Çok oy almaktan korkmuyor!
İşte Başbakan Erdoğan'la yapılan söyleşiden çıkan sonuçlar: Çok oy almak istiyor, bundan korkmuyor. İstanbul'a çok büyük önem veriyor, Diyarbakır'ı istiyor. Dindar kesimlerle arasındaki bağı sürekli kuvvetli tutmaya özen gösteriyor
Başbakan Tayyip Erdoğan iki farklı kentte yaptığı iki ayrı mitingin ardından akşam saatlerinde Başbakanlık Konutu'nda kamera karşısına geçtiğinde, önceki söyleşilerin aksine daha dinç görünüyordu. Çünkü Ankara'ya bu kez biraz daha erken dönmüş ve bir parça dinlenme fırsatı bulabilmişti. Morali yerinde olan Erdoğan, kendisini tamamen yerel seçime endekslemiş görünüyor. Erdoğan, seçim stratejisini de kurmuş: İstanbul'da yaptığı belediye başkanlığının kendisini "efsane" haline getirdiğinin bilincinde ve bu yüzden en etkili propagandanın kendi başkanlık döneminde İstanbul için yapılanları anlatmaktan geçtiğini düşünüyor.
GÜNDEM: YEREL SEÇİM Erdoğan'ın gündeminde yerel seçim var. Ankara kulislerinde, AKP oylarının yüzde 60'lara ulaşmasının ülkedeki "derin güçler" i rahatsız edebileceği, bu yüzden Erdoğan'ın anket sonuçlarından ürktüğü yoğun bir şekilde konuşuluyor. Başbakan'la yaptığımız uzun söyleşinin ardından gerçeğin böyle olmadığı net bir şekilde ortaya çıktı. Erdoğan, sanılanın aksine AKP'nin oy oranının en yüksek sınıra ulaşmasını canı gönülden arzu ediyor. Frene bastığı filan yok. Hatta şimdiden "halkın tercihine saygı gösterilmeli" diyerek kulislerdeki tartışmalara gönderme yapıyor. Bununla yetinmeyen Erdoğan, "Vatandaş bir partiye yüzde 70 oranında oy veriyorsa buna kimse bir şey diyemez" mesajının altını çizmeyi ihmal etmiyor.
BAŞARININ TANIMI Ama yine de Erdoğan'ın bir başarı tanımı var. 3 Kasım'da alınan sonucun bir puan fazlasını başarı olarak gördüklerini söyleyen Erdoğan, başarısızlığın ölçüsünü de ortaya koyuyor: Yüzde 34'ün bir puan altı başarısızlıktır. Başbakan bu ölçüyü, kazanacağı zaferin anket sonuçlarının gösterdiği yüksek hedeflerle değil, yüzde 34'e göre düşünülmesini sağlamak için ortaya koyuyor.
BÜYÜLÜ İLİŞKİ SÜRMELİ Gittiği bir mitingde "zam yapacağız" dediğinde, halk arasından "Yapacaksan sen yap!" diye seslenildiği kendisine anımsatıldığında keyfi yerine geliyor. Başbakan'ın en duyarlı olduğu konu, halkla arasında var olan "büyülü ilişki"nin sürmesi. Bu amaçla halk nezdinde etkili olacak mesajları özenle veriyor: "Ne kadar çok oy alırsak alalım, bu bizi şımartmayacak" diyor.
TALEBİN FARKINDA Başörtüsü sorunu ve imamhatip liselerinin önündeki engeller.. Erdoğan, "dindar kesimler" in yakın vadede AKP'den özellikle bu iki temel konuda talepleri olduğunun farkında.. 15 aylık iktidar süreci içinde, bu iki temel talebe bir yanıt verilemedi. Dindar kesimler açısından AKP'den umut kesme durumu şimdilik söz konusu değil ama seçim öncesi yakınmalar dar çevrelerde küçük çapta da olsa başlamış görünüyor. Erdoğan bu yakınmaların kitleselleşmesinin önünü almak için, meslek liselerinin üniversiteye giriş konusunda yaşadıkları sorunları gidereceklerini yeniden gündeme getirmeye başladı.
DİN İSTİSMARI VURGUSU Başbakan dindar kesimlere "meslek liseleri" üzerinden mesaj gönderirken daha önce birçok kez dile getirdiği "din istismarı yapmayacağız" sözünü de yeniden gündeme getiriyor. Başbakan'ın "Geçmişte dini istismar yanlışına bizler de düştük" cümlesinin amacı, aslında imam-hatipler için verdiği mesaja bir denge getirmekti. O cümlenin son günlerde gündemde olan Mehmet Metiner üzerinden yapılan tartışmayla uzaktan yakından bir ilgisi yok. Çünkü Başbakan'ın, Metiner tartışmalarından haberi bile yok. Kaldı ki Metiner'in "Biz eskiden kafirlerin öldürülmesi gerektiğini düşünürdük, Nemrut dağındaki heykellerin yıkılmasını arzulardık" tarzında ifade ettiği bir siyasi yaklaşım, Erdoğan'ın siyasi çizgisinde hiçbir zaman olmadı.
"DUVAR"A TEPKİ Başbakan'ın İsrail'in yaptığı duvarla ilgili söylediklerinin de altını çizmek gerekiyor. Erdoğan, duvarın adını "Utanç duvarı" olarak net bir şekilde koydu ve "kınıyorum" sözcüğünün altını çizdi. "Bu konuyu Yahudi dostlarımızla da konuştum" diyerek de ortaya koyduğu sert tepkinin İsrail ile ilişkileri zedelememesini sağlamaya çalıştı.
SİNİRLENDİREN MEVZU Tayyip Erdoğan, bütün siyasi yaşamı boyunca seçim konusuna özel önem vermiş, bu konuda attığı çok dikkatli adımlarla bugünkü başarısını yakalamış bir siyasi lider. Ve Erdoğan'ın partisi şimdi dikkatsizlik nedeniyle üç kentte seçime giremiyor. İşte bu durum Tayyip Erdoğan'ın sinirlerini alt üst etmiş durumda. Ne zaman bu konu gündeme gelse, dudakları titriyor, yüzü kızarıyor. Bu işin sorumlularının üstünün çizildiğini söylemeye bilmem gerek var mı?
GÖZÜ ÜÇ KENTTE Antalya, İzmir ve Diyarbakır. Başbakan, her ne kadar "bütün Türkiye benim için önemli" dese de, bu üç kente özel önem verdiğini saklamıyor. Diyarbakır için "Ortadoğu'nun merkezi olacak" diyor, Antalya için yepyeni hedefler ortaya koyuyor, İzmir'le ilgili yapılacak çalışmaları semt semt anlatıyor. Yani AKP açısından yerel seçimde asıl yarış bu üç kentte yaşanacak. İstanbul'a gelince.. Başbakan İstanbul'dan emin. İstanbul için söyledikleri propaganda amacından çok, somut hedefler. Vaktiyle başkanlığını yaptığı kent için kafasında çok sayıda proje olduğunu, başkanlık döneminde yapamadıklarını bu dönemde yapmayı hedeflediğini gizlemiyor.
|