Sosyetede markasız imaj devri
Türk sosyetesi çağ atladı. Artık kimse reklam panosu gibi dolaşmak istemiyor. Louis Vuitton'un Lübnanlı Genel Müdürü Roueida Hobeika: Üzerinde 'LV' logosu olmayan çantalar daha çok satıyor
Louis Vuitton markasının herkes için başka bir anlamı var. Kimileri için imaj, kimileri için kalite, kimileri içinse statü sembolü... 1996 yılından beri ülkemizde de satışa sunulan Louis Vuitton'un Türk insanı için ne ifade ettiğini öğrenmek üzere markanın 33 yaşındaki Genel Müdürü Roueida Hobeika'yı mağazada ziyaret ettik. Hobeika, aslen Lübnanlı... " Türkiye'de üniversiteyi bitirdikten sonra 1992-1997 yılları arasında Los Angeles'da bulundum. Tekstil sektöründe çalıştım. Louis Vuitton'la hiç alakam yoktu. Yanlızca markanın tarihine saygı duyardım" diyen Hobeika, 1997'de eşiyle birlikte Türkiye'ye dönmüş. İki yıl boyunca hem yabancı dilde özel dersler vermiş hem de kozmetik sektöründe çalışmış. Derken, 1999 yılında Louis Vuitton Türkiye Genel Müdürü olmuş.
İşte o güne kadar Roueida Hobeika da Louis Vuitton'u, sadece imaj ve lüks sembolü sanıyormuş. "Oysa markanın imajı, 1854'e kadar gidiyor. O yıllarda uzun tren yolculukları yapan Avrupalı aristokratlar Louis Vuitton kullanırdı. Çünkü Louis Vuitton herkes gibi deri değil, kalın tuval kumaşlar kullanıyordı. Bu da çok dayanıklıdır." Markasını böyle özetleyen Hobeika'ya Türk müşterilerin tüketici davranışını soruyoruz, şöyle anlatıyor:
"TÜRKLER KALİTE ARIYOR"
"Türk müşteri çok bilinçli ve ne istediğini bilen bir müşteri... Müşterilerimizin çoğu ürünlerimizi tanıyor. Yeniliğe ve kaliteye önem veriyor." Bu yanıt bizi şaşırtıyor. Çünkü biz sosyetenin kalite ve hizmet için değil, gösteriş için para harcadığını bilirdik, en azından öyle sanıyorduk. Hobeika, bu tezimizi de çürütüyor: "Gösteriş için çanta alanların sayısı çok az. Bizim fiyatlarımız 800 milyon liradan başlıyor.
Kimse gösteriş olsun diye bu parayı vermez. Asıl önemsenen kalite ve işlevsellik. LV'yi logosu için alanlar pazardaki taklitleri tercih ediyor. Elimde kanıtlar var. Eğer Türk insanı gösteriş için çanta almış olsaydı, en çok 'Louis Vuitton' yazlı çantalardan satmamız gerekirdi. Ama tam aksine, 'Epi' dediğimiz, düz deri çantayı çok satılıyor."
KRİZ ETKİLEMEDİ AMA
Louis Vuitton taklitçilik konusunda alarma geçmiş. Roueida Hobeika, bu konuda "Ürünlerini taklit edenlere karşı 12 yıldır çalıştığımız bir avukat var. Yolun sonuna yaklaştık. Ama açık konuşayım, sahteyi yok etmek çok zor" diyor. Hobeika tüm bunlara karşın taklitçilik konusunda fazla endişeli değil ve koleksiyonlarındaki ürün bolluğuna güveniyor. Sahtecilerin en fazla iki modeli taklit edeceklerini söylüyor. LV yaz kataloğunu incelerken Hobeika'ya, "Ayakkabılar geldi, peki kıyafetler ne zaman gelecek" diye soruyoruz ve hayli gerçekçi bir yanıt alıyoruz: "Türkiye'deki krizden turist müşterilerimiz nedeniyle fazla etkilenmedik. Ama gerçekçi olmalıyız. Hiçbir şey yokmuş gibi davranıp tüm kıyafetleri getiremezdik. Şu anda beklemedeyiz. Piyasalar açılınca, kıyafet koleksiyonumuz da gelecek."
YENİ KUŞAK, DEĞİŞEN İMAJ
Louis Vuitton, kendini sürekli yenileyen bir marka. Geçtiğimiz hafta New York Times'ın Sunday Style eki de "LV'nin Masal Gerçekliği" başlığıyla markanın yeni reklam felsefesini inceleyen bir makaleye yer verdi. "Masal" konseptini işleyen LV'de Pamuk Prenses ve 7 Cüceler'den ve Alice'den esinlenilmiş. Ürünlerde hemen her köşeye bir çiçek, bir de kelebek kondurulmuş. Hatta kelebek şeklinde çantalar bile var.
Sibel ARNA
|