TL’ciler kazanmaya devam edecek dövizciler kayıp için kemer sıkacak
Dün açıklanan kasım ayı enflasyonunda ekim ayındaki yüzde 6.5'e varan kur artışının kısmi bir etkisini gördük. Yıllık enflasyonda düşüş eğilimi yavaşlar gibi gibi oldu. Aynı etki aralık ayında da sürebilir. Çünkü kurlardaki değişimin yaklaşık 2.5 ay sonra enflasyona etki yaptığını biliyoruz. Ancak bu durum enflasyonun düşüşünde sapma olacağı ve yılsonu hedeflerinin tutturulamayacağı anlamına gelmiyor.
Merkez'in söylediği Merkez Bankası önceki gün açıkladığı 2003 yılına ait ikinci Para Politikası Raporu'nda ortaya koyduğu gibi, 2004'te programın uygulanması koşuluyla enflasyonda düşüşün devam etmesini bekliyor. Banka, raporunda bunun gerekçelerini şöyle sıraladı: *Kamudan başlayarak özel kesim çalışanlarının gelirlerindeki reel artışların 2004'te sınırlı kalacak olması iç tüketim harcamalarını kısıtlayacak. Buna karşılık düşen faizler tüketici kredilerileri yoluyla harcamaları artırabilir. Yüksek faiz geliri elde edenler de, tüketime yönelebilir. Bu nedenle tüketici kredilerindeki gelişmeler ve iç talebe ilişkin diğer göstergeler yakından izlenecek ve reel faizlerin 2004'te de yüksek seyretmesi olasıdır. *Tasarrufların yaklaşık yarısı döviz cinsinden. Bu yıl kurlardaki gerilemenin etkisiyle bu tasarruflarda meydana gelen azalmayı telafi etmek isteyenler yeniden tasarrufa yönelebilir. Dövizde kalan tasarruf sahipleri tüketim yerine tasarrufa gidebilir. Kurlarda enfasyon hedefini tehlikeye sokacak bir gelişme beklenmemeli. Hem faiz hem de döviz kurundaki bu gelişmeler elbetteki programın uygulanmasına bağlı. *Enflasyon hedefinde sapma olmayacağı beklentisinde hükümetin enerji fiyatlarına zam yapmacağını açıklaması da etkili. Eğer eğitim ve sağlıkta geçmiş enflasyona endeksli fiyatlama eğilimi kırılır, tarım olumlu katkı yaparsa, enflasyonun tek haneli rakamlara indirilmesi fırsatı doğacak.
Neden faiz düşürmüyor? Bu ifadeler Merkez Bankası'na ait. Yani para otoritesi gelecekteki enflasyon hedefinde sapma beklemiyor, düşüş devam edecek. Buna karşılık faiz indirimine de gitmiyor. Üstelik eylül ayı ödemeler dengesi iyi çıkmışken ve yıllık cari açığın 7.7 milyar dolar yerine 6 milyar dolar civarında kalma ihtimali kuvvetlenmişken, Merkez Bankası faizleri düşürmedi. Reel faizlerin yüksek kalacağının ve kurun yavaş gideceğinin işaretini verdi. Çünkü önümüzde yerel seçimler var. Faiz oranlarının daha düşmesi halinde tüketici kredisi yoluyla harcamaların artmasından, faiz geliri elde edenlerin tüketime yönelmesinden, sonuçta enflasyon hedefinin tutturulamaması riskinden çekiniyor Merkez Bankası.
Bonoya devam Yukarıdaki grafik 11 aylık süreçte tasarruf sahiplerinin bonodan, mevduattan yatırım fonlarından ve borsadan para kazandığını, döviz ve altında ciddi kayıplara uğradığını ortaya koyuyor. Merkez Bankası'nın tahmini ve gösterdiği yol da, faizlerin yine reel olarak yüksek, kurun ise düşük kalacağı yönünde. Cari açıktaki büyümenin durduğu bir dönemde riski az bir senaryo. Program yürürlükte kaldıkça, enflasyon düştükçe ve şok bir olay meydana gelmedikçe sorun yok.
Sonuç "Normale devam et, birinci sen olursun" Arap Atasözü