Yabancıyı çeken Türkiye hikâyesi
Yandaki grafiğin benzerini 7 Ekim 2003 tarihinde yayımlamıştık. Borsanın içinde bulunduğu trendi geçmişle karşılaştırmış, hem 2003 yılsonu canlanması hem de bir büyük çıkışın ilk aşaması olarak kabul etmiştik. O tarihte canlanmanın boyutu yüzde 50 idi ve geçmiş örneklerden hareketle bunu yetersiz bulmuştuk. AB beklentisi ile bu canlanmanın yüzde 80 ve üzeri bir fiyat düzeyiyle sonuçlanabileceği tahmininde bulunmuştuk. 5 Kasım'a kadar yükseliş yönünde hareket eden ve bu tarihte 16.408 puandan kapanan endeks daha sonra gevşek bir seyir izledi. İstanbul'daki terör olayı ise endekste geçici bir düşüş yarattı. İhracat, enflasyon, sanayi üretimi gibi verilerin beklenenden olumlu çıkmasının yanında asıl Kıbrıs'ta 14 Aralık seçimleri sonrasında çözüm düğmesine basılacak ve Türkiye'nin AB yolu açılacak beklentisi ile borsa canlı kaldı. Bu tarih yaklaştıkça da geleneksel yılsonu canlanmasının finalini oynamaya başladı. Bu yılki yılsonu canlanmasının boyutunu yüzde 64'lük bir prime kadar taşıdı. Bitişikteki tablo ortaya koyuyor ki, 4.5 aya yaklaşan bu dönem, borsanın ikinci en uzun süren yılsonu canlanması. 2003 canlanması prim açısından da, süre açısından da, 1997'yle benzerlik gösteriyor.
Cazip olan ne? 14 Aralık seçimleri bu açıdan kırılma tarihi olabilir. Seçim sonrasında çözüm yönünde güçlü adımlar atılmazsa veya atılmayacağına kanaat getirilirse, sadece borsada değil, diğer piyasalarda da olumsuz gelişmeler gündeme gelebilir. *Ancak çözüm yönünde Ankara'nın çabalarının görülmesi, piyasaların umutlarını 1 Mayıs 2004'e kadar taşıyabilir. *Yerel seçimin bütçe disiplinini bozucu etkisinden korkulsa da, enflasyonun düşme trendinde olması ve mart ayı gibi tek haneli rakamlara inileceği ihtimalinin güçlenmesi iyimser beklentilerin ana nedenlerinden biri. *Çünkü buna paralel faizlerde hemen bir indirim veya gerileme olmasa da, düşme beklentisi sürüyor. *Ekonominin iki yıl üstüste yüksek büyüme hızına ulaştıktan sonra bunu üçüncü yılda da sürdürecek olması, 2004 yılında AB beklentisi ile birleştiğinde yerli ve yabancı yatırımcıları sürükleyebiliyor. Özellikle yabancılar açısından enflasyon ve faizlerin düştüğü, büyümenin devam ettiği, AB yoluna girme ihtimalı olan Türkiye diğer ülkelere göre daha cazip olabiliyor.
Kasımda da aldılar Bu beklenti ana trendlere uygun olarak, yabancı yatırımcıların İMKB'deki net alımları da sürüyor. Terör ayı kasımda yabancıların net alımı 192 milyon dolara vardı. Bitişikteki grafikten de izlenebileceği gibi, 2003'te yabancılar sadece mart ve nisan ayında satıcıydı. Yabancıların bu yılki 11 aylık alımları da 953 milyon dolara vardı. AB umudu sürdükçe, büyüme devam ettikçe, enflasyon ve faizler düştükçe, borsa bazen dinlense de, büyük yükselişini sürdürebilir. Çünkü Türkiye'nin bu durumu başka ülkelerde yok.
Sonuç- "Umut, mutluluktan alınmış bir miktar borçtur" Joseph Joubert
|