Yarış bitti
Adap ve erkana önem veren biri olarak "Ben demiştim, ben bildim, ne yazdıysam o çıktı.." filan demeyeceğim.. Böyle bir görgüsüzlük yapmayacağım.. Daha önce bir kez böyle bir şey yapmış, yaptığım çiğlik yüzüme vurulunca da çok utanmıştım.. Bir daha o duruma düşmek istemem.. Ama hakkı teslim etme noktasında örnek bir tutum sergileyen Ömer Lütfi Mete'ye de hak bilir davrandığı için sevgilerimi sunarım..
*** Aslında ortada abartacak bir durum yok.. Ortaya çıkan sonuçlar zaten sürpriz değildi.. Böyle olacağı baştan belliydi.. Mesela Ali Müfit Gürtuna'nın hiç şansı yoktu.. Çünkü Gürtuna, başkan seçildiği günden beri bütün stratejisini, Erdoğan'ın bir daha çıkış yapamayacağı varsayımı üzerine kurmuştu. Tabi fena halde yanıldı.. Aklı başına geldiğinde ise her şey için çok geçti.. Mesela Veysel Eroğlu'nun Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü görevini, adaylık için bırakmasına baştan beri sıcak bakılmıyordu.. Ama Eroğlu, tanınırlık oranının yüksekliğine güvendi, nasıl olsa sonunda beni seçerler diye düşündü.. O da fena halde yanıldı.. Erol Kaya ile İdris Güllüce isimlerine ise "genel merkez" geçit vermişti.. Amaç Kadir Topbaş'ın alternatifini belirlemekti.. Erol Kaya yaptığı mükemmel propaganda çalışmasına karşın parti çevrelerinde fazla sevilmemesi nedeniyle yarıştan erken koptu.. İdris Güllüce ise son güne kadar yarışın içindeydi ama o da Kadir Topbaş'ı geçecek nitelikte "etkili bir çıkış" yapamadı.. Ankara'ya gelince.. Melih Gökçek, adaylığı aslında AKP'ye geçtiği gün garantiledi.. AKP'ye geçtikten sonra aday yapılmaması söz konusu olamazdı.. Eğer aday yapılmasaydı AKP yetkilileri durumu izah edemezlerdi. Bu yüzden Gökçek'in AKP'ye girdiği gün Turgut Altınok'un kaybedeceği belli oldu.. İzmir'de ise Işılay Saygın'ın aday gösterilmemesine bir ay önceden karar verildi. AKP, aslında Saygın'ı aday göstermek istedi ancak Saygın biraz fazla kararsız davrandı. Kararsızlığa kızan AKP yönetimi, Saygın defterini bir ay önceden kapattı.
*** Gelelim işin en can alıcı noktasına: AKP'nin adaylarının belirlenmesiyle birlikte, yerel seçimin hiçbir heyecanı kalmadı.. Bu yüzden Türkiye'nin en heyecansız seçim kampanyasına tanık olacağız.. Çünkü sandıktan çıkacak sonucu hepimiz az çok tahmin edebiliyoruz.. Seçimin galibinin bu kadar belirginleşmesinde genel konjonktürün yanı sıra CHP'nin tavrı da rol oynadı.. Ankara'da Karayalçın ile anlaşamayan CHP, Gökçek'e "en rahat kazanacağı seçim"i armağan etmiş oldu.. İstanbul'da ise Sefa Sirmen gibi "oy potansiyeli" çok da yüksek olmayan bir adayı tercih etti.. Yani yarış bitti..
|