kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
27 Ocak 2009, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Çünkü intihar etmişti bebekler!

Ankara'da Zekai Tahir Burak Hastanesi'nde 15 günde 27 bebek ölmüştü.
Savcılık bu bebek ölümlerinin üstüne gitmek istedi.
Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu "Ön inceleme raporu" hastaneyi "sorumlu" bulmadı.
Ankara Valiliği de, bu "ön"e dayanarak Savcılık ve hukukun bu olayı soruşturmasına, başhekim ve doktorları sorgulamasına izin vermedi.
İtirazlara kadar, dosya ortadan kalktı.
Bebeklerin ruhu öylece baktı!
Ben Sağlık Bakanlığı ve Valilik'in şefkatli kararlarından şu sonucu çıkardım:
Hastane sorumlu olmadığına göre bebekler sorumlu idi!
Çünkü burası Etiyopya idi, Somali idi, Biafra idi.
Çünkü orası başkent değil, dağ başında mezra idi. Çünkü orası enfeksiyonsuz, tertemiz, ihmalsiz bir hastane, ama bebekler "yaramaz" idi.
Çünkü Sağlık Bakanlığı'nın hasta yığan tedbirlerinden ötürü orada bir kuvöze bir dolu bebek sıkıştırılmamıştı; bebekleri anaları üst üste doğurup yığmıştı.
Çünkü (tabii ki günahlarını almayayım) doktorların herhangi bir sorumluluğu olamazdı; çünkü bebekler sorumluluk sahibi olmalıydı.
Çünkü kim bilir hangi ailevi nedenlerle, dünya ve ülke sorunlarından ötürü kim bilir nasıl bir bunalımla, kısa sürede 27 bebek intihar etmişti!
Bence bir de şu vardı:
Bu ülkede ölü bebek olmanın, bebek olarak ölmenin "ilginç" bir tarafı yok!
Çünkü acımasız olacak ama bebek "yenilenebilir" bir kaynak! Çok var ve zaten çok ölüyorlar!
O rapor bile "zaten bebek ölüm oranı çok" diye pişkinlik yapıyor.
Vilayetin, Bakanlığın henüz adı bile konmamış bebekleri insandan sayacak bir insani ve vicdani geleneği muhtemelen pek yok. Bunu öğreten bir mektep ve bir devlet belki henüz yok!
Sorun, ille de, muhtemelen nice bebeği de yaşatmış olan, tabii ki bebeklerin ölmesini istemeyen doktorların mahkûm edilmesi değildi ki.
Sorun, yeni doğanları, prematüre olanları hayata bağlamak yerine kolayca ölüme yollamak eğilimindeki sağlık sisteminin, hastane koşullarının, personel politikasının da incelenip gündeme getirilmesi...
Zahmet olmazsa, az düzeltilmesiydi.
Bu bile mümkün olmuyor işte!
O zaman...
Bebekler öldü...
Yaşasın devlet!

Yasal Uyarı : Tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi izin alınmadan kullanılamaz.

http://sabah.com.tr/gizlilik_bildirimi.html