapse düşmesine engel olamayan, kendisini sahipsiz bırakan iktidara kırgınlığını DYP'li adayı işaret ederek dile getirecek Yani şu ya da bu biçimde Fadıl Akgündüz bu seçimde "kilit adam" olacak. Güler misin, ağlar mısın ama benim sohbetlerden çıkardığım sonuç şu.. Soruyorum.. Yahu, bunca iddia var adam hakkında, hemşehriniz de olsa hiç mi hatası yanlışı yok deyiverin hele! El cevap.. "Fenerbahçe'yi getirdi ya laf-ı güzaf." Yine soruyorum; (Evler, fabrikalar, jetler hepsi palavra çıktı, sizlerden topladığı paralar güme gitti, sizleri kandırdı diyorlar?) Bir cevap daha "Siirt'e otomobil fabrikasının temelini attı ya, diğerleri temel bile atmadı, gerisi palavra!" Neyse bekleyip göreceğiz.. Evet, notların kalanı için siz de bir gün bekleyeceksiniz.. Yarın devam ederiz... Palavrasız. Bütün çıplaklığıyla!
|