Baykal'ın Annan Planı'na bakışı
CHP lideri Deniz Baykal, partisinin Merkez Yürütme Kurulu'nda önceki gün Kıbrıs konusunda konuşurken şöyle diyor: "Kıbrıs'ta çözümün Annan Planı üzerinde olacağını söylemeliyiz..." Daha önce Annan Planı'nın müzakere edilmesinin olanaksızlığını belirten Baykal bir politika değişikliğine mi gidiyor? Baykal'a dünkü sohbetimizde bu soruyu yöneltiyoruz. CHP lideri şu yanıtı veriyor: "Benim sorum şu; 'Gerçek anlamda Annan Planı müzakere edilebilir mi?' Bu soruya verilecek yanıt evet ise bu hemen yapılsın. Annan Planı müzakere zemini olsun..." Baykal, sorunun yanıtının belli olduğunun altını çizip ekliyor: "Annan Planı'nda köklü değişiklikler istenmiyor. Sadece makyajla bir şeyler yapılsın deniliyor. Yani, müzakere ediliyormuş gibi yapılsın, ama sonuçta bu aynen kabul edilsin deniliyor. Kabul edilemez yığınla madde varken, makyajla bu sorun giderilebilir mi? Kuzeyi Türk toplumunun olmaktan çıkarıp, Türk-Rum toplumu haline getiren bir plana kim evet diyebilir? Eğer bu ve başka benzeri maddeleri değiştirmeyi kabul eden bir babayiğit varsa tamam hemen müzakere edelim." Baykal'ın üzerinde durduğu aslında KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'ın da bir süredir dile getirdiği görüşlerden özünde farklı değil. Sadece "tamamen reddedici" bir söylemden çıkıp, "Tamam biz bunu ancak şu değişiklikler olursa müzakere ederiz" noktasına geliyor.
AB'ye iyi anlatılmalı Baykal, Annan Planı'nda itiraz edilmesi gereken noktaları da sıralıyor. Özellikle sınır konusunun çözülmesi gerektiğinin altını çiziyor. İki toplumlu bir yapının devam etmesi gerektiğini vurguluyor. Güvenliği etkin kılan bir durumun yaratılması gerektiğini belirtiyor. Baykal'a, 15 Aralık'ta KKTC'de yapılan seçimlere bakıldığında da Annan Planı'nın olduğu gibi kabulü yönünde bir sonuç söz konusu değil. Baykal, bir başka noktaya daha dikkat çekiyor: "Annan Planı'nda kabul edilemez noktaların bulunduğunu dünyaya anlatmamız lazım. Anlatınca onlar da planda bazı yanlışlıklar olduğunu kabul ediyorlar. 'Huysuzluk yapan Türkler, yine planı kabul etmiyor' söyleminden çıkarmak için bunu bütün dünyaya özellikle de AB'ye çok iyi anlatmamız lazım. Annan Planı'nın mükemmel bir şahika olmadığını göstermemiz lazım. Eğer planda köklü değişiklikler yapılabileceği kabul görüyorsa, o zaman müzakere zemini yapabileceğimizi aktarmamız lazım."
MGK'da görüşülmeli Baykal, bu aşamada hükümete bir uyarıda da bulunuyor: "Kıbrıs meselesinin Türkiye açısından önemli bir takvimi de beraberinde getirdiğini görmeliyiz. Öyle üçlü, dörtlü toplantılarla bu sorun için çözüm aramak yerine, başka konularda varlığı tartışılsa bile bu konuyu kesinlikle MGK'ya getirip orada görüşmeliyiz." Baykal'ın hükümete önerisi ise 1 Mayıs 2004'te Rum kesiminin AB'ye girecek olması üzerine inşa edilecek politikaya ilişkin. Baykal'ın önerisi şöyle: "Hükümetin izleyeceği politika, Annan Planı'nın 1 Mayıs 2004 tarihine kadar kabul edileceği üzerine olmamalı. Aksine kabul edilmezliğini göstermek üzerine olmalı. Neden plana mesafeli durduğumuz ortaya konulmalı." CHP lideri, Kıbrıs konusunun Türkiye-AB ilişkilerini de etkilememesi gerektiği inancında. "Kıbrıs, Türkiye'nin AB ilişkileri dışında bırakılmalı" görüşünün AB tarafından da geçmişte kabul edilen bir gerçek olduğunu vurgulayan Baykal bu konuda da şunları söylüyor: "Türkiye demokratikleşme konusunda bu kadar adım attı. Bundan sonra da atacaktır. Bunların hepsini tamamlasa ve ortada da bir tek Kıbrıs sorunu kalsa, 'Ne yapalım siz demokratikleşmenizi tamamladınız ama Kıbrıs olmadığı için ben seninle müzakereye başlamıyorum mu diyecekler?" CHP liderinin bu görüşlerini dinleyince, Merkez Yürütme Kurulu'nda yaptığı, dün birçok gazetede yer alan konuşmasıyla arasında önemli bir paradoks olduğu ortaya çıkıyor. Demek ki, bazen MYK üyeleri de toplantıda ortaya konulan düşünceleri, farklı algılayabiliyor.
|