kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
19 Aralık 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Emlak Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MUHARREM SARIKAYA

Bahçeli'nin hedefi ve kaygısı...

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin dünkü yıllık olağan basın toplantısı, seçim manifestosu gibiydi.
Yerel genel seçim kampanyası sürecinde sergileyeceği propagandanın temel taşlarını gösterdi.
Geleceğe ilişkin açılım yaparken, ciddi bir kaygısını da dile getirdi.
Açılımından başlarsak...
Anlaşılıyor ki MHP liderinin hedefinde seçim boyunca AK Parti ve Başbakan Tayyip Erdoğan'dan çok, CHP lideri Deniz Baykal olacak.
Bahçeli bunun ilk işaretini geçen hafta İzmir'de verdiğinde, bölgesel siyasi yapıdan kaynaklanan taktik bir tutum olarak yorumlanmıştı.
Ancak dün görüldü ki Bahçeli'nin, CHP liderliğine yönelik eleştirisi İzmir ile sınırlı kalmayacak.
Nitekim Bahçeli dün de "kara çarşaf açılımından" yola çıkıp CHP liderine yüklendi:
"Bu bir açılım mı, katılım mı? Türkiye'nin en uzun ömürlü partisinde kara çarşaflı bir açılım yapılıyorsa bunun yanıtını bulmalıyız..."
Hatta "Okyanus ötesi" diye adlandırdığı ABD'nin, CHP'ye "Ilımlı İslam modelinin sol bacağı" görevini yüklediğini iddia etti.

"Milliyetçi sol oylar..."
Bahçeli'nin, bu sözleriyle "kara çarşaf açılımı" dolayısıyla CHP'ye oy vermeyeceğini söyleyen, bir zamanlar DSP'de toplanan "milliyetçi sol" oylara göz diktiğini söyleyebiliriz.
Başbakan Erdoğan'ı katmadan, Baykal'ı "ikili tartışmaya" davet etmesi de bu çerçevede değerlendirilebilir.
Anlaşılıyor ki Bahçeli, yerel genel seçimde oylarını CHP'nin önünde çıkarıp "ana muhalefet partisi" konumuna gelmeyi amaçlıyor.
İktidara karşı bulunmadığı söylenen muhalefetin kendileri olduğunu ilan etmek istiyor.
Bahçeli, sorularımızı yanıtlarken de bu hedefini gizlemedi...
Önce "İktidar seçeneksiz ve muhalefet yok" söyleminin demokrasi açısından yaratacağı sıkıntıya işaret etti.
Yerel genel seçimin sonucunun bu sözlerin önünü keseceğinin belirtti.
1989 yerel genel seçiminde iktidarda olmasına rağmen hezimete uğrayan ANAP örneğini verip şunları söyledi:
"Mahalli idareler seçimi iki hayırlı sonucu ortaya çıkarır. Gelecek seçimde alternatif olacak partiyi belirler, iktidara da ayağını yere bastırır..."
MHP lideri seçimde kendileri için kıstas olacak oyların "İl Genel Meclisi'nde" alınan olacağını da bildirdi.
Anlaşılıyor ki MHP lideri, oylarını yüzde 20'nin üzerinde çıkararak ana muhalefet konumuna oturmak isteyecek.

Ara rejim kaygısı...
Bahçeli'nin kaygısına gelirsek...
Basın toplantısı süresince "biz bunu üç kez gördük" diyerek "ara rejim kaygısını" tam üç kez yineledi.
Ekonomideki bozulma, etnik ve dinsel çatışma ile demokrasi dışı arayışlara parlamentoda çözüm bulunmaz ise "ara rejimin" geleceğini ileri sürdü.
"İktidarın alternatifsiz olduğunu" söylemenin de demokrasi dışı ara rejime davetiye olduğunu belirtip devam etti:
"Böyle söyleyerek demokrasi dışında bir yöntemi telkin eden bir bakış açısını ortaya koyuyorsunuz. O zaman birilerini davet ediyorsunuz. Bunlar denenmiştir ve demokrasiden daha güzeli olmamıştır."
Yetmedi, ara rejime yönelik son uyarısını da "merkez sağ ve sol" diye partilerin bir kalıba sokulma çabası içinde gerçekleştirdi.
Bir çerçeveye sokma çabalarının siyasette yerleşik düzen ve seçmeni yok ettiğini, partileri zayıflattığını sonuçta da ara rejimin geldiğini söyledi.
Kaygısını dile getirirken bir siyasiden çok akademisyen yönünü ön planda tuttu, üslubuna geçmişte olduğu gibi dikkat etti.
MHP liderinin basın toplantısında ortaya koyduğu hedefleri ve kaygıları dün böyleydi...