Özelleştirmede ilk yıl kayıp ikinci yıl nasıl kurtulur?
Kasım 2002'de işbaşına geldikten sonra mevcut programı devam ettirme yerine kararsızlık gösteren ve neredeyse ekonominin rayından çıkmasına neden olan hükümet, 4.5 ayın ardından işi toparlamaya başladı. Dün de belirtiğimiz gibi, hem hükümetin tutumu hem de şansın yardımıyla Türkiye ekonomisi parlak bir yıl geçirdi. Ancak aynı hükümet özelleştirmede tekledi. 4 milyar dolarlık özelleştirme hedefine karşılık 468.7 milyon dolarda kalındı. Acaba hükümet genel ekonomi için başarısızlıktan başarıya giden performansını özelleştirmede de ortaya koyabilir mi? Öncelikle belirtelim ki, ortaya koyarsa 2004 beklenenden daha iyi geçer ve 2005'e daha güçlü gireriz.
Şartlar uygun değil - Hemen ekleyelim, hükümetin ekonomide ilk yılındaki başarılı sonuçların alınmasında ne kadar şansı vardıysa, özelleştirmede o kadar şansızdı. Bir kere uluslararası konjonktür özelleştirmenin aleyhine çalışıyor. Artık 2001'e kadar olan özelleştirmeleri unutalım. Ne uluslararası alıcılarda ne de dünya sermaye piyasalarında böyle kuruluşları almaya iştah var. Onun için de 2000 yılına kadar yapılan özelleştirmeleri, kurumlara biçilen değerleri unutalım. 2000 yılı borsaların miladı olduğu gibi, özelleştirmenin de miladı. Artık özelleştirmeyi yapmak için şartlar uygun değil. Ankara'da acemilikler varsa da, siyasi kararlılık da var. Petkim'de ikinci ihaleye çıkılması, Tekel'de yeni ihale girişimleri bunun göstergesi. Bu siyasi kararlılığı gördüğümüz içindir ki, acaba başarısızlık başarıya döner mi diye bir yaklaşım içindeyiz. Aksi taktirde niyet de olmazsa, zaten koşullar olumsuz, bu işin olacağı yok.
Ankara'nın kafası karışık - Buna karşılık Ankara'da bu işleri yapanların da kafası karışık galiba. Geçen hafta Ankara'da yaptığımız temaslara Özelleştirme İdaresi'ni de dahil etmiştik. İdare Başkanı Metin Kilci "Bir liraya da özelleştirme yaparım" dedi. Bu dünkü Sabah'ta yayımlandı. Ancak aynı kişinin satılacak KİT'ler için kafasında bir rakam olduğunu da öğrendik. Bu asgari sınırın üstüne çıkıldığında satışın yapılabileceğini belirttti Sayın Kilci. Önümüzdeki dönemde İdare'nin kafasındaki fiyat ile piyasa fiyatının uyuşmaması pekala yeni ihale iptallerine yol açabilir. Özelleştirmeyi baştan itibaren izleyen biri olarak İdare'nin taşındığı büyük binayı görünce gerçekten sonuç alıcı bir özelleştirme atılımı yapılamayacağını da düşündüm. Öyle ya KİT'leri özelleştirme görevi olan, bu misyonunu tamamladıktan sonra ömrünü tamamlaması gereken ve devlet içinde kalıcı olmayacak Özelleştirme İdaresi sürekli büyüyor, binalara sığmıyor. Ama bir türlü de özelleştirme yapamıyor. Bu, büyük bir tezat.
Nereden başlanmalı? - Bitişikteki tabloda yer alan verilerin bazılarını daha önce de yayımladık. Yeniden gündeme getirmemizdeki ısrar ise eğer özelleştirme yapılmak isteniyorsa, işe borsadan başlanılması gereğini ortaya koymak. Türkiye'de borsa varsa, özelleştirmeyi yapmak kolaylaşıyor. Tabloda büyümenin borsa canlanmasına, borsa canlanmasının özelleştirmeye yaptığı olumlu etkiyi görüyoruz. Son yılda büyüme var. Borsa canlanması da var gibi görünüyor, ama halka arzlar ve özelleştirme yok. Yani aradaki zircir henüz kurulamamış. Çünkü borsadaki canlanmaya güven eksikliğinden dolayı halkın katılımı yok. Ekonomi yönetimi borsa ve özelleştirmedeki başarısızlığını başarıya dönüştürmenin yolunu aramalı. Bunun için de öncelikle zihniyet değişikliğine gidilmesi şart gibi görünüyor.
Sonuç- "Başarıdan az, yenilgiden çok şey öğreniriz" Japon Atasözü
|