Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Haziran 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Takımın 100. yılında şampiyonluğa ulaşmasında büyük payı olan Sakaryalı Deli Fişek, Fenerbahçe'nin ikonları arasında yer edindi.

Tuncay Şanlı

Türk futbolunun kesintisiz güç kaynağı: Tuncay Şanlı
Bir futbol kulübünün altyapısının ürünü değil o. Daha çok Johann Cruyff'un güzel oyunun ana kaynağı saydığı (ve modern zamanlarda yeniden inşası için işaret ettiği) arsa futbolundan fışkırmış, doğal bir yetenek. Adapazarı'nda 16 yaşındayken halı sahadaki marifetleri enikonu bir efsaneye dönüşünce, kentin önde gelen yetenek avcılarından biri izlediği gencin büyüsüne kapılır: Kıpkırmızı yanaklarıyla hiç durmadan koşan ve rakiplerini kolaylıkla ekarte eden bu fırtına forvet çim kokusuyla tanışmalıdır. Doğup büyüdüğü kentin takımı Sakaryaspor'un formasını 17 yaşında giymeye başlar.

İlk sezonunda yeşil-siyahlı takımda 2. Lig'de 16 gol kaydeder. 19 yaşındayken takımı Türkiye Kupası'nda İnönü Stadı'nda Beşiktaş'la kozlarını paylaşırken, attığı gol ve oynadığı göz kamaştırıcı oyunla güne damgasını vurur, ulusal basının gündemine girer ve bir daha da gündemden düşmez. Erkenden parlamayı başarmış bir yıldızdır Tuncay
Şanlı. İstanbul'un yolunu tutmak kaçınılmaz olmuştur artık.

Futbol kamuoyunun dikkatle izlemeye başladığı Tuncay Şanlı, Fenerbahçe'deki ilk sezonunda (2002-2003) çıkışını sürdürür. Altın kuşaklarından birini yakalayan 21 Yaşaltı Milli Takım'da sergilediği olağanüstü performansla bir anda Avrupa kulüplerinin de ilgisini çeker. 19 Kasım 2002'de deplasmanda İtalya'yı 3-0 yenen takımının en parlak yıldızı olan Tuncay, bir gün sonra da A Milli Takım formasını giyerek ilginç bir başarıya imza atar. 2003 yazında Konfederasyon Kupası'ndaki parmak ısırtan gösterisiyle Gümüş Ayakkabı Ödülü'yle taçlandırılır.

Tuncay, temel eğitimine ilişkin eksikliklerini, doğal yeteneğini çok çalışmayla pekiştirerek giderme yolunu tutar. Metropolün hızla tüketen yaşam biçiminden uzak durmayı seçerek kulübüntesislerine yerleşir. Yakın dönemlerde görülmemiş bir profesyonellik anlayışıyla futbolunu geliştirmeye adar kendini. Bu yaklaşımın sonucunda etkileyici bir istikrar portresi oluşturur. Fenerbahçe'de geçirdiği beş sezon boyunca hiçbir zaman uzun soluklu bir sakatlığın pençesine düşmez. Ligde 30 maç ortalamasıyla oynar, sezonda 40 resmi maçın altına düştüğü görülmez. Çarpık kentleşme misali benimsenmiş alaturka endüstriyel futbol düzeninin sıradışı isimlerinden biri olur çıkar Tuncay Şanlı. Çalışmanın erdemine ve hâlâ bir formayla özdeşleşmeye inanan, eski zamanların "sahici" yıldızlarını hatırlatan bir güç anlatımı...

2005-2006 sezonunda, Devler Ligi'nde yaptığı üçleme Avrupa televizyonlarının jeneriklerini süsler. Fenerbahçe'nin Manchester United'ı 3-0 yendiği karşılaşmada attığı birbirinden güzel üç gol, onun Şampiyonlar Ligi'nde bir maçta en çok gol atan Türk oyuncu unvanını elde etmesini sağlar. Henüz 25 yaşında olmasına karşın, Tuncay, Fenerbahçe'nin Avrupa kupalarında en fazla gol atan oyuncusu olmayı da başarır. Kulübünün 100. kuruluş yıldönümünde futbol takımının şampiyonluğa ulaşmasında kuşkusuz en büyük paya sahip oyuncuların başında Sakaryalı "Deli Fişek" gelir. Her zamanki istikrarlı çizgisinin de ötesine geçen Tuncay, futbol iştahı, üst düzey formu ve tükenmeyen enerjisiyle takımının sadece saha içi performansını yükseltmekle kalmaz, keskin dönemeçlerin sıkıntı dolu atmosferinde gösterdiği dirayetle takımdaşlarının umudunu tazeler, itici gücü olur. Türk futbolunun kesintisiz güç kaynağı Tuncay Şanlı, kendini varediş azmiyle Fenerbahçe'nin 100 yıllık tarihinin ikonları arasında kendine yer açmayı başarmıştır.

Barış Tut / Bahar Kader