kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
11 Nisan 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Venüs doğursa neye benzerdi?

İLKNUR K. AKMAN
03.04.2009
Geçen hafta yayımlanan 'Sizin anneniz de taş mıydı?' başlıklı yazım birçok kadın okurdan destek gördü, doğrusu buna sevindim.
Demek ki medyadaki bu 'barbie bebek' dayatmasına çoğumuz karşı çıkıyoruz, ne güzel! Mevzudan uzak olanlar için kısaca özetleyeyim; geçtiğimiz günlerde Günaydın gazetesinde Pınar Altuğ hakkında bir habere atılan 'Anneliğin en taş hali' başlığına itiraz etmiş, "Lütfen yeni doğum yapan annelerin kilolarıyla uğraşmayın, kadınları bu tür başlıklarla 'Kim önce zayıflayacak?' yarışına sokmayın," demiştim. Buna Günaydın'ın Yayın Yönetmeni sevgili Şirin Sever köşesinde "Doğum kilolarından kısa zamanda kurtulmak, hem anne hem de zayıf olmak marifet değil midir?" diye cevap verince, kadınlar "Elbette değildir," deyip mail yağdırmışlar Şirin'e...
Açıkcası hamile kaldığımdan beri bu kilo meselesi üzerine çok konuştuk arkadaşlarımla. Kadınlar hep hamile kalınca kilo almaktan ve vücutlarının bozulacağından korkuyordu. Peki ya erkekler? Hiç abartmıyorum, hamileliği çok seksi bulduğunu söyleyen o kadar çok erkekle karşılaştım ki... Ama biz öyle bilmeyiz değil mi? Erkeklerin bizim kocaman olan karnımızdan, şiş dudaklarımızdan, gittikçe kabaran göğüslerimizden nefret ettiklerini düşünürüz.
Hatta bu dokuz ayı azıcık kilo alıp mümkünse oramız buramız hiç şişmeden tamamlasak diye dua ederiz (yalnızca göğüsleri çok küçük olan hemcinslerimiz bu dönemin keyfini sürüyor, itiraf edin). Meğer boşuna dert edermişiz, hamilelik hiç de sandığımız gibi bir 'çirkinlik' hali değilmiş tüm erkeklerin gözünde. İşte size örnek! Bir dergide Hollywood'un en güzel kadınlarından biri olan Angelina Jolie'nin şöyle dediğini okumuştum: "Brad (Pitt) beni hamileyken daha seksi bulduğunu söylüyor!" Buna bizden benzer bir açıklama da ikinci çocuğuna hamile Demet Kutluay'dan gelmişti bir süre önce: "İbrahim hamileyken beni daha çok beğeniyor." Demek kilo almak aslında zayıflıklarıyla ünlü bu iki kadına çok yakışıyor. Bu dönemde salgılanan hormonların getirdiği güzelliği ve canlılığı da unutmamak gerek tabii...
Bu arada istisnalar da yok değil. "Ben hayatımda hiç güzel hamile görmedim. Valla ben karım da olsa bir kadını o koca karnıyla görmeye tahammül edemiyorum," diyen erkeklere de rastladım. Aynı erkekler doğumdan sonra da karılarının fazla kilolarına tahammül edemiyor. Bir an önce forma girmeleri için her fırsatta iğneleyip duruyorlar karılarını.
Çünkü onlar gazete, dergi, televizyon ve sinemada gördükleri, estetize edilmiş kadın bedenlerini arzuluyor. Aslında kadın erkek fark etmiyor, hepimiz bize dayatılan vücut ölçülerinin peşinde koşuyoruz. Bu ölçüler hamile ve yeni doğum yapmış kadınlar için ise tam bir kabusa dönüşüyor. O yüzdendir ki günümüzde birçok kadın "Kilo veremeyeceğim, göğüslerim sarkacak, çirkinleşeceğim," korkusuyla bebeğini emzirmekten bile vazgeçebiliyor.
Peki onlar çocuğunu sevmiyor mu? Elbette seviyor, yalnızca sevme biçimlerimiz farklı...
(Bu arada tıbbi gerekçelerle süt veremeyen annelere tabii ki sözümüz yok) Bunları yazarken aklıma aşk ve güzellik tanrıçası Venüs geldi birden! Kadın-erkek hepimizin bilinçaltında o var aslında. Ama şunu gözardı ediyoruz; Venüs hiç doğum yapmamış ve yaşlanmamış bir heykel. Bir de iki çocuk doğurduktan sonra heykelini yapsalar, neye benzerdi acaba?