kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
19 Mart 2009, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Kılıçdaroğlu'dan " İstanbul'a açlığı getiren bir örgüt var" iddiası

AA
Giriş Saati : 19.03.2009 17:26
Güncelleme : 19.03.2009 20:06
Yeni Haber
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Büyükşehir Belediyesinin asfalt dökümü doğru değil. Organize bir örgüt var önümüzde, İstanbul'un rantlarını paylaşan, İstanbul'a açlığı getiren bir örgüt var'' iddiasında bulundu.

Kılıçdaroğlu, partisinin Üsküdar Belediye Başkan adayı Sema Barlın ve CHP'li Gürsel Tekin'le, Turizm ve Yolcu Deniz Taşımacılar Kooperatifi (TURYOL) Yönetim Kurulu Başkanı Başkanı Yunus Can'ın bir teknede verdiği kahvaltıya katıldı.

Can, yaptığı konuşmada, tüm hükümetlerin en büyük sorununun İstanbul'un ulaşımı olduğunu ve şimdiye kadar ulaşım konusunda geçici çözümler yapıldığını ileri sürdü.

Yunus Can, ''İstanbul'da deniz ulaşımının payı hiçbir zaman yüzde 3'ü geçmemiştir. Biz çağdaşlaşma yolunda büyük yol aldık. Ancak aynı yapıyı idareden göremedik. 60 tane gemimiz var ve tam kapasiteyle çalıştığımız zaman bir seferde 36 bin yolcu taşıyabiliyoruz. Bu filo, İBB'nin yanlış tutumu sonucunda ancak yüzde 45'ini kullanabiliyor'' görüşünü savundu.
Kılıçdaroğlu da İstanbulluyu denizle buluşturmanın kendilerinin temel amaçlarından biri olduğunu belirterek, özel sektörün denizden daha fazla pay almasının olanaklarını yaratacaklarını söyledi.

İstanbul'un trafiğini çözmenin yolunun deniz ulaşımına ağırlık vermekten geçtiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

''Eğer biz bu metropolde ulaşım sorununu çözmek istiyorsak denizciliğin payını artırmamız gerekiyor. Denizciliğin ulaşımda bir çok artısı var. Yola asfalt döşersiniz, makinelerle yolu düzeltirsiniz ve yol açarsınız araçlar gider. Pahalı bir yöntemdir. Denize asfalt dökmeyeceksiniz, istimlak yapmayacaksınız. İskeleler yapacaksınız ve insanlar deniz yoluyla iki yaka arasında hem seyahat edecek hem de doğayı seyredecek. Bunu düşünmeyen bir belediyeyi akılla, mantıkla bağdaştırmak mümkün değil. Tüm sahilleri halka açacağız. Kara ulaşımını denizle desteklemezseniz, kara ulaşımı bir süre sonra tıkanır. Bununla ilgili ciddi projelerimiz var. Ayrıca 65 yaş ve üstü bütün vatandaşlar, kamu ulaşım araçlarından ücretsiz yararlanacak.''

Gürsel Tekin de ''İSFALT A.Ş'nin bir şirkete, bir yıllık süre içerisinde teknik danışmanlık bedeli olarak toplam 3 milyon 785 bin avro KDV ödediğini'' iddia ederek, ''Bu danışmanlık hizmetinin bir sonucu olacak ki, bakıyorsunuz yapılan asfaltlarda çatlaklar, çökmeler var. Yama üzerine yama yapılıyor. Hem Amerikan Asfalt Enstitüsü'nden destek alacaksınız, hem TÜBİTAK ve Karayolları Genel Müdürlüğü ile birlikte çalışacaksınız. Bunların desteği yetmemiş olacak ki, bu konuda hiçbir bilgi birikimi olmayan bir firmaya bu kadar para ödeyeceksiniz'' dedi.

SORULAR

Kemal Kılıçdaro
ğlu, daha sonra basın mensuplarının sorularını
yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''Sürekli organize işler, organize yolsuzluk ifadesini kullanıyorsunuz. Bu çok ağır bir itham. Biz sizden belge bekliyoruz'' sözleri üzerine Kılıçdaroğlu, temel hedeflerinin İstanbul'u nasıl yöneteceklerini İstanbullulara anlatmak olduğunu ve olayı sadece yolsuzluk bağlamında kurgulamak istemediklerini söyledi.

Kılıçdaroğlu, şu iddialarda bulundu:''İSFALT olayında organize bir yolsuzluk vardır. Siz hangi gerekçeyle bir şirkete 3 milyon 785 bin avroluk parayı verirsiniz. Sayın Topbaş, ısrarla soruları yanıtlamaktan kaçınıyor. Sayın Topbaş'a ben şunu sordum, '23 şirketin bilançolarını niye açıklamıyorsun?' Açıklamadı, 21'ini ben açıkladım. Çağdaş bir ülkede olsa, o belediye başkanının utanması, sıkılması ve o görevinden istifa etmesi lazım. Elinin altındaki bilgiyi açıklamaya cesaret edemiyor, ben açıklıyorum. Ama sayın Topbaş, bunları görmezlikten geliyor. Ahlaki olarak o koltukta oturamaz artık. Şu açıklamayı yaptı, 'biz bunları ticaret siciline veriyoruz. Ayrıca vatandaşlar isterse bilgi edinme yasasına göre de bilgi veriyoruz.'

Bilgi edinme yasasına göre, bir vatandaşın bilgi edinme isteğinde bulunuyor ve Büyükşehir Belediyesi bilgi vermiyor. Üst kurula müracaat ediyor bu vatandaşımız. Bilgi Edinme Üst Kurulu oy birliği ile bu bilgiyi vereceksin diyor. 'Ona rağmen bilginin verilmediğini ispat edersem Kadir Topbaş olarak görevinizi bırakacak mısınız?', dedim. Sayın Topbaş, bunu da duymazlıktan geldi. Sayın Topbaş, organize suçluluğun içindedir, imar rantlarını dağıtan şebekenin başındadır. İBB'nin bürokratlarının kararlarına rağmen kendi yandaşlarına İstanbul'un rantını peşkeş çektiren ekibin başındadır.''

İSFALT'IN ORTAKLARI

Kılıçdaroğlu, İSFALT'ın, tabloya bakıldığında Amerika Asfalt Enstitüsü'nden, TÜBİTAK'tan, Karayolları Genel Müdürlüğünden ve kendi içindeki AR-GE bölümünden yardım aldığının gözüktüğünü belirterek, şu görüşleri ileri sürdü:

''Adı sanı belli olmayan bir şirkete 3 milyon 700 bin avro yatırıyorsun. İstanbul'un hangi asfalt sorunu çözüldü? Bir belediye başkanı bu parayı niye verdiğini açıklayamaz mı? Kimin parası bu? Sayın Topbaş'ın mı, İstanbullular'ın mı? Bu şirketin ortaklarından bir tanesi Serdar Kepenek. Kim bu Serdar Kepenek, Kadir Topbaş açıklasın. Neden çekiniyor? 'Biz işimize bakarız' diyor sayın Topbaş. Ne işlere baktığını biliyorum, ben o tür işlere bakan adamları zaten masaya çekmek istiyorum. Vatandaşın işine bakacaksın, kendi işine bakmayacaksın. Kendi işine bakıyorsan biliyoruz ki malı götürüyorsun. Serdar Kepenek'in asfalt konusundaki birikimi nedir? Amerikan Asfalt Enstitüsü'nden ve TÜBİTAK'tan daha fazla bir birikimi mi var? Nedir bu şirket? Amerikan Asfalt Enstitüsü ile TÜBİTAK ile anlaşmaları iptal edelim, kendi içindeki AR-GE bölümünü de kaldıralım. O zaman buradan danışmanlık hizmetini alsınlar. Ben bu paranın hesabını istiyorum. Sayın Topbaş hesabını versin. Karşıma çıkmaya korkuyorsanız, rant şebekesinin içindesiniz demektir. İBB'nin asfalt dökümü doğru değil. Organize bir örgüt var önümüzde, İstanbul'un rantlarını paylaşan, İstanbul'a açlığı getiren bir örgüt var. Bu örgütün başında da Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Kadir Topbaş var.''

Bir gazetecinin, ''Kızınız bir bankada kriz döneminde nasıl işe girdi, torpili mi var?'' sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, ''Benim kızım İngilizcesi olan, her yere girebilecek türden bir avukat, kendi tercihidir. Oraya girmiştir. Belki yakında da istifa eder, çünkü memnun değil. O onun tercihi, çocuk değil'' yanıtını verdi.