kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

Akıl ile ruh bölünebilir mi?

Isaac Newton, evrenin işleyişini gün ışığına çıkaran mekanik yasaları keşfetti. Hayat 17. yüzyıldan itibaren Newton fiziği üzerinde şekillendi. Basit, kurallara tabi ve kontrol edilebilir bir dünya anlayışı öne çıktı. Dünyayı basit bir mekanik sistem gibi görme eğilimi o dönemde başladı ve sürdü.

***

Bugün daha kapsamlı yaklaşımlar var. Newton kültürünün olayları algılamak için onları bölen, parçalayan, ufalayan ve ayıran yaklaşımı bir üst noktaya doğru değişiyor. Klasik Newton fiziğinin yerine geçen Kuvantum fiziği ölçerek kavramanın zor olduğu bir dünya tanımlıyor. Deney yaparak algıladığımızın ötesinde fiziksel bir var oluşu seslendiriyor. Her gözlemlediğimiz ya da ölçtüğümüzün, gözlenenin bir anlık durumu olduğu gerçeğini unutmuyor. Kuvantum fiziğinin temel bir farklılığı da, evreni mekanik bir anlayışla parçalara bölmeyip, bir bütün olarak anlamaya çalışması... Kuvantum anlayışına göre fiziksel sistemler birbirine öylesine bağlantılıdır ki, Çin'de bir kelebek kanat çırpınca Meksika Körfezi'nde fırtına çıkar.

***

İnsanlık ilerledikçe yaklaşımları da değişiyor. Uzun süredir evreni tanımamıza yardımcı olan mekanikçi anlayışın, artık bundan sonrasına yetmeyeceği tartışılıyor. Örnek de bilgisayarlardan veriliyor: "İnsanların mekanik yanları da vardır. Adalelerimiz tıpkı makineler gibi çalışır ve gerçekten de Sanayi Devrimi'nin teknolojisinin ikame etmeye başladığı şey insan adalesi olmuştur. Aklımızın da mekanik yanları vardır, gerçekten programlanmış yanlardır bunlar. Kurallara bağlı, problem çözücü, amaç yönelimli rasyonel düşüncemiz sıradan bir kişisel bilgisayarın programına çok benzer bir şekilde işler. Şimdi bilgisayarların büyük ölçüde ikame etmekte oldukları şey de aklımızın bu mekanik yanlarıdır." Ama insan "mekanik akıldan" ibaret değil. Okumaya devam edelim: "Bilgisayarların duyguları yoktur. Acı hissetmezler, şakalara gülmezler, şiirler yazmazlar, manevi ihtiyaçları ve içgörüleri yoktur. İnsanların bütün bunları yapmasının nedeni duygusal ve manevi yanlara sahip olmamızdır. İnsan benliğini dünyasıyla bağlantılandıran şeyler bunlardır. Bilgisayarların benliği yoktur. İnsanlarda düşünce, ruhtan ayrı değildir. Yaratıcılığımız ve benzersizliğimiz benliğin bu çok daha karmaşık yanlarına bağlıdır."
***

Danah Zorah, "yeni bilimi" anlattığı "Aklı Yeniden Kurmak" adlı kitabında, laikliği öne çıkaran devletlerde tartışma konusu olan "kamusal alan" ile "özel alan" bölünmesini de, Newton'cu mekanik yaşam algılamasına bağlıyor: "Batılı liberal demokrasilerde kamusal olan ile özel olanın arasına kesin bir çizgi çizeriz. Bu bölünme, bizim benliğe ilişkin Batılı anlayışımızdan kaynaklanmaktadır. Newtoncu örgütlerimizde tanık olduğumuz çalışma dünyası ve işgörenlerin işi ile özel yaşam dünyası arasındaki keskin ayrımın temelinde de bu bölünme yatmaktadır. Newtoncu işgörenler (yöneticiler de dahil olmaz üzere) çalışmaya kendilerinin sadece ve doğrudan ilgili görülen yanlarını, işle etkin bir şekilde başa çıkmakla, imzalamış oldukları iş sözleşmesinin hükümlerini yerine getirmekle, şirketin amaç, değer ve sorunlarıyla bağlanmakla ilgili görünen yanlarını getirirler. Astları ve üstleriyle ve çalışma arkadaşlarıyla bu amaçları akılda tutarak ilişki kurarlar. Diğer her şey özel yaşama aittir ve iş görenin çalıştığı örgütü ilgilendirmez." Dün, Sabah'ın pazar ilavesinde, Kanatlı Karınca köşesinde değindiğimiz gibi, gençlerin artık "hayatı iş yaşamından" ibaret saymamaları ve gittikçe işten uzaklaşmalarının belki de bir sebebi de budur.

***

Peki ne yapmalı? Newtoncu mekanik zekayla, belirsizlikle başa çıkma becerisini yöneten duygusal zekayı ve mükemmele yönelmeyi sağlayan manevi zekayı ayırmamak. Üçünü bir bütün halinde kullanmak. Kısacası, insanı, akıl ve ruh diye bölmemek. Bizdeki "maneviyatçı"lar ile "mekanik akılcıların" birbirlerini yemek yerine, biraz yeni fizikle ilgilenmelerinde fayda var. Hem kavga yatışır, hem düzey kazanırız. Hem de hayatın böyle bölünemeyeceğini öğreniriz.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Konya'dan Kıbrıs'a...   / 07-02-2004
 Türbanı Beyaz Saray çözdü...   / 02-02-2004
 Zaman ile Rus ruleti...   / 31-01-2004
 Alo...   / 26-01-2004
 Muhabbet...   / 24-01-2004
 Özgür Üniversite için öneri yenilemesi...   / 19-01-2004
 Yargıyı yargıladıkça...   / 17-01-2004
 Sahaya çıkma zamanı...   / 12-01-2004
 Böylesini hiç görmemiştik...   / 10-01-2004
 Akıl ile ruh bölünebilir mi?   / 05-01-2004
SAVAŞ AY
Cem Karaca'ya 112 Acil darbesi!..
Yayınım saat 03.00'te...
REFİK DURBAŞ
Burgazada'nın kızıl çamları...
Burgazada'da çıkan orman...
ÖMER LÜTFİ METE
Karaca; imparatorluk çocuğu
Ölülerin ardından güzel...
MEHMET ALTAN
Ulus-devletin solculukla ne alakası var?
TARIM toplumu...
5 değil 18
Washington ve Ankara, Irak geçici konsey üyesi Rubai'nin "Irak'ı 5...
BBC gazete ilanıyla genel müdür arıyor
Bu bir ilan değil haberdir! :)) T
GAZETELERDEKİ iş...
Gece kuşları özür diledi
Gece kuşları özür diledi
Hiçbir suçun cezasız kalmayacağını söyleyen Ali Dürüst, "Herkese...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.