Gazi Üniversitesi hocalarından, sosyal bilimci Ahmet Çiğdem ile tanışmıyorum. Onun sadece bir kitabını okudum: "Taşra Epiği: 'Türk' İdeolojileri ve İslamcılık"... Ayrıca modernite kavramını Weber ve Habermas gibi sosyal bilimciler bağlamında irdeleği çalışmaları olduğunu da biliyorum.
Aşağıda Ahmet Çiğdem'in, Gazi Üniversitesi'nden neden atıldığına ilişkin bir metin okuyacaksınız. Bu tabii olayın bir açıdan anlatımı. Ne var ki en özgürlükçü, en anlayışlı, en hoşgörülü kurum olması gereken üniversitenin ne hale geldiğini gösteriyor. Eğer Gazi Üniversitesi'ni yönetenlerin bu metne bir cevabı varsa, ki mutlaka olmalıdır, onu da burada yayınlamaya hazırım.
Şimdi bakalım Ahmet Çiğdem'i bilimden nasıl koparmışlar: "Ahmet Çiğdem, Türkiye Bilimler Akademisi'nin 2001 yılı için verdiği doktora sonrası burslarından birisini kullanmak üzere bir projeyle bu kuruluşa müracaat eder ve bursu kazanır. Burs için gerekli şartlardan 2 tanesi, bursu kazandığı takdirde çalıştığı kurumdan izinli sayılacağına dair bir belgenin sunulmuş olması ve yurtdışında saygın bir üniversiteden önerdiği projeyle ilgili olarak kabul belgesinin alınmasıdır. Bursun verilmiş olması, her iki şartın da yerine getirildiğini gösterir.
"Ahmet Çiğdem, bursu kullanmak üzere öğretim faaliyetlerinin olmadığı bir dönemi seçer ve 2001 yılı içerisinde kullanılması gereken bursun son tarihi olan 15 Haziran 2001 tarihinde Bielefeld Üniversitesi'nde (Almanya) olmak üzere çalıştığı Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanlığı'na Mart ayı içerisinde müracaat eder. Ancak bu başvurusuna 3 ay müddetle cevap verilmez. Kendisinin görüşme taleplerine Dekanlık tarafından olumlu ya da olumsuz bir yanıt verilmez.
"Fakülte Dekanlığı, tamamen kişisel ve siyasal nedenle bu başvuru yokmuş gibi davranır. Ahmet Çiğdem, durumu Rektörlük makamına ve Rektör Yardımcılarından Ahmet Aksoy'a iletir. Rektör yardımcısı olayla ilgileneceğini belirtir. Bu gelişmeden sonra Gazi Üniversitesi İİBF Fakültesi Dekanı ve aynı zamanda Kamu Yönetim Bölüm Başkanı Burhan Aykaç, dilekçeyi uygun bularak işleme koyar. Ancak Ahmet Çiğdem'in bursu kullanabilmesi için yurtdışına çıkması gereken son tarih olan 15 Haziran 2001 tarihine kadar fakülte yönetim kurulu bilinmeyen nedenlerden ötürü toplanmaz.
"Ahmet Çiğdem, çalıştığı kurumun Belediye Park ve Bahçeler Müdürlüğü değil de üniversite olduğunu varsaydığından, Fakülte Dekanı'nın bölüm başkanı
olarak olumlu bulduğu bir hususu Dekan olarak olumsuzlamasının mantıken mümkün olmadığını düşündüğünden ve ilke olarak, 'Bursu kazandığı takdirde burs süresince izinli sayılacağını' belirten bir belgeyi çalıştığı fakülte dekanlığından aldığından yurtdışına çıkar.
"Ancak Almanya'ya gidişinden 1 ay sonra fakülte arkadaşları kendisini ararlar ve Rektörlüğün, fakülte dekanlığının istemeyerek de olsa olumlu bulduğu müracaatına Rektörlüğün olumsuz baktığı duyumunu iletirler. Ahmet Çiğdem bunun üzerine oldukça güç şartlar altında Almanya'dan döner ve durumu bir
dilekçe ile dekanlığa Dekanlık, hakkında bir soruşturma bile açmaya gerek görmeksizin yaptığı alelacele tahkikatla Ahmet Çiğdem'i görevden çekilmiş sayar. Gazi Üniversitesi Rektörlüğü, 1 Mart 2002 tarihinde bu kararı onaylar ve Ahmet Çiğdem'in görevine son verir.
"Bu olayda: "1) Bir devlet kuruluşu olan Türkiye Bilimler Akademisi'nin adayların tamamen bilimsel çalışmaları ve özgeçmişlerine ve önerdikleri projelere dayalı olarak verdiği bir bursun kullanılmaması için, Gazi
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanlığı, üniversite ve etik ölçülerine sığmayan iki yüzlü bir tutum izlemiş, başvurulara gerektiği zamanda cevap vermemiş, görüşme taleplerini reddetmiş ve adayın samimi tutumuna karşı, burada adlandırılmas mümkün olmayan bir tutumla karşılık vermiştir. Ayrıca İİBF Dekanlığı, bir önceki Dekan zamanında verilen izin belgesini de yok saymıştır. Bir öğretim üyesinin bilimsel esaslı bir bursu kullanmasında ne tür birmahzurdan sözedilebilir?
"2) Üstelik, söz konusu olan burs eğitim öğretim faaliyetlerinin olmadığı yaz aylarına denk gelmektedir. Yani bu bursun kullanılmasıyla eğitim öğretim faaliyetlerinin aksayacağı inandırıcı bir gerekçe olamaz.
"3) Gazi Üniversitesi Rektörlüğü, adayın izin tarihinin geriye dönük olması ve kabul belgesinin olmaması nedeniyle görevlendirme yapmayı reddetmiştir. Oysa, izinlendirme tarihindeki gecikme, adaydan değil, kişisel ve siyasal yönetim üslubuyla Fakülte dekanlığının tutumundan kaynaklanmaktadır. Adayın
kabul belgesinin olmaması sözkonusu olamaz. TÜBA bursunun alınmış olması bunun tersini kanıtlar. Gazi Üniversitesi Rektörlüğü ayrıca bursu veren, onaylayan, yahut geçerliliğini denetleyen bir kuruluş değildir. Böylesi bir hakkı ve tasarrufu yoktur, olamaz da.
"4) Herşey bir yana, alanında önemli telif, tercüme, derleme ve makaleleri bulunan, 16 yıllık mesleki hayatı olan ve doçentlik düzeyine gelmiş bir bilim adamının "izinsiz yurtdışına çıkmış olması" gibi komik ve sahte bir gerekçeyle görevine son verilmiş olması, ne derece inandırıcıdır.
"5) Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanlığı, kişisel, etik dışı ve siyasal nedenlerle kabullenilemez bir yönetim üslubuna sahip olduğunu bu olayla bir kere daha göstermiştir. Rektörlük, Dekanlığın bu tavrına ortak olmuştur. Bir üniversitenin kendi öğretim üyesine adeta tuzak kurarak görevine son vermesi, her türlü hukuksallığın dışında bir tasarruf olarak kalmayıp, aynı zamanda üniversitelerimizin içine düştüğü elim durumu gösteren canlı bir kanıt olmaktadır. Bilgilerinize sunulur."
İşte Ahmet Çiğdem açısından durum böyle. Ben bir bilim adamının dediğine inanmak zorundayım. Bu konuda oluşan fikrimden beni ancak başka bir bilim adamı caydırabilir.
Ben, bütün kalbimle Ahmet Çiğdem'in hatalı olduğunun ispatlanmasını dilerim. Çünkü aksi halde koca bir üniversitenin hatalı olduğu ve kötü yönetildiği ortaya çıkıyor ki... Vahim bir durumdur!