kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
19 Aralık 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Emlak Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
EMRE AKÖZ

Gez sergiyi de kültürün artsın

Ne zaman Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'na (1924/25) ya da Serbest Cumhuriyet Fırkası'na (1930) değinsem, bazıları mesaj gönderir:
"Ne yani, bozkırın ortasında demokrasi mi olur? Halkımız çok partili rejime hazır değildi."
Bu tip mesajlar karşısında gülsem mi, ağlasam mı karar veremem. (Ömründe bademli pilav yemeyip de, "böyle pilav mı olurmuş" diye ahkâm kesen ' Yemekteyiz' yarışmacılarından farkları yok.)
Halkımız 1920'lerde 30'larda çok partili hayata hazır değilmiş. Emin misiniz? Böyle düşünüp de İstanbul'da oturanlara bir tavsiyem var:
Cumartesi günü ( yarın ) Taksim'e gidin. Semte adını veren ve uzun süredir atıl halde duran Maksem (su dağıtım deposu, suyu 'taksim' eden yer) Büyükşehir Belediyesi tarafından sergi alanı haline getirildi.
Maksem yarın saat 17.00'de ' Sinei Millet' adlı sergiyle açılıyor. Serginin konusu ne biliyor musunuz? 1840'tan 1950' ye seçimler!
Sergide 160 yıldır seçimlerde kullanılan sandıklar, oy pusulaları, propaganda afişleri, mühürler, döneme ait fotoğraflar yer alacak.
Sergiyi gezerseniz, "Bozkırın ortasında demokrasi mi olurmuş efendim" lafının tam bir safsata olduğunu göreceksiniz.
Çünkü bizde çok partili seçimler 1946'dan çok önce başlamıştı. Aslında
1923-1946 arası bu açıdan " olağan " bir dönem değildi.
Olağan olan, iktidar hırsına kapılmayıp Osmanlı'da başlayan çok partili siyasi hayatı sürdürmekti.
Osmanlı'da mümkün olan, Cumhuriyet'te niye olmasın?