Çok sevmiştim bu sözü. Aşkı ne güzel özetler aslında. Grup Gündoğarken'den İlhan Amca'ya aşkı sormuşlar, o da "Oğlum, aşk kalp taşıdır... Böbrek taşı gibi aşk taşını da dökmek gerekir" demiş. Haklı. Çok sevdiğim bir dostum aşkı aynen şöyle tarif etmiştir: "Aşk çok güzel bir meyveli pastaya benzer. Tarif etmesi değil, yemesi zevklidir."
Ama ya diyet yapanlar?..
İşte bu noktada Sevgililer Günü'nü yalnız geçirenlere aşk doktorunun (naçizane) bazı önerileri olacak.
1. Notting Hill'in DVD'sini o akşam asla izleme.
2. Hadi izledin diyelim. Sakın ikinci kez izleme.
3. 30 saniyede bir cep telefonuna mesaj geldi mi diye bakma. Bırak telefon biraz soğusun.
4. Hıncını kredi kartından çıkarma. Ay sonunda ekstrenin intikamı daha acı olur.
5. Tamam, kendini mutlu hissetmek için çikolata yiyorsun. Ama unutma alerjin azıyor.
Bu mutlu olma senaryoları böyle sonsuza dek uzayabilir.
Bilmiyorum siz 14 Şubat'ta neler yapacaksınız, ama ben pek özel bir şey yapmayı düşünmüyorum. Çünkü bu Sevgililer Günü bana gerçek romantizmden uzak bir alışveriş çılgınlığı gibi geliyor.
Aslında böyle dediğime bakmayın. Kendimi kandırıyorum.
Henüz bir plan yapmamış olsam da o gün için mutlaka özel bir şeyler düşünmeliyim. Yoksa yukarıda sıraladığım şıklardan birkaç tanesini ben de yapmak zorunda kalabilirim...
Siz sevgilinize ne hediye edeceksiniz bilmiyorum ama ben bir buket kırmızı gülün yanında ona şu sözü armağan edeceğim:
"Sensiz her zaman yarım olduğumu hatırlamalısın."
Sevgilisi olanlara şimdiden birlikte bir ömür boyu mutluluklar dilerim.
Vatan ŞAŞMAZ