Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Haziran 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Zeki, çevik ve ahlâklı sporcunun portresi Can Bartu

Can Bartu

Raket gibi sol ayağıyla sol çizgi üzerinde ayağından topu almanın hiç de kolay olmadığı Can Bartu, incelikli pasları, kendine özgü tarzı ve etkili vuruşlarıyla rakip takımların korkulu rüyasıydı. İtalya’da şık giyimi ve kibarlığıyla “Sinyor” olarak anılan yıldız oyuncu, A Milli Takım’da da 26 kez yer alıp, 6 gol attı. Parlak zekâsı, atletik yapısı ve centilmenliğiyle yalnızca yurtiçinde değil, Avrupa futbolunda da kabul görüp, takdir edilmiş, gerçek bir sporcuydu o.
Zeki, çevik ve ahlaklı sporcunun portresi Can Bartu
Türk spor tarihinin farklı dallarda milli olma düzeyine erişecek denli başarılı olmuş tek sporcusudur Can Bartu. 1953-58 yılları arasında salonlarda kendisini izleyenleri şaşkına çeviren oyunuyla beş kez basketbol A Milli Takımı'nın formasını giyen Bartu, eşzamanlı olarak sürdürdüğü futbolculukta profesyonelliği seçince basketbola veda etmek durumunda kalmıştır. İki farklı spor dalını uzunca bir süre birlikte götürse de, futbola odaklandıktan sonra o alanda da adını Avrupa'da duyurmuş ve birçok "ilk"e imza atmıştır. Avrupa'ya profesyonel dönemde transfer olan (1961), bir Avrupa Kupası finalinde (Fiorentina - Glasgow Rangers, 1 Ocak 1961) oynayan ilk Türk futbolcu olmuştur. Ayrıca 2 Kasım 1958'de Milli Takım'ın Romanya ile deplasmandaki karşılaşmasında kaleci Turgay Şeren sakatlanınca son yedi dakikada kaleye geçmiş ve ağlarında bir gol görmüştür. İtalya'da geçirdiği altı sezonda Fiorentina, Venezia ve Lazio takımlarının formasını giymiş ve 100'ün üzerinde maça çıkmıştır. 1970 yılında faal futbol yaşamını noktalayınca üzerinden çıkardığı Fenerbahçe formasıyla 330 maç oynamış ve 167 gol kaydetmiştir. İlklerin adamı Can Bartu, hem Türk sporunun hem de sarı-lacivertli kulübün unutulmazları arasına girmiştir.

1950'li yılların başında, henüz yeni kurulmuş olan Fenerbahçe Basketbol Şubesi'nin genç takımında sol elini kullanan ve hayli kıvrak bir delikanlı dikkat çekmektedir. Gerek kalburüstü yeteneğiyle gerekse gelişkin oyun zekâsıyla takımın yıldızı haline gelen bu oyuncu Can Bartu'dan başkası değildir. Aynı dönemde Fenerbahçe'nin genç futbol takımının çalıştırıcısı Reşat Ertem'in keşfiyle Bartu'nun yıldızı futbol sahalarında da parlamaya başlamıştır. Basketbol takımının müthiş solağı, futbol takımında da sol ayağını konuşturmakta, sahada sergilediği performansla adından söz ettirmektedir. Artık iki alanda da varlık gösterip efsaneleşmesi kaçınılmaz olmuştur.

Can Bartu'nun 18 Şubat 1956 günkü ikiye bölünmüş yaşam serüveni Türk sporunda benzersiz bir deneyim olarak kayda geçmiştir. İnönü Stadı'nda Fenerbahçe'nin Vefa karşılaşmasında 90 dakika forma giyen "muhteşem solak", bitiş düdüğüyle, teri kurumadan, soluğu Spor ve Sergi Sarayı'nda almıştı. Fenerbahçe basketbol takımı ezelrakibi Galatasaray'la çok önemli bir maça çıkacaktır. Sarı-Lacivertlilerin sol forveti Can, iki kez uzatmaya giden ve son uzatmada kendisinin attığı 12 sayıyla Fenerbahçe'nin galibiyete uzandığı maça kaydettiği toplam 20 sayıyla damgasını vurmuştur. Bir fotoğraf karesi gibi ânın ölümsüzleşmesine tanık olan şanslı sporseverler, bir daha böylesi efsanevi bir başarı öyküsüne rastlayamamıştır.

Eskilerin deyişiyle raket gibi sol ayağıyla sol çizgi üzerinde ayağından topu almanın hiç de kolay olmadığı Can Bartu, incelikli pasları ve kendine özgü tarzı, etkili vuruşlarıyla rakip takımların korkulu rüyasıydı. İtalya'da şık giyimi ve kibarlığıyla "Sinyor" olarak anılan yıldız oyuncu, A Milli Futbol Takımı'nda da 26 kez yer alıp, altı kez ağları havalandırmıştır. Parlak zekâsı, atletik yapısı ve centilmenliğiyle yalnızca yurtiçinde değil, Avrupa futbolunda da kabul görüp, takdir edilmiş, gerçek bir sporcuydu Can Bartu. Endüstriyelleşme öncesinin amatör ruhuna tümden sahip, ancak günümüzde bile örnek alınası bir profesyonellik çizgisinin mimarıydı. Kısaca, "büyülü oyun"un güzelliğine güzellik katanlardandı...

Barış Tut / Bahar Kader