kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
16 Kasım 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
Çankaya Köşkü'nün pencere ve duvarları kompozit denen bi çeşit zırhla kaplanmış. Gazetelerin yazdığına göre bu zırh 10 kilogramlık TNT kalıplarına bile karşı koyabilirmiş. Dünyada çok az ülke böyle bi teknolojiye sahipmiş ve işin en güzel tarafı Çankaya Köşkü'nde kullanılan zırhı tamamen bizim mühendislerimiz imal etmiş.
Daha önceleri hatırlarsan, sana yazmıştım.. Bu zırh konusunda yalnız TÜBİTAK'ın değil başka kuruluşların da, mesela ODTÜ'nün de çalışmaları var ve roketlere karşı çok dayanıklı zırhlar geliştiriyorlar. Benim anlayamadığım şu; madem böyle bi teknolojiye sahibiz, bunu neden askeri amaçla kullanmıyoruz? Neden askeri araçlarımızı uzaktan kumandayla patlatılan bombalara karşı bu zırhlar kullanılmıyor da onlarca şehit yüzlerce yaralı veriyoruz?
Çankaya'nın duvarını, penceresini zırhlayacağına önce Güneydoğu'da savaşan askerlerimizin araçlarını zırhla.. Bu ne biçim zihniyet, bu ne biçim devlet anlayışı?
Ben Cumhurbaşkanı'nın yerinde olsam oturduğum köşk, içerden askerler dışardan resmi, sivil polislerle korunurken bu zırh önerisini reddeder, "önce sınır karakollarımızı, askerlerimizi taşıyan araçlarımızı bombalara roketlere dayanıklı hale getirelim. Çankaya'nın duvarları zırhlanmasa da olur" derdim.
Bu konu çok ciddi bi konu ama nedense basın da üzerinde durmuyor kardeşim. Basının üzerinde durduğu Hayrünnisa Hanım'ın saçının ucunun görünüp görünmediği.. Gelelim bi başka ciddi konuya Abuzittincim. Bi süreden beri biliyorsun araçlar, özel şirketlerce yönetilen trafik istasyonlarında kontrolden geçiyor. Muayene dediğimiz şey yani..
Şimdi dikkat; yılbaşından bu yana yapılan muayenelerde 17 bin 199 araç "emniyetsiz" olarak nitelendirilmiş. Bu, "bu araçlarla trafiğe çıkılmaz" demek. Ama şimdiye kadar yollarda dolaşıp duruyorlarmış. Bi de "ağır kusurlu" araçlar kategorisi var ki bunlardan 32 bin 658 inin frenleri tutmuyormuş, iyi mi?
Valla şansına yaşıyoruz. Demek ki memleket yollarında 32 binden fazla bomba dolanıp duruyor. Bu araçlar şimdiye kadar nasıl muayeneden geçmişler gel de şaşma.
Neticede Abuzittincim, muayeneye giren 556 bin aracın 174 bin 600'ü trafikten men edilmiş. Hafif kusurlulara göz yumulurken, sadece 48 bin 601 araç "temiz" çıkmış. Hale bak kardeşim. Bu kadar denetimsizlik bu kadar başıboşluk olur.
Freni tutmayan 32 binden fazla araba ki daha muayeneye girmeyenlerle bu 132 bini aşarsa hiç şaşmam . Bunların frenini ben kontrol edemem ki neredesin devlet, devletin ilgili mercileri, trafik yetkilileri, bakanı hatta Başbakanı.. Ha pardon Başbakan, Amerikan Devlet Başkanına öğüt vermekle meşgul; "Dik dur ama kavga etme" Güler misin ağlar mısın? Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.
Güneş
tecellister@gmail.com