'Süryani' imiş!
9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görevli Yardımcı Doçent Kemal Yücesoy'dan bir mail aldım.. Özetle şöyle diyor:
"Rektörümüz Sayın Emin Alıcı'nın hadis okuyarak tekrar seçilme çabası içinde olduğunu söylüyorsunuz. Sayın Emin Alıcı 'Süryani' kökenli olup dini kullanarak, hadis okuyarak bir yerlere gelme çabası içinde olması mantık dışıdır. (...) Sayın Emin Alıcı kişiliği, çalışkanlığı ve bilimselliği ile tüm üniversitenin takdirini kazanmış bir kişidir. Bir önceki rektörlük seçiminde ve ondan önceki dönemde de dekanlık seçiminde öğretim üyelerinin büyük desteği ile en çok oyu alan kişi olarak önce dekan, sonra rektör olmuştur. Bundan sonra da yapılacak herhangi bir seçimde en yüksek oyu alacağı konusunda hiçbirimizin şüphesi yoktur."
Kemal Yücesoy'un bu mesajı üzerine şunları hatırlatmayı görev biliyorum:
BİR: Kubilay vurgusuyla bir haftadır gündemde olan Rektör Emin Alıcı'nın Süryani olduğuna dair bilgi, beni hiç etkilemedi. Çünkü ben "Kimse inançları ve kökenleri nedeniyle suçlanamaz" diye özetlenebilecek o basit ilkeye yürekten inandım. Bana ne Emin Alıcı'nın dininden, kökeninden.. İsterse dini bütün bir Müslüman olsun, isterse Halife Abdülmecid'in torunu olsun, bu bizi ne ilgilendirir? Benim derdim "Kubilay gibi ölmeye hazır" olduğunu söyleyen bir kamusal kişiliğin ne kadar tutarlı olduğunu sorgulamak..
İKİ: Mesajında Rektör Alıcı'ya gönülden bağlı olduğunu açıkça ortaya koyan Kemal Yücesoy, "Bizim rektör Süryani, bu nedenle hadis okuması mantık dışı" diyerek akıl yürütüyor ve bu akıl yürütmesinin sonucu olarak beni yalancılıkla suçluyor. Kemal Bey'e tavsiyem, akıl yürüterek beni yalan söylemekle suçlamak yerine gerçeğin peşinde koşsun. Mesela bu yazıyı okuduktan sonra Rektör Alıcı'ya gidip, "Hocam gerçekten hadis okudunuz mu?" diye sorabilir.
ÜÇ: Rektör Alıcı, eğer Üniversiteler Arası Kurul'un oluşturduğu alt komisyon toplantısında hadis okuduğunu inkar ederse, bana da kendisini mahcup duruma düşürecek kanıtları sunmaktan başka çare kalmaz..
DÖRT: Rektör Alıcı'nın 'en yüksek oyu' almasının nedenlerini de biliyorum: Seçimden önce İlahiyat Fakültesi'ne gidip, oradaki öğretim üyelerinin oylarını almak için, fakülte camisine bakıp "Ne güzel bir cami, burada bir Cuma namazı kılalım" demekten kaçınmadığını biliyorum. Alevi olduklarını bildiği öğretim üyelerine kendisini 'Alevi' diye tanıttığını da biliyorum. Bu savlarımı kanıtlamak için de Kemal Bey'in akıl yürütmesini değil, Rektör Alıcı'nın yalanlamasını bekliyorum.
BEŞ: Bir insanın davası uğruna ölümü göze alması karşısında hangimiz derinden etkilenmeyiz ki! Burada 'dava' değildir önemli olan. Önemli olan inanılan değerler uğruna can vermekten kaçınmama azmidir.. Ben hayatım boyunca davası uğruna ölümü göze almış kişilere saygı duydum.
ALTI: Emin Alıcı'ya saygı duymuyorum. Çünkü elimdeki kanıtlar onun samimi olmadığını ortaya koyuyor. Ayrıca sorun Kubilay da değil. Alıcı "Ben İslam için ölmek istiyorum" deseydi yargılarım değişmezdi.
YEDİ: Gerçekten ölümü göze alamadığı halde, davası uğruna ölmek istediğini haykıran, bunun üzerinden prim yapmaya çalışan insanlar, bende sadece bulantı hissi uyandırır!
|