Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Haziran 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Tarihte Fenerbahçe

Osmanlı'nın son yıllarında İngilizlerle gayrimüslimlerin oynadığı futbol oyununa Türk gençlere katılamıyordu. Sultan 2. Abdülhamid, Müslüman Türklere her türlü örgütlenmeyi yasaklamıştı çünkü. Fenerbahçe Kulübü'nün doğum sancısı işte bu ortamda, resmi kuruluşundan yıllar önce başladı
1) Fenerbahçe, Sultan 2. Abdülhamit'in Müslüman Türklere örgütlenmeyi yasakladığı dönemde kuruldu.
2) Tam bir asır önce nihayet ilk Türk ligi kuruldu ve Fenerbahçe Futbol Kulübü'nün varlığı resmileşti.
3) Fenerbahçe işgal döneminde Fransız ve İngiliz takımlarıyla 50 maç yaptı, 41'ini kazandı.

TÜRKLER FUTBOLLA TANIŞIYOR
Bugünkü anlamıyla ilk futbol oyununun ilk kez 1823'te İngiltere'de oynanmaya başlamasının üzerinden yıllar geçmişti. 1890'lı yıllarda, Moda'da oturan İngilizler de bu spordan iyice etkilenmiş ve yeşil arsaların bulunduğu Kadıköy'ün geniş alanlarında, futbol oynamaya başlamıştı. Ama o günlerde Müslüman Türkler için cemiyet kurmanın ya da
mevcut cemiyetlere üye olmanın yasak olmasından dolayı, Kadıköy çayırlarında top koşturan İngiliz gençlere ancak Rum gençleri eşlik edebilmekteydi. Yine de, hemen her akşamüstü bilhassa Kuşdili Çayırı'nda yapılan futbol maçları ve antrenmanları, Kadıköy halkının ilgisini çekmekte, Kalamış, Moda, Kuyubaşı ve hatta Haydarpaşa civarından
gelen öbek öbek insanlar akşamüstleri zevk için oynanan maçları seyretmekteydi..

Kadıköy halkının ekserisi ikindi sularında ayaklanır, günlerden cuma ve pazar değilse, yani Kurbağalıdere'nin kenarındaki salaş tiyatroda Komik Hasan'ın tuluat kumpanyası oynanmıyorsa Kuşdili Çayırı'na doğru yola koyulurdu. Günlerden cuma ya da pazar ise, Moda'ya doğru ya da şimdiki Fenerbahçe Stadyumu'nun bulunduğu Papazın Çayırı'na doğru gelirlerdi. Sucusu, dondurmacısı, kağıt helvacısı, simitçisi, baloncusu, Eyüp
oyuncakçısı, satıcıların her çeşidi burada arzı endam eyler, burayı panayır yerinden farksız kılardı. Ortadaki saha olacak alanda ise, kapı gibi gövdeli, başları açık, renk renk gömleklerinin kolları sıvalı, göğüsleri fora, bacaklarından dizkapaklarına kadar şortlu bir alay adam soluk soluğa koşuşur, birbirlerine çarpıp çarpıp, alt alta üst üste becelleşirler, güya da top oynarlardı. Oynanan bu futbollardan örnek alan bazı gençler, Kadıköy'deki arsalarda ya da geniş çayırlarda onlar gibi top oynamaya heveslenir, karman çorman bir biçimde, bir harradır bir gürradır gider, topa en çok vuranla onu en havalara yükselten erbab sayılırdı.

1900'lü yıllara yaklaşılmasıyla, Moda'da oturan İngiliz gençlerinin modern futbolu oynamaya başlamaları, kendilerini hayran hayran seyreden Kadıköylü gençlerin yüreklerinde kıpırdanmalara sebep oluyor, onlar gibi organize bir takım kurma isteklerini vazgeçilemez bir tutkuya dönüştürüyordu. 1890'lı yıllarda İstanbul Moda'da yaşayan İngiliz ailelerinden La Fontaine, Giraud, Whittall, Charnaud, Pears, Armitage aileleri Kadıköy ve Moda'nın çayırlarında kendi aralarında bu oyunu yeni yeni oynamaya başladıklarında, İzmir'de yaşayan İngiliz aileleri, Bornova çayırlarında bu oyunu çoktan oynamaya başlamıştı. Sosyal ve idari bakımdan payitaht İstanbul'a uzak ve rahat iki şehir olan Selanik ile İzmir, 1870'li yıllarda Osmanlı'nın futbol oyunu için ilk taraftar bulduğu toprakları oluyor, futbol oyunu o dönemlerde dini inançların da etkisi ile
Müslüman Türkler arasında gelişemediğinden, ilk defa gayrimüslim ve Levanten vatandaşlar tarafından oynanıyordu.

Kadıköy Football Association
Moda'da futbolla tanışan ilk ailelerin İstanbul'da İngiltere elçiliği personeli görevlileriyle yaptıkları maç rekabetini, 1894'te İzmir'de Football Club Smyrne'nin kurulmasıyla birlikte İstanbul - İzmir rekabeti izlemeye başlıyordu. İzmir'de futbolun öncülüğünü yapan James La Fontaine, 1889'da İstanbul'a yerleştiğinde, Kadıköy'de İngilizlerin futbol-rugby karışımı bir oyun oynadıklarını görmüş ve onlarla kısa zamanda dostluk kurarak, daha iyi bildiği futbol oyununu onlara kabul ettirmişti. 1897 yılında, James La Fontaine ve arkadaşları Kadıköy yakasında ilk kez bir futbol takımı olarak Kadıköy Football Association adı altında toplanıyor, takımı oluşturan İngiliz, Rum, Ermeni gençleri, genellikle İstanbul'a sefere gelen İngiliz gemicilerle oynadıkları oyunlarını Kadıköy'ün çayırlarında sürdürüyordu. Bu müsabakalar halkın o kadar ilgisini çekmişti ki Football Association takımı, iki yıl içinde İzmir Karması ile futbol maçları yapmaya başlamıştı.

Black Stocking FC
Ne var ki, Sultan 2. Abdülhamid'in padişahlığının sürdüğü o dönemde, monarşi rejiminin korunması amacıyla Türk gençlerinin dernek kurması yasaktı. Bu durum, yabancılarla azınlıkların top koşturmalarını gıptayla seyreden Kadıköylü Müslüman Türk gençleri arasında, sadece üzüntü değil öfke ve hırs da uyandırıyordu. Her tehlikeyi göze alan gençlerden, deniz öğrencisi Fuat Hüsnü (Kayacan), eski hariciyecilerden Reşat Danyal ve Mehmet Ali ile, Kuşdili'nde Papazın Çayırı adı verilen topraklarda meşin yuvarlağa vuruşlar yapan arkadaşları bu özlemin sona ermesini amaçlıyordu. 1899 yılında, devrin hafiye ve jurnalcilerinin dikkatlerinden kaçmak amacıyla bir İngiliz adı altında Black Stocking FC'yi
(Siyah Çoraplılar Futbol Kulübü) kuruyorlardı. Ancak siyah çorap ve kırmızı üst ormalarıyla Türk gençlerinin oluşturduğu bu ilk Türk spor ve futbol topluluğu daha ilk maçlarında hafiyelerin baskınına uğrayıp hemen dağıtılacaktı.

Kadıköy Futbol Kulübü
Yine de, aradan geçen birkaç yıl içinde aynı gençlerin bir bölümü, aralarına yeni katılanlarla beraber Kurbağalıdere Köprüsü'nün hemen yakınındaki (şimdiki stadyumun karşısında) Hurşit Ağa'nın kahvehanesinde muntazaman toplanıyor ve 1901 yılında da, bu kez Kadıköy Futbol Kulübü isminde yeni bir takım kurmaya çalışıyordu. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgiye, üstad Sermet Muhtar Alus'un, 1951 senesinde Tarih Hazinesi Mecmuası'na yazdığı "Kadıköyü'nde İlk Futbol" isimli makalesinde rastlıyoruz:
"Zamanın musiki üstadı Sine Kemani Nuri Bey'in anlatışına bakılırsa, futbola meraklı ilk Türk gençleri bir kulüp kurmaya, daha bir derli toplu birleşmeye karar vermişler. Çok geçmeden arzularını yerine getirmiş, elbiseyi de seçmişler; gömleğin göğsü, yakası, kol kapakları beyaz; öbür tarafları kırmızı, pantolon keza beyaz. Kuşdili Papazın çayırlarında kendi aralarında maçlara girişmişler. Moda'daki İngilizlerden, Rumlardan mürekkep takımın derecesine erişmek, onları yenmek baş emelleri (en büyük arzuları). Eski jimnastikçi ve idmancılardan Sine Kemani Bay Nuri'nin rivayetine göre, ilk oynayanları sayalım: Kendisi (Nuri Bey), Emced Bey, Mehmet Ali ve kardeşi Neşet Beyler, Reşat Danyal Bey, Hafız Mustafa, Topçu zabiti Cevdet Bey, Eşref Bey, Hüsnü Paşazade Bahriyeli Fuat Bey, Mekteb-i Sultanili Daniş, Tahsin Bey (Şair Tahsin Nahit), Sarı Şevki. Haftalık Malumat Mecmuası sahibi Baba Tahir'in yevmi (günlük) Fransızca Servet Gazetesi, bu maçlara dair teşvik yollu bir yazı neşretmiş. Fırsatı kaçırmayan namlı hafiyyelerden (gizli polis) biri, Sultan Hamid'e hemen jurnali uçurmuş: 'Kadıköy gençleri, Veliahd-i Saltanat Reşat Efendinin (Sultan Reşat) himayesinde bir cemiyet teşkil eylemişlerdir. Beray-i ubudiyet (kulunuz olarak), nazar-ı dikkat-i hümayunlarınızı celp ederim (padişahımın dikkatlerini çekerim)."

Ve tabii ki, rejim ve futbolun haram sayılması nedeniyle, din baskısı ve zaptiye teşkilatının baskınıyla bu girişimler de yine engelleniyor ve Kadıköylü gençler bir kez daha dağıtılıyordu. Ne hazin bir kaderdir ki, olimpiyatların Atina'daki açılış gününe rastlayan 6 Nisan 1896 tarihinde Tatavla'da (Kurtuluş) bir grup Rum vatandaşımızın teşebbüsüyle Tatavla - Heraklis Jimnastik Kulübü şaşaalı bir biçimde kurulurken, ondan iki yıl sonra tamamen Türk gençlerinden oluşan Kadıköy Futbol Kulübü mevcut rejim nedeniyle hemen kapatılıyor, kurucuları ise sürgün edilmekten zor kurtuluyordu.

İstanbul'da ilk lig "Mutlak hakimiyet" rejimi, cemiyet kurmak ya da bu bünyede spor yapmak hakkını Türklere yasak etmekteydi. Oysa Kadıköy Futbol Kulübü'nün kapatılarak dağıtılmasının ardından, 1902'de, James La Fontaine ile Horace Armitage isimli kişiler hemen hemen tamamı İngilizlerden oluşan Cadikeuy Football Club (Kadıköy Futbol Kulübü) isimli futbol takımını kuruyor ve iznini de alıyordu. Bunu 1903'te, Moda'da oturan İngiliz gençlerin Moda Football Club, 1904'te de Kadıköylü Rumların Elpis (Ümit) futbol takımını kurmaları izliyordu. Aynı yıl İngiliz elçilik gemisi Imogene'nin de aynı isimde bir futbol takımı kurması üzerine, James La Fontaine, 1904 sonbaharında Constantinople Football Liege adı altında Türkiye'deki ilk lig organizasyonunu hayata geçiriyordu.
Cadikeuy, Moda, Elpis ve Imogene takımlarının oluşturduğu ligde, "Pazar Ligi" olarak anılan bu maçlar, bugünkü Fenerbahçe Stadı'nın bulunduğu Papazın Çayırı'nda sürüyor ve halk tarafından büyük ilgiyle izleniyordu. 1904'teki ilk Pazar Ligi şampiyonluğunu Imogene takımı, 1905'tekini ise Cadikeuy Footbal Club kazanıyordu.

Ve 1905'te, Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) öğrencileri tarafından okulun çatısı altında kurulan Galatasaray futbol takımı, Kadıköy'deki Papazın Çayırı mevkiinde Kadıköy Frerler Mektebi (Saint Joseph) takımıyla maçlarına başlamış ve 1906'dan itibaren İstanbul Futbol Ligi'ne resmen katılmıştı.

Dr. R. Sertaç Kayserilioğlu