Stoklara üretim hız kesti büyümeyi ihracat sırtlıyor
Açıklanan milli gelir rakamları stokla büyümenin sonuna gelindiğini ortaya koyuyor. 2002 yılı başından başlayarak yüksek stok artışları, büyümeye doping etkisi yapmıştı. Yüzde 5-10 arasında değişen stok payları bu yılın ilk iki çeyreğinde sürdükten sonra açıklanan üçüncü üç aylık dönemde yaklaşık yarı yarıya düştü ve payı da yüzde 5.3'e indi. Stok artışlarının milli gelire katkısının ne kadar olduğu rakamsal olarak ifade edilmiyor. Ancak geliri oluşturan ana harcama kalemlerinin net katkısından ihtalatın çıkarılması ve stokların eklenmesiyle bulunuyor. Bitişikteki veriler ihracatın büyümeye yaptığı dopingi ortaya koyuyor. Hatta en yüksek katkı ihracattan geliyor. Bu açıdan kasım ayındaki TİM verilerine göre aylık artış hızı yüzde 9'a düşen ihracattaki bu performans düşüklüğünün devam edip etmeyeceği büyümenin de kaderini belirleyebilir.
Farkın kaynağı Son açıklanan verilerde bir başka gösterge daha büyümenin ihracat ve büyük şirketler kaynaklı olduğunu ortaya koyuyor. O da temmuz, ağustos ve eylül ayına denk gelen yani üçüncü üç aylık dönemin sanayi üretim ortalaması yüzde 12'lik artışı ifade ediyordu. Bu da yüksek bir büyüme beklentisi yaratmıştı. Ancak milli gelir içinde tüm sanayi üretimi yer alıyor ve bunun ortalama artışı 8.1 olarak veriliyor. Arada tam 4 puanlık bir azalma var. Aynı fark yılın ikinci üç aylık döneminde de geçerli olmuştu. Yüksek aylık sanayi üretimine karşılık üç aylık sanayi üretim verileri daha düşük çıkmış, milli gelirde yer alan üretim yüzde 4.9 ile daha da düşmüştü. Aynı nedenler ikinci çeyrekte de büyümenin beklenenin altında gerçekleşmesine yol açmıştı. Bu fark, aylık sanayi verilerinin, üretimin yüzde 66'sını temsil eden, 403 madde ve 918 büyük işyerinden, üç aylık verinin toplam sanayi üretiminin yüzde 92'sini temsil eden bin işyeri ve 2005 madde üzerinden, milli gelir içinde yer alan toplam üretim ise tüm işyerlerini ve tüketimi kapsamasından kaynaklanıyor.
Büyüme büyüklerle Orta büyük ölçekli sanayi şirketlerindeki üretim artışı, orta ve küçük ölçeklilere geldikçe ve mal miktarı yaygınlaştıkça düşüyor. Tüm küçük şirketler ve sanayi üretimi kapsandığında üretim daha da düşük çıkıyor. Bu bize ihracata çalışan büyük şirketlerin asıl üretim artışını gerçekleştirdiğini gösteriyor. Yani büyüme ihracat kaynaklı ve ihracata çalışan büyük şirketler üzerinden gerçekleşiyor. Iç tüketimde canlanma yavaş olduğu, yatırımlar hızlanmadığı için, yaygın ve küçükleri üretim artışına yönlendiren bir büyümeye henüz geçemedik. Ekonomi şimdilik ihracatın sırtında gidiyor. Sonuç- "Büyüklüğün bedeli sorumluluktur" Churchill