Ağlarsa babam ağlar
Ayrıldığı Fransız eşinin öz kızını hor görmesine daha fazla tahammül edemedi. Binbir güçlüğü aşarak yasadışı yollardan kendi kızını kaçırmak zorunda kaldı. İşte Engin Kandemir'in öyküsü
Engin Kandemir, Türkiye'de Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra yüksek öğretim için Paris'e gider. İşletme bölümünde okuduğu dönemde Pascal Limarola adlı bir Fransız kız ile tanışır. Birbirlerine aşık olurlar. Altı ay içinde evlenirler. 8 yıl sonra da kızları Beril doğar. Beril üç yaşına geldiğinde, Pascal-Engin çiftinin evliliği çatırdamaya başlar. Çift boşanmaya karar verir. Engin evi terk etmek zorunda kalır. O sırada işleri de bozulmuştur ve beş parasızdır.
Ancak Kandemir, hafta sonu görüşmelerde küçük kızında olumsuz değişiklikler görmeye başlar. Neşeli ve girişken kızı Beril gitgide kendine güvensiz bir çocuğa dönüşmektedir. Karısının yeni bir erkek arkadaşı olduğunu öğrenir. Beril adamın kendisine tokat attığından, sık sık karanlık bir odaya kilitlediğinden söz eder. Annesi ise kızının ev içinde kendi odası dışında bir yerde bulunmasını yasaklamıştır. Bir gece Beril uyurken uyandırıp olayları bir kez daha usul usul anlatmasını ister. Kız aynı şeyleri bu sefer ağlayarak tekrarlar. Engin Kandemir'in vahim durumdan artık fazla şüphesi kalmamıştır.
KÖTÜ NİYETLİ PASCAL
Kandemir, bir gün pasaportunu karıştırırken bir sayfanın kopartılmış olduğunu fark eder. Bu koparılan sayfa kızının kaydının olduğu sayfadır! Türk Konsolosluğu'na gider. Nasıl olsa konsoloslukta da kayıt vardır dolayısıyla yenisi kolaylıkla çıkartılır diye düşünür. Fakat ne tesadüftür ki ne bilgisayarda ne de arşivde Engin Kandemir'in herhangi bir kaydına rastlanmaz. Sonradan öğrenir ki konsoloslukta çalışan yetkili Pascal'ın sevgilisinin yakın arkadaşıdır ve kayıtları yok etmiştir.
İki ay sonra Kandemir'in kaldığı otel vergi borcundan dolayı mühürlenir. Pascal bütün arkadaşlarını kendi cephesine aldığı için kalacak hiçbir yeri yoktur. Engin bir ay boyunca parklarda yatar. Bu süre içinde yüzlerce kaçış planı yapar. Ne kendisinin ne de kızının kimliği yoktur. Bir ay sonra borç harçla bir eğlence teknesi organizasyonu yapar para kazanmaya başlar. Kızını yeniden hafta sonları almaya başlar. Ancak Beril her hafta sonu biraz daha mutsuz görünür. Babasına koşarak gelirken annesine ağlayarak gider.
VE FİLM KOPUYOR
Sonunda kararını verir. 14 Ağustos günü Meryem Ana'nın doğum günüdür. O gün sınırlarda kimse kontrol edilmez. Kızını alır ve İtalya sınırına gider. Fakat sınıra ulaştığı sırada Paris'in göbeğinde bombalar patlar. Sınır geçici olarak kapatılmıştır. Bu sırada Pascal polise gitmiş ve kocasını ihbar etmiştir. Bütün gazete ve televizyonlarda fotoğrafı çıkar. Gazetede fotoğrafını görünce Engin kızını alıp sınırdan dağlara yayan kaçar. Bir ay Nice'de hostes bir Fransız arkadaşının evinde saklanır. Ortalık sakinleşince Paris Emniyet Teşkilatında çalışan bir arkadaşının yardımıyla İtalya'ya kaçar. 32 gün İtalya'da kalır. Sürekli yer değiştirir. Venedik, Milano, Bari, Napoli, Cenova... Bu arada son parasını da sahte pasaport çıkarttırmak için kaptırmıştır. Sonunda Trieste'den bir yük gemisine binerek kaçma yoluna gider. Suriye'ye hayvan taşıyan bir gemiyle anlaşır. Ancak yolda giderken Hırvatistan'daki savaş yüzünden tren uzun süre yollarda bekletilir. Bu nedenle Türkiye'ye kaçacağı gemiyi de kaçırır.
Ardından bütün ümidi tükenmişken pasaport mafyasıyla temasa geçerek bir sahte pasaport edinir. Milano İstanbul uçağına bilet alır. Milano'dan gümrükten adeta bir mucize eseri yakalanmadan geçerler. Ardından Türkiye'ye gelir gelmez havaalanında tutuklarlar.
BABANIN BİTMEYEN SAVAŞI
Beril'i Engin'in annesi alır, Engin bir gün tutuklu kalır, sonra serbest bırakılır. Annesinin adresi bilindiğinden Galatasaraylı arkadaşlarının evlerinde 2'şer 3'er gün kalır. Hiç parası yoktur. Bir avukata gider. "Param yok. Olunca vereceğim. Yasal bir iş mi yaptım yapmadım mı bilmiyorum. Kesin olan tek şey kızımı vermeyeceğim. Davamı alır mısın?" der. Dava açılır. Altı sene sürer. 2001 yılında Türk mahkemesi velayeti babaya verir.
Bu arada Pascal Fransa'da müthiş bir kampanya başlatır. "Çocukları kaçırmaya yönelik" bir cemiyet kurar. Fransız televizyonlarında defalarca programlara çıkar. 1997 yılında Milliyet'e bile haber olur. Engin Kandemir'in iddiasına göre Pascal internette başlattığı yardım kampanyasıyla ve kurulan cemiyet vasıtasıyla milyonlarca frank kazanır.
Engin defalarca eski karısıyla dost olmayı denemiş ancak sonuç alamamıştır. Boşanma ve velayet davası sonuçlandığı gün Pascal bir erkek çocuk doğurmuştur. İkinci çocuğu doğduktan sonra Beril bir daha annesini görmek istemez. Pascal da fazla arayıp sormaz. Beril şimdi 12 yaşında ve babasıyla çok mutlu.
Mutlu TÖNBEKİCİ
|