Sorumluluk üretmek...
Her konuda görülen uç saflaşma biçimleri "Büyük Ortadoğu" temelinde çıkan tartışmalarda da görülüyor. Projenin yabancı siyasetlerin nüfuz aracı olmasına dikkat çekilmesinden bir tür örtülü sömürü politikalarının etiketi olarak adlandırılmasına kadar bir dizi argüman ileri sürülüyor. Kuşkusuz bu ve benzeri konularda çok ciddi tartışmalar yapılması ve her türlü ihtimalin hesaba katılması önemlidir. Kaygıların ve itirazların sonuna kadar dillendirilmesinden doğal bir şey olamaz. Bunun doğallığını kabul etmeden yola çıkmak, hem kötü niyetli bir yaklaşım olur, hem de sonuçsuz kalmaya mahkumdur. Kaygıları ve itirazları içselleştirmeyen bir siyasi projenin anlamı yoktur. Fakat bir siyasi projenin sadece kaygıların ve itirazların dile getirilmesi yoluyla konumlandırılması da sağlıklı bir durum değil. İtirazlar, tartışmanın gerçek gündemini gölgelememeli. Tabi ileri sürülen kaygılar ve itirazlar gerçek bir siyaset zeminine dayanıyorsa...
*** Problemin esasında, Büyük Ortadoğu bölgesinin terör ve siyasi kaosla anılması var. Demokrasi, hukuk devleti, insan hakları ve rasyonel ekonomi politikaları konusundaki temel eksiklikler, bu büyük coğrafyayı sorunlu alan haline getiriyor. Rejimlerin karakteri içe kapanmayı ve buna bağlı olarak şeffaflıktan uzak düzenleri teşvik ediyor. Bölgenin kendi zenginliklerini doğru alanlarda kullanamaması, zenginlikleri bölge halklarını doğrudan ilgilendirmeyen dinamikler uğruna tüketmesi de bir gerçek. Bölgeye hakim olan düzenler, zenginliğe rağmen yoksulluk üretiyor, ortaya çıkan tablo da terörün istismarına ve siyasi kaosun beslenmesine müsait bir ortam oluşturuyor. Bu noktada bölgenin demokratikleşme dinamiklerini güçlendirecek ve zenginleşmesine katkıda bulunacak projelerin üretilmesi çok önemlidir. "Büyük Ortadoğu" projesini bu içerikle "kodlamak" gerekir. Kuşkusuz her büyük projenin çok ciddi semptomları vardır. Bu riskleri değerlendirmek çok önemli ve gereklidir. Zaten "siyasi kodlama" faaliyeti de bunu gerektirir. Fakat projenin dillendirildiği yere itiraz adına bu kodlama faaliyetinden vazgeçmek doğru bir yöntem değildir. İtirazlar, siyasi kaos ve yoksulluk üreten yapılar karşısında suskun kalmak anlamına gelmemelidir. Tam tersine, bölgenin demokratikleşmesi ve zenginleşmesi için, yerli, incelikli ve iyi çalışılmış yöntemler üretme iradesini güçlendirmelidir.
*** Esas olan, bölgenin kendi iç dinamikleri ve doğal unsurları yoluyla demokratikleşmeyi ve zenginleşmeyi gerçekleştirmesidir. Bunun adının ne olduğu önemli değildir. Bunu bölge ülkelerinin kendi kendilerine oturup yapma konusundaki isteksizlikleri ve kısıtlılıkları ortadadır. Yapılacak olsaydı, bugüne kadar yapılırdı. Bu durumda, zengin demokratik ülkelerin, bölgedeki demokratikleşme yanlısı iç dinamiklerin işlemesini kolaylaştırıcı bir sorumluluk üretmeleri gerekmektedir. Bölgeye dönük zorlayıcı ve güç kullanımına dayanan yaklaşımların her zaman ters teptiği ve iç dinamikleri zedelemekten, doğal unsuları zayıflatmaktan başka işe yaramadığı defalarca görülmüştür. Demokrasi yanlısı iç dinamikleri siyaset ve diplomasi araçlarıyla desteklemek, herkesin katılımına açık bir dünya düzeninin doğal unsurları haline getirmek, bugünün şartlarında kullanılması gereken tek yöntemdir. Gelişmiş demokrasilere sahip zengin ülkelerin dünyanın geri kalanına dönük "sorumluluk üreten" bir düzen içinde hareket etmeleri, dünya barışının geleceği için tek yoldur. Bu "sorumluluk üretimi" olmadan "güvenlik üretimi" olamayacağının anlaşılması gerekmektedir.
|