Uyum ve sentez
İstanbul, önümüzdeki salı günü önemli bir toplantıya ev sahipliği yapacak.
"İslam Konferansı Örgütü Ğ Avrupa Birliği Ortak Forumu" adlı bu konferans "İki farklı dünyayı" bir araya getirecek. Bu konferans fikri tamamen Türkiye'ye ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem'e ait.
"Hangi iki farklı dünya?" diye sorulabilir. Farktan ne kastedildiğini anlamak için New York'taki 11 Eylül olayına bakmak gerekiyor. Dünya acaba İslam ve haçlı odaklı bir uygarlıklar çatışmasına mı sürükleniyordu? Endişe buydu. 11 Eylül olayı, tüm dünyaya Harvard'ın Profesörü Samuel Huttington'un daha önce ortaya koyduğu benzeri tezlerini anımsattı.
KÜLTÜREL FAY HATTI
11 Eylül'ün yarattığı ortam bir anda dünyanın kültürler, dinler, uygarlıklar arasında bir savaşa sürüklendiği hissini uyandırdı. Sanki kültürler arasından bir çatlak oluşmuştu. Kültürel ve dinsel fay hattı da tam Türkiye'nin üzerinden geçiyordu.
Batı kaynaklı tezlere bakıldığında dünya uygar ve uygar olmayan şeklinde ikiye ayrılıyor. Bu ayrım yapılırken baz olarak kültürün alındığı görülüyor. Kültür de dinle özdeşleştiriliyor. Kısaca endüstrileşmeyi başaramamış ve modern toplumsal düzlemi yaratamamış ülkeler uygar olmayanlar liginde gösteriliyorlar.
Aslında doğrudan söylenmeyen bir gerçek var:
"Küreselleşme gemisine binememiş olanlar bu ligde yer alıyor ya da bu lige yakın bir yer de duruyor. Küreselleşme gemisinden gerçek anlamda dünyanın beşte biri bile yararlanamıyor."
DİN ÇATIŞMASI MI?
O zaman neden ayrım din üzerinde odaklanıyor. Çünkü en sert tepki İslam radikalizmini kullanan örgütlü kesimden geliyor. Yoksa Batı uygarlarının çok daha gerici konumdaki bazı İslam ülkelerinin yönetimleriyle hiç bir sorunu yok.
Tepkinin kültürel farklılıklara dayandığı teşhisi doğru. Ama bu farklılık sadece dinsel özelliklere bağlı değil.
HANGİ NEW YORK?
Dışarıdan bakınca bir tek New York fotoğrafı vardır. Ama gerçekte doğu ve batı yakaları kültürel anlamda birbirine çok uzaktır. Gelir dağılımı açısından da iki yaka arasında büyük uçurum vardır. Ama bu bir uygarlık sorunu olarak gösterilmiyor. Uygarlık ve din konusu bilinçli olarak birbirine karıştırılıyor.
İstanbul'daki konferansın 11 Eylül'ün dağılan kasvetli havasından dolayı şu aşamada zemin kaybettiği de bir gerçek. Bütün bu gerçeklere rağmen konferansın siyasi ve diplomatik açıdan bir yarar sağlayacağını söylemek yanlış olmaz.
Ama
İster kültürel ister depremsel olsun fay hattında oturmak hiç güvenli değil! Fay hattından avantaj sağlamak doğru bir düşünce. Daha doğru olanı ise fay hattından uzaklaşmak!
|